10 Mart 2025 - Pazartesi

Olmayan- Komünistler yüzünden bu millete neler çektirdiler, Şimdi de..

BİR DE, -olmayan-DİNSİZ, İMANSIZ KOMÜNİSTLERİ ORTAYA ÇIKARMIŞLARDI, BUNLARINDA ABD PROJESİ OLDUĞUNU ANLAMIŞTIK ANCAK! BİR DEFA KIRDIRMIŞLARDI, KUTUPLAŞTIRMIŞLARDI…ŞİMDİ EN SON OYUNLARINI OYNAMANIN PEŞİNDELER!

Yazar - Bayram Türkmez
Okuma Süresi: 7 dk.
Bayram Türkmez

Bayram Türkmez

golbasigazetesi@gmail.com - 05355673077
Google News

BİR DE, -olmayan-DİNSİZ, İMANSIZ KOMÜNİSTLERİ ORTAYA ÇIKARMIŞLARDI, BUNLARINDA ABD PROJESİ OLDUĞUNU ANLAMIŞTIK ANCAK! BİR DEFA KIRDIRMIŞLARDI, KUTUPLAŞTIRMIŞLARDI…ŞİMDİ EN SON OYUNLARINI OYNAMANIN PEŞİNDELER!

      Cennet gibi ülkemizde cehennemi yaşatan unsurlardan olan bölücülük, ayrımcılık, kutuplaştırıcı oluşumlardan, daha sonra dan ABD projesi olduğu ortaya çıkan Komünizmle mücadelenin tarihsel sürecinde yine olan Türk Milletine olmuş ve birbirini kırmış, düşman gibi bakmış, sınıflara bölünmüş,  üreten, düşünen beyinler ya yok olmuş ya da yurtdışına gitmek zorunda kalmış! 

   2 kutuplu dünyanın gücü olan ABD ile Rusya’nın siyasi, sosyal, kültürel ve psikolojik savaşlarında “kobay gibi kullanıldık” ya da bir “piyon” gibi rol aldık desek yakın tarih bizi haksız çıkarmaz.

   Ben de, bu tarihden ders alınması gerektiğine inanıp, bu süreçleri hatırlatıp, toplum bilincine fayda sağlaması,  yeni kutuplaşmalara, ayrıştırmalara ve bölünmelere fırsat verilmemesi için derleyip, toparlayıp özetle sizlere anlatmaya çalışıyorum.  Bu arada bende ögreniyorum.

Atatürk’ün ölümünden sonra içerideki etnik ırkçılar ve dinsel bölücüler eliyle sömürge ülkesi isteyen ABD, bağımsız bir Türkiye hiç istemedi ve halen istemiyor.

Ülkemiz ile 1947-1948-1949 yılında yaptıkları Ekonomik, Askeri ve Kültür/Eğitim anlaşmalarından sonra Komünizmle Mücadele Derneği ilk olarak 1950 yılında Zonguldak’ta kuruldu. MİT içerisinde de Komünizmle mücadele Şubesi de kuruldu. Burada Beşiktaş Kulübü’nün ünlü başkanı MİT'in Komünizmle Mücadele Şubesi görevlisi, efsane başkan! Süleyman Seba olduğu yıllar sonra medya da yerini alınca kamuoyu öğrendi.  

     Diğer taraftan bir kutuplaştırma da, 1940 yılından sonra Türkçülük adına faaliyet gösterenler yargılanmaya başladı., 7 Eylül 1944'te başlayan ve 29 Mart 1945'e kadar süren, Irkçılık-Turancılık Davası Türk siyasetinde önde gelen 23 ismin Irkçılık-Turancılık suçlamasıyla yargılandığı sürecin adıdır. Türkçülük yapanlar ağır işkencelere maruz bırakıldı.  3 Mayıs 1945 Türkçüler için iz bırakan bir zaman dilimidir.

Türkçülerin karşısına hem solcuları, hem de aşırı muhafazakarları diken ABD kültür emperyalizmi ile karşıt gurupları da oluşturmuştu.

Türkiye'de sağ ile sol gruplar arasındaki çatışmaların yoğunlaşmaya başladığı 1970 yılında Deniz Gezmiş, Sinan Cemgil ve Hüseyin İnan ile birlikte Ankara'da Türkiye Halk Kurtuluş Ordusu'nu (THKO) kurdu.  Deniz Gezmiş “Bizim düşmanımız Amerikan emperyalizmi ve yerli işbirlikçileridir” diyerek savunma yapmıştı.

   Şeriat yanlıları ve bunların yolunu açan muhafazakar kesimlerini de örgütlemek için harekete geçildi.  

      Milli Mücadele içinde önemli yeri olan Milli Türk Talebe Birliği (MTTB) 1916 yılında kurulmuştu  Belli dönemlerde kapandı-açıldı ve 1946 yılında, yeniden merkezi İstanbul’da olmak üzere, birlik; “Türk Talebe Birliği” adıyla tekrar kuruldu. Logosunda Bozkurt vardı. 1965 yılına kadar milliyetçi-ulusalcı bir çizgi de faaliyetlerini sürdürmüştür. 1965 yılından itibaren MTTB faaliyetlerini milliyetçiliğin yanısıra muhafazakarlığa da ağırlık veren bir yapıda sürmüştür. Zaten Bozkurtlu logosu da değişmişti. 1965 yılından sonra da Komünizmle mücadele alanında toplantılar tertip etmiş ve kampanyalar başlatmıştır.

