Adayların başarısını Dış Politakaya ve Teröre Karşı Duruşu Belirliyor
Türkiye'nin ne çok derdi var böyle. Ancak, dert açanların başında da ABD var. Halen TBMM kayıtlarında var olan aşağıdaki anlaşmaları inceleyin.
Bayram Türkmez
golbasigazetesi@gmail.com - 05355673077Türkiye'nin ne çok derdi var böyle. Ancak, dert açanların başında da ABD var. Halen TBMM kayıtlarında var olan aşağıdaki anlaşmaları inceleyin.
Dış politikayı ıskalayan, yolunu, yöntemini çizemeyen ya da yanlış çizenin bu ülkenin/milletin başına nasıl bela açtığını belki on yıllar sonra görüyoruz.
Bu anlamda, 15 Temmuz 2016 tarihi Türkiye için bir dönüm noktası olup, Fetö hain örgütü ile başlayan işgal/kalkışma girişiminin başarısız olmasıyla ülkemizde de köklü değişikliklere gidildi/gidiliyor. En başta Parlementer sistemden Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine geçmemiz bile başlı başına çok önemli bir süreçtir. Aşağıda, ABD ile olan 70-80 yıl önce yapılan anlaşmaları uygun zamanınızda inceleyin.
1- Türkiye-ABD Silah Anlaşması...
https://www5.tbmm.gov.tr/tutanaklar/KANUNLAR_KARARLAR/kanuntbmmc020/kanuntbmmc020/kanuntbmmc02003646.pdf
2-Türkiye ABD Kültür Anlaşması...
https://www5.tbmm.gov.tr/tutanaklar/KANUNLAR_KARARLAR/kanuntbmmc032/kanuntbmmc032/kanuntbmmc03205596.pdf
3-
Ve küçük Amerika olacağız diye feda edilen Büyük Türkiye ile ilgili en can alıcı anlaşmalardan birisi de 3 Nisan 1948’de yürürlüğe sokulan Marshall Planı olup, bu plan 75. yılını geride bıraktı.
Şimdi, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nde 2. tur Cumhurbaşkanı seçimi yapılacak. Çünkü, 1. turda yüzde 50+1 i geçen aday olmadı. Kimilerinin "ucube" diye eleştirdiği bu sistem bakın nasıl "umut" veren bir sistem oluverdi. Bu sistemi değiştireceğiz diyene kadar eksik yönlerini ortaya koyun, onları tadil edin. Hatta, seçim yasasını değiştirip, secileceklere dönemsel, sosyal ve mesleki kriterler getirin.
Ülkemizde, Terörü de, ekonomiyi de ve diğer olumsuzlukları da oluşturan/tetikleyen konuların başında sömürge ülkeleri geliyor. Onun için siyasilerin dış politikada ki duruşu her şeyden önemlidir.
15 Temmuz 2016 tarihinden itibaren iç ve dış politikamız "Ne ABD, Ne Rusya, Ne de Çin Herşey Türke göre Türk için" hedefinde gittiğini yüksek şekilde hissediyorum. Hatta Türk Devletler Birliği ile yapılan anlaşmaları/ilişkilerin geliştirilmesini görünce seviniyorum.
Bunda, Cumhur İttifakı ile birlikte Sayın Devlet Bahçeli'nin büyük rolü vardır.
Ülkenin ekonomisinde sorunlar var ancak bu milletin önceliği bu sorunları oluşturan, hatta kaynağı olan dış politika ve teröre karşı olan duruşlar/açıklamalar/ittifaklar...sonucu ortaya koyuyor. Onun için siyasilerin dış politikadaki duruşu, teröre karşı mesafeli duruşu seçmene de yol ve yön veriyor.
Son dönemlerde belki de bir Millet uyanıyor. 100 yıl önce Silahla verdiği Milli Mücadelesini şimdi de Ekonomik, ,Kültürel...olarak vermeye başladı. Bir de konuya burdanda bakmak gerekir.
Ancak, ne olursa olsun, Sessiz Bir Devrim! oluyor. Bu sözü 1999 yılında da Sayın Bülent Ecevit'ten de seçim meydanlarında "Sessiz Devrim" yapıyoruz diye duymuştum. Bunu son yıllarda Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'da kullanıyor.
Ancak, bir önemli devrim daha oluyor bu ülke de...
Bir "zihin devrimi" süreci yaşıyoruz. Bu gidişle 3-5 yıl sonra toplumsal bilinç sıçraması da doğal olarak gelişecektir.
Bu durumlar ülkemizin geleceği için güzeldir. Ancak, esas güzel olanı ülkemiz nüfusunun en az yüzde 40'nın bir cemaatle direk ya da dolaylı olarak bağlantısı var. Bu cemaatler içerisinde Türk Tarih ve Kültürünün kabul görmesi, Atatürk'ün benimsenmesi söz konusu olmaz ise bu zihin devrimi başarılı olamayacak. Sadece bu değil. Aynı şekilde Etnik ırkçıların (şartlanmışlar/emperyal görevliler hariç)sempatizanlarınında Atatürk'ü kucaklaması, birliğimiz yönünde düşünceler üretmesi olmaz ise yine bu zihin devrimi başarılı olmayacak.
Ancak, görülen o ki, 15 Temmuz 2016 Hain Fetö Operasyonu ile birlikte bu süreç başarılı şekilde devam ediyor. Umut ediyorum ki, aynı şekilde taviz verilmeden daha da güçlü şekilde devam eder.
Saygılarımla
Bayram Türkmez
20 Mayıs 2023