AKLIN KARIŞMASIN ANADOLU'M!
Eski kafa filan değil! Boşver, anlamayınca “ben eski kafayım” diyerek başka kıyıdan bakmayı! Sen, Anadolu kafasısın! Hatta, Anadolu’nun ta kendisisin sen! Bakma öyle arasıra aklının karıştığına...
Bayram Türkmez
golbasigazetesi@gmail.com - 05355673077Deneme- AKLIN KARIŞMASIN ANADOLU'M!
Eski kafa filan değil! Boşver, anlamayınca “ben eski kafayım” diyerek başka kıyıdan bakmayı!
Sen, Anadolu kafasısın! Hatta, Anadolu’nun ta kendisisin sen!
Yüreğinde de sevgi, hoşgörü, şefkat…gibi duyguları hep barındıran, adaletli duruşunla kelebeğin ağırlığı kadar bile başkasında yük olmayan, toprağa, börtü, böceğe bile dost duruşunla emin adımlarla yürüyen… sen Anadolu’sun!
Bakma öyle arasıra aklının karıştığına, genç – yaşlı diyerek kuşaklar arasında sıkıştığına…hatta bazen de umutsuzluğa kapıldığına!... dalma öyle derin derin düşünüşlerde kaybolmaya.
Sen Anadolu’sun, binlerce yıldan beri köklerini saldığın bu topraklarda duru Türkçen başta olmak üzere birçok lehçeye de ev sahipliği yapan. Kaçanları, Göçenleri bağrına basıp, onları toprak/ev bark sahibi, vatan sahibi yapan ve bu büyük Türk Milletinin kucağında sevgiyle büyüten!
Sen busun, Anadolu’sun! Aklın karışmasın, düşüncelere dalıp kaybolma sakın…ruhunun bu güzelliklerini kaybedersen o zaman her taraf yangın yerine döner.
Seni düşündürüp aklını kurcalayanlar, ruhunu incitenler…bunlar yetmezmiş gibi tarihini, kültürünü çalanlar, tahrip ederek yozlaştıranlar ve bu koca milleti bölmeye çalışanlar biliyorum ki, gün gelecek kaçacak yer arayacaklar! Hani, derler ya, fare deliği bulsa oraya da girmeye çalışacaklar!
Hatırlasana, 19 Mayıs 1919 da bir ışık Samsun’dan dolaşa dolaşa gelmişti. Sen çağırmıştın onu aslında, hatırladın mı! Geldi seni buldu ve olanı biteni anlattın. Beni, benden alanı, benim olanı çalanı, talan edeni, geçmişimi sileni…yok et!, bu topraklardan def et! dedin.
Daha çok şeyler söylediydin ancak söylemekle de kalmadın bu ışığı parlatmak için dağlarda çoban ateşleri yaktın. Seslendin herkese “gelin-bize katılın. Hürriyet olmadan ibadet zaten olmaz da, millet te olmaz, devlette olmaz. Bağımsızlık hiç olmaz!” diye… Bu kutlu yürüyüş ışığıyla tüm Anadolu’yu aydınlatmıştı.
Bu aydınlıkla “Türk, çocuğu öksüz kalır, ancak Vatansız kalamaz” diyen analarımızın duasıyla, “ya istiklal, ya ölüm!” diyen öz duruşunla, küllerinden yeniden doğmadın mı!
Neler yapmadın ki, yokluklar içerisinde! 7 düvelin askerlerini işgal ettikleri topraklardan geldikleri gibi göndendin. Yangın yerine dönen bu topraklarda “Herşey bağımsız bir Türkiye, Hür kalmış Türk Milleti” için dedin. Başbuğuna inandın ve yaptın bunu. Sonra ona en büyük Türk deyip “Atatürk” adını verdin.
Seni hiçbir şey yıldırmasın, hiçbir şey korkutmasın, hiçbir kaygıya, endişeye düşürmesin. En kötüsü ne olabilirdi ki başka, en kötüsünün üstesinden zaten gelmiştin! 100 yıl önce küllerinden yeniden doğmuştun.
Bırak, dünya değişsin, anlaşmazlıklar olsun, insanların doyumsuzlukları, anlatma/anlaşılma sorunları var olsun! İserlerse, Her şeyi para olarak görsünler, para üzerine dünyalarını kursunlar!
Onların dönüp dolaşıp geleceği yer yine senin bağırındır. Köklü, medeniyetin, Sevgi, Hoşgörü, Şefkatinle var olan insanlığındır.
Seni, yoranlar, seni kıranlar, üzenler, bölüp parçalamak isteyip kara kara düşündürenler elbet onlarda sana gelecek. İster öyle gelecek, ister böyle gelecek!
İşte, o geleceği de yine sen yazacaksın Anadolum, aklın karışmasın!
Sevgilerimle
Bayram Türkmez
11 Haziran 2023