Her gün ölüyoruz, öldürüyoruz!

Dün akşam da, bugün sabahta "Ne çok ölüyoruz! Hatta öldürülüyoruz! " başlıklı bir yazı kaleme aldım. 2 yazının sonlarına doğru yaklaşırken bilgisayarım dondu, adeta kilitlendi ve düğmesinden yeniden açıp kapamak zorunda kaldım.

Her zaman yaptığım hatayı yine yapmıştım. Yazımı kayıt etmemiştim çünkü direk Facebook sayfamdan yazıyordum, bu sayfaya yazarken burada var olanlar bilinçaltımda beni yazmaya teşvik ediyor.

Beyaz bir sayfa açıp word dosyasına yazmamla direk facebook sayfasına yazmam arasındaki ilham kaynağımın farkını da böylelikle gördüm. Yalnız bu bilgisayar kilitlenmesine de anlam veremiyorum.

Herşey bir anda kilitleniyor. Mause bile çalışmıyor, düğmeler işlevini yitiriyor ve tek seçenek olan açıp kapama düğmesine basmak kalıyor. Facebook sayfasında kayıt altına alsanda, kopyalasanda açıp kapatınca o yazıyı bir daha bulamıyorsun. Yani, ben bulamıyorum.

Yazmaya başlamıştım ülkemizde meydana gelen büyük felaketlerden/depremlerden, aydınların katledilmesi ve suikasta ugramasından tutunda, Çorum, Maraş, Sivas katliamları ile birlikte dürüstlüğü ile bilinen siyasi ve askeri insanlarımıza yapılan faili meçhul örtülü suikastlardan, azmettiricilerinin bulunamadığından! Türk Milletini birbirine nasıl düşürdüklerini, kırdırmaya çalıştıklarını, ihmalleri, siyasilerin zaaflarını....Etnik Irkçıları ve Dinsel Bölücüleri!

Özetle 1999 yılı İzmit depreminde18 bin civarında insan öldü,

2023 yılındaki Kahramanmaraş Merkezli büyük felaket/depremde 60 bin civarında insan öldü. Şimdi, fay üstüne bina yapılmasına izin verenler, inşaattan çalan hırsız müteahhitler yüzünden, bu müteahhitleri denetlemeyen, görevini savsaklayanlar yüzünden ölüyoruz/öldürülüyoruz.

Maraş, Çorum, Sivas katliamlarında Türk Milletini birbirine düşüren karanlık güçler tarafından meydana gelen yüzlerce ölümler/öldürülmeler, Kültürümüze vurulan darbeler, 1983 yılı döneminde peşpeşe suikasta giden Atatürk Milliyetçisi, Cumhuriyetçi, Ulusalcı aydınlarımız, askerlerimiz ve siyasetçilerimizle... ölüyoruz, öldürülüyoruz!

Son olarak Bolu Kartalkaya Grand Kartal isimli otelde öldük/öldürüldük.

78 insan yasayı/mevzuatın maddelerini yok edip, çalan hırsız işletmeci tarafından adeta öldürüldü. Bu hırsızı denetlemeyen kamu görevlilerinin ihmalleri sonucu öldürüldü!

Ne çok ölüm var ülkemizde...Hangi birini saysam ki! Neden böyle oluyor? sorusunu ister istemez soruyorum. Neden bu yozlaşmalar, neden bu kutuplaştırmalar, neden bu ihmaller ve neden bu sorumsuzluklar!!!

Dönüyorum, dolaşıyorum çözüm adresi olarak siyasetçilerde takılıp kalıyorum. Çünkü, bu ülkeyi yöneten hükümetler ile bu hükümetler yön ve yol veren muhalefet siyasetçilerinin etkisini sorgulama ihtiyacı duyuyorum. Hain fetönün 2016 yılındaki kalkışması Türkiye için yeni bir dönemin başlangıcı olmuştur. Bu yeni dönemde ülkemiz ve milletimiz adına çok şeyler bekliyoruz.

Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan dün Yargı Reformu konularını açıkladı ve 4 yıl içerisinde bunlar gerçekleştirilecek dedi. Çok güzel ve anlamlı konulara değindi umarım biran önce gerçekleştirilir, hayata geçirilir. Bu milletin buna çok acil olarak ihtiyacı var.

Artık o kadar çok ölüyoruz ki, bu sadece bedenen değil aynı zamanda ruhen de, yorgunluk, yılgınlık, ve asosyallik almış başını gidiyor. Bir taraftan ekonomik sıkıntı, diğer taraftan hayallerini/umutlarını kaybetmeye yüz tutmuş insanlar! Bir taraftan kaos oluşturmak için fırsat kollayan hainler!

Sayın Cumhurbaşkanı tarafından açıklanan yargı reform paketi bir umut ta oluşturdu ancak bu durumda ortaya koyuyor ki, hayli eksikliklerimiz var.

Bu eksiklikleri giderecek olan başta siyasilerdir.

Siyasiler demişken bir de seçim yasası ile ilgili değişiklik gerekiyor. Seçileceklere yaptırım/seçilme kriterleri filan getirilirse bu yüzyılın Türk ve Türkiye Yüzyılı olacağı konusunda daha emin adımlarla gidileceğini düşünüyorum.

Zor ve güzel bir cografya da yaşıyoruz.

Ve bu cografya da emperyalistlerin emelleri hiç bitmedi. Ülkemizde birliğimizi, dirliğimizi bozmaya çalışan, Türk milletini birbirine düşürmek isteyen etnik ırkçılar ve dinsel bölücülerin faaliyetleri de bitmedi.

Bu emperyalist güçlerle işbirliği yapan, kapitalizmden beslenen bu şer güçler var oldukça da sadece siyasetin ya da devletin değil, bu dava aynı zamanda milletin davası olabildiği sürece ancak başarılı olabileceğiz.

Bu topraklara ve bu topraklarda yaşayanların birliğine, dirliğine ve aydınlık geleceğine sahip çıkmak için yaşıyoruz ancak hırsızlar ve ihmaller yüzünden ölüyoruz, öldürülüyoruz!

Özellikle siyaset yapanlar, etkili yöneticiler bu konularda kanun, yasa, yönetmelik veya mevzuat uygulamaları konularında taviz verecek bir ortama girmemelidir.

Yoksa ihmalkarlıklarıyla, hırsızlıklarıyla ya da... ölmeye ve öldürülmeye devam edeceklerdir! Böyle kalsa yine iyi de, "Adalet, Mülkün Temelidir" sözüne inanç zayıflayacaktır. Buna fırsat verilmemelidir.

Sağlıklı,. Huzurlu ve Güvenli bir yaşam dileğimle, Bolu Kartalkaya Grand Otel de meydana gelen yangında yaşamını yitirenlere Allah'tan rahmet, ailelerine sabır ve başsağlığı dilerim.

Türkiye'nin aydınlık yüzü, araştırmacı usta gazeteci/yazar Uğur Mumcu'yu da 24 Ocak ölüm yıldönümünde saygıyla anıyorum, Ruhu Şad Olsun.

Saygılarımla

Bayram Türkmez

24 Ocak 2025