Ülkemizde, üinversitelerde ABD karşıtı düşünceler oluşuyordu. 10 Şubat 1969 tarihinde 68 gençliği denilen ögrenciler Amerikan 6. Filo'sunu marşlarla ve slogan atarak tepkiyle karşıladı.

   Zaten başından beri mitinglerinin en önemli sloganı "Bağımsız Türkiye" idi. 16 Şubat 1969'da Amerikan 6. Filosu'nun İstanbul'a demirlemesini protesto için "emperyalizme ve sömürüye" karşı bir miting yapanlara karşı, o dönem MTBB üyelerininde içinde yer aldığı bir grup "Müslüman Türkiye" sloganlarıyla karşı karşıya bırakıldı. Sonucunda 2 ölü ve 200 den fazla yaralı olarak adı “kanlı Pazar” olarak kayıtlara geçti.

1980 öncesi komünist-faşişt diye ikiye bölünen insanlarımız birbirine kırdırılırken, sünni-alevi, laik-antilaik gibi fitne ateşleriyle de, birçok kanlı organizasyonların içinde kalarak birbirine kırdırılmak istendi.  Ellerinde en son olarak Türk-Kürt çatışması kaldı. Bugün de bu oyunu oynamaya çalışıyorlar.

  Bugün bile yakın tarihimizi bilmiyoruz ya da bilmek istemiyoruz. Okuma alışkanlığımızda yok. Milli Mücadele dönemindeki 150’likler konusunu yüzde 99’umuz bilmiyor.

    Bugün bile içerisinde yetişmiş birçok siyasetçinin yer aldığı  Milli Türk Talebe Birliği (MTBB) tarih içerisindeki sürecini, gelişimini ve faaliyetlerini kesinlikle okuyup, öğrenmemiz gerekiyor. Bu ülke ve milletin üzerinde etkisi olan hangi unsur varsa onları tanımamız gerekiyor

Suriye’deki son gelişmeler ülkemizin başını ağrıtaca benziyor, bunlardan da ders alacağız. Sömürge ülkelerinin – Emperyalizmin son oyunu olan Türk-Kürt karşılaştırması ve çatıştırması, Suriye’de din/inanç  temelli çatışmalar üzerinden kaşınıyor!

Buradan gelecek tehlikeye ve içimizdeki işbirlikçilerine karşı birliğimizi, dirliğimizi koruyup, MİLLİ RUHU diri tutmamız gerekiyor.

   Bunun içinde Milli Mücadele gibi çok önemli tarihimiz önümüzde duruyor. Bu mücadele ile ilgili her çeşit hikayeyi anlatmalıyız, her çeşit mücadeleyi yaşatmalıyız ve başta milli mücadelenin başkomutanı olan Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere tüm kahramanlarına sevgi, saygımızı göstermemiz gerekiyor. Özellikle cemaat temsilcileri bunu yapmak zorunda. Geçen hafta da yazdım Diyanet İşleri Başkanlığı kendi içerisinde bu devrimi yapabilmelidir. Kurucusu olduğu kurum tarafından her daim saygı, sevgi ve dua ile anılmalıdır.

Tarihte de yaptığı gibi Türk Milletini birbirine kırdırmaya, bölmeye çalışan ABD ve İsrail yine boş durmuyor. Suriye’yi de karıştırıyor.  Diyanet İşleri Başkanlığımıza Milli Ruhun diri tutulması konusunda  büyük görevler düşüyor.  Ortada var olan Cemaat temsilcilerinin  birliğimiz, bütünlüğümüz adına Atatürk’le barışmaları,kucaklaşmaları, sevgi, saygılarını sunup, Anıt Kabire gidip dualarıyla Milli Ruhu şahlandırmaları gerekiyor.

   Yoksa, ABD ve diğer sömürge ülkelerinin işine gelen, ürettikleri proje olan  şu dinsiz, imansız - olmayan-Komünistler yüzünden ayrıştırlarına bu seferde Kürt-Türk, Sünni-Alevi diyerek devam edecektir. Bunlara fırsat vermememiz gerekiyor.

   Zira, her zaman olduğuğu psikolojik bir harbin içerisindeyiz.

 Zaten ne demişti Mustafa Kemal Atatürk

“Bir ulus, sımsıkı birbirine bağlı olmayı bildikçe yeryüzünde onu dağıtabilecek bir güç düşünülemez.”

Bunu 13.Yüzyılda Hünkar Hacı Bektaş Veli’de söylemişti. “Bir olacağız, İri olacağız, Diri olacağız.”En güçlü silahımız budur.

Ülkemiz - Milletimiz tüm prangalarından kurtulmak için bir aydınlanma sürecinden geçiyor ve bu süreçten nasıl çıkacağımızı birliğimiz, dirliğimiz belirleyecek.

Saygılarımla

Bayram Türkmez

09 Mart 2025

#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Tüm Yazıları