bodrum escortlar istanbul escortlar izmir escort bayan aliağa escort casino siteleri
15 Ocak 2025 - Çarşamba

Kendi Kültürüne Sahip Çıkmazsan, Başkası sahiplenir ve bunu kullanır

Geçmiş zamandı televizyon programında Mevlana ve Mesnevisi konulu söyleşi vardı. Bir ögretmende canlı yayınla bağlanarak Mesneviyi ve Mevlanayı eleştirip «şehvet düşkünü/sapkın bir kadının at ile cinsel ilişki yaşadığını» anlattığını belirterek Mevlana’yı

Yazar - Bayram Türkmez
Okuma Süresi: 6 dk.
Bayram Türkmez

Bayram Türkmez

golbasigazetesi@gmail.com - 05355673077
Google News

TÜRKİYE CUMHURİYETİNİN TEMELİ KÜLTÜRTÜR.

Gazi Mustafa Kemal Atatürk

Geçmiş zamandı televizyon programında Mevlana ve Mesnevisi konulu söyleşi vardı. Bir ögretmende canlı yayınla bağlanarak Mesneviyi ve Mevlanayı eleştirip «şehvet düşkünü/sapkın bir kadının at ile cinsel ilişki yaşadığını» anlattığını belirterek Mevlana’yı itibarsızlaştırmaya çalışıp, «bunu ben ögrencilerime nasıl anlatacağım?» diyerekte eleştiriyordu.

Konuyu merak ettim, Prof. Dr. Adnan Karaismailoğlu’nun türkçeye çevirdiği Mesnevi’yi değişik zamanlarda okumaya başladım. Türk isminin sık sık kullanıldığı mesnevi’nin Kuran-ı Kerim ayetlerinin yorumlanmasıyla birlikte zamanın hikayeleri birleştirilmiş. Ve mesnevinin her hikayesinde insan egosunun zararları, kişisel ve toplumsal sorunları, din açısından uygun olmadığı, Kuran-ı Kerim’i anlamak açısından da düşünmeye sevk eden anlatımlar var. 13.YY dönemini hikayelerle anlatmaktadır.

Temel amacı olarak insan EGO’sunu/NEFİSini (şehvet, ihtiras, hırs, kin, intikam, kıskançlık, öfke,nefret…vb davranış ve düşüncelerin ) zararlarını anlatıp, bu EGO’ları yenmeden belli mertebelere ulaşılamayacağını anlatıyor.

Ancak, mesneviyi her okuduğunda da başka başka anlamlar ve yorumlarda karşımıza çıkıyor. Zaten hikayeler birbirini takip etmiyor, onun için sürekli düşünceye sevk ediyor. başlayan bir hikaye arasına başka hikayeler (genelde başka canlılara da benzetmelerle) alınıyor ve sonrasında farklı hikayelerle soyut alemin, somut durumu anlatılmaya çalışılıyor. Benim anladığım bu ancak, farklı bakanlar olabilir.

Şimdi, Mesneviyi okuduktan sonra, televizyona bağlanarak «ben bu mesneviyi ögrencilerime nasıl okutacağım diyerek beyninin odaklandığı yer olan cinsel bakışına bağlayan ögretmeni, ya çok cahil ya da çok hain bir kişi olarak andım.

Zira, Bilmeyene öyle kötülüyordu ki, Mesneviden uzaklaştırıp, alıp okumasını bu sözleriyle de engelliyordu. Ve 13. Yüzyılda Türk adını kullanarak varlığımızında delilini ortaya koyan bu eser, aynı zamanda İslamın özü olan EGO’lardan yani NEFİSlerimizden uzaklaşmamız için döneminden yaşanmış birçok örnekler veriyordu. Mesneviyi kötüleyen o ögretmen aynı zamanda Türk tarihine de zarar veriyordu,.

Böyle derin bir felsefeden insanların mahrum kalması içinde sözler sarfediyordu. Bunu niye yapıyordu bilmiyorum ancak bana göre doğru birşey yapmıyordu.

Diğer yandan, Mevlana ile aynı dönemde yaşayan Nasrettin hocanın Şems’in öldürülmesinden sonra ters düştüğü ve düşman gibi davrandığını da değişik tarihçilerden okuyoruz.

Bu konu hakkında yorum yapmak beni aşar ancak şunu söylemeliyim ki. Bu olanlar 13. yüzyılda olmuş olaylardır. Bugüne baktığımızda hiç birisi yoktur. Hepsi de Anadolu’nun değeridir. Eğer ki, bizler bu değerlere sahip çıkmaz isek, çıkacak o kadar çok devlet ve arap ve fars toplumları var ki, bu da kendi elimizde derin kültürümüzün, felsefemizin ortadan yok olması, yok edilmesi demektir. Onun için şu anda geçmişin olumsuzlarını bugüne taşımak milletimize fayda değil, zarar verir. Birliğimize, Dirliğimize, Bütünlüğümüzü baltalamak isteyenlere fırsat verir. Bizler, milletimiz için yararlı olanları almasını bilip, zararlı olanları da atmasını bilmeliyiz.

Mevlana Mesnevisinde ego/nefisin bireysel ve toplumsal zararlarını anlatıyor. Günümüz şeriatçıları da cihadı topla, tüfekle, kılıçla…savaşmak olarak anlatıyor. Mevlananın Mesnevisine göre Cihat, Ego ile yani insanın Nefisi ile savaşması ve onu yenmesi olduğu, bunun içinde yol gösterici hikayeler anlattığını da görüyoruz.

Burada ayrıca şu konu da benim aklımı kurcalıyor. Mezarlık girişlerinde ya da bazı imamlar/müftüler söylemlerinde «Her