20 Aralık 2025 - Cumartesi

GÖLBAŞI MODEL KENT OLMA YOLUNDA İLERLİYOR!

“Köklere inmeden, Göklere Çıkamazsın” çok hoş bir cümle olup, Gazetemizin toplum bilincine yönelik çalışmaları içerisinde Gölbaşı’nı “Model Kent” oluşturma yönündeki haber ve yorumlarımız ile biz kendi hemşehrilerimizi bilgilendirici, bilinçlendirici

Yazar - Bayram Türkmez
Okuma Süresi: 6 dk.
Bayram Türkmez

Bayram Türkmez

golbasigazetesi@gmail.com - 05355673077
Google News

GÖLBAŞI MODEL KENT OLMA YOLUNDA İLERLİYOR!

“Köklere inmeden, Göklere Çıkamazsın”  son yıllarda duyduğum çok anlamlı, derinliği olan hatta geleceğimize ışık tutan bir özlü söz. Öncelikle Türk Dünyası çalışmalarında duymuştum ancak bu özlü sözü her alanda kullanabiliriz.

    “Köklere inmeden, Göklere Çıkamazsın” çok hoş bir cümle olup, Gazetemizin toplum bilincine yönelik çalışmaları içerisinde  Gölbaşı’nı “Model Kent” oluşturma yönündeki haber ve yorumlarımız ile biz kendi hemşehrilerimizi bilgilendirici, bilinçlendirici veya düşündürücü ortamlara süreklemek istiyoruz.

   Düşünen Gölbaşı-Tartışan Gölbaşı-Konuşan Gölbaşı ve Model Gölbaşı hedefiyle kendi şartlarımızla yazarak anlatmaya çalışıyorum. Yeni kelimeler, yeni cümleler ve yeni oluşumlara yönelik ipuçları ve kendi bölgemizin insanlarıyla birlikte tartışarak memleket meselelerine sahip çıkarken, birliğimizi, bütünlüğümüzü bozmadan, dirliğimizi koruyarak bunu başarmak istiyoruz.

    Onun içinde yeni insanlarla birlikte yeni düşünceler, yeni yerler tanıyarak yeni kültürler ile tanışma fırsatı bulup “Kültürler Arası” kopuklukların/iletişim eksikliklerin neler olduğunu da anlamaya çalışıyoruz.

Anadolu’nun  tarih ve  derin kültüründe var olan “Duru Türkçemiz” bizim rehberimiz olup,  her kelimenin, her cümlenin bozulmadan günümüze kadar gelmesinin yanında, bunları geleceğe taşımanın da yöntemlerini ister istemez düşünüyoruz.

   Çünkü,  köklerimize ancak bu Duru Türkçe ile inebiliriz, derin bağlarımızı ancak bu duru Türkçe ile kurabiliriz. Çok şanslıyız ki, Anadolu'da kaybolan duru türkçenin, Azerbaycan dilinde var olduğunu görüyoruz. Yani, bu tohumlarımız halen var!

     Onun için Milli Mücadele döneminde de konuştuğumuz dil aynı, Yunus Emre’nin dili de aynı, Selçuklu’nun konuştuğu dil de aynı, İslam öncesi konuşulan dil de aynı dil olup yazım şekillerinin/harflerinin değişmesi ve inanç farklılıkları sonucu oluşan bölünmelerin etkisinde kalmadan bunu gerçekleştirmek zorundayız.

 Gölbaşı’nda hangi konuların ilgi çektiği, sosyal medya takipçilerinin hangi konuları daha çok beğendiği, hangilerine daha fazla ve nasıl yorum yaptığı ile birlikte hangi alanlarda izlenme oranlarının farklılıkları olduğunu da bizler sayfamız istatistiklerinde görme fırsatı buluyoruz.
İlçemizde "sahada" sosyal hareketlilik dönemi yok denecek kadar azalmıştır.  

    Sonucunda temelini ekonomik nedenlere bağladığımız ancak bunun yanında ülkemiz gündemiyle birlikte “yorgun düşen/düşürülen” sosyal insanlar her geçen gün artmıştır.   Ülkemiz dışında gelişen kaos ve savaşlar ile oluşturduğu endişelerin etkisini yabana atmamak gerekir.

    Bunun yanısıra ezber bozan konuşmalar yapan siyasilerin etkilerinin de toplumsal sinerji oluşturduğu ortadadır.   (ben buna -uyandırma ve iç cephenin güçlendirilme projesi - diyorum)

Bu gidişatın nerede ve nasıl duracağı konusunda belirsizlik olunca düşünsel yorgunluk artıyor.

    Ancak, günümüzde en geçerli olan Psikolojik Harp Tekniklerini yabana atmamak gerekiyor.

    Devletlerin kendi çıkarları doğrultusunda her zaman ekonomik/kültürel…örtülü savaşlar var.

    Sorun, içimizdeki dinsel bölücü ve etnik ırkçılar  olan sömürgecilerin işbirlikçileridir. Yani,  milletimiz üzerinde bir özgüven bunalımı oluşturmak isteyenler ile özgüveni vermek isteyenler arasında da siyasi, kültürel ve ekonomik mücadele açık/örtülü şekilde var. 

  Türk Milleti dünya da, evrensel değerleri yakalamak için çok şanslı, şartları da uygun olan millettir.

 Bunu da Türk Dünyası  7 bağımsız Türk Devleti ve 20 civarındaki Özerk Cumhuriyeti ile de yapılan/yapılacak etkinlikler ile buluyoruz/bulacağız.   “Fikir’de, İş’te, Dil’de” birlik sağlamak için güdümlü bir füze gibi kilitlendiğimiz hedef  Türk Birliği olmalıdır.

    Bu konu da, ülkemizdeki cemaat liderleri ve üyeleri gerekli desteği vermiyor. Diyanet İşleri Başkanlığı’da mesafeli duruyor! Ben isterim ki, Gölbaşı İlçe Müftülüğü bünyesindeki personelle birlikte ögrencilerini de alıp bir gün Anıtkabir ziyareti yapsın ve Atatürk içinde güzel dualar yapılsın.

     Böyle düşünen birçok imam olduğunu da biliyorum, çünkü onlarda biliyor ki Türkiye'nin ve Türk Milletinin birleştirci gücü Mustafa Kemal Atatürk'tür, köklü Türk tarihi ve kültürüdür.

Türk Devletleri Topluluğu içerisinde Türk kökenli olduğunu haykıran Macaristan halkının inancının Hristiyan olması ya da diğer Türk Özerk Cumhuriyetlerinde yaşayanların inançlarının farklı olması Türk Dünyası projesine, ülkemizdeki cemaatlerin mesafeli durmasına neden oluyor.  Bu durum bölücülere ve emperyalist güçlere fırsatlar oluşturmaktadır. 

 Ülkemizdeki cemaat liderlerinin ve üyelerinin Türk Dünyası’nı desteklemeleri birliğimiz, dirliğimiz adına başarıya daha hızlı götürecektir.

    Hatta, Cemaat liderleri ve üyeleri başta olmak üzere, Diyanet İşleri Başkanlığı da “Atatürk’le yakınlaşma Projeleri” adı altında etkinlikler yapabilmelidir.Okullardan başta İmam Hatip Lisesi öğrencilerine Atatürk sevgisi uygulamalı olarakta verilmeli, Anıtkabir ziyaretleri de yapılabilmelidir.

   Amaç, bütünlüğümüzü, birliğimizi, dirliğimiz sağlamaktır. İç cepheyi güçlendirmektir. Tüm bunların yanısıra köklerinden koparılmadan geleceğe yürüyebilmektir. Köklere inmenin aydınlık yolunu açmaktır ki, Türk Milleti olarak göklere hızlı çıkabilelim!

20 Aralık 2025

Saygılarımla

Bayram Türkmez

#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Tüm Yazıları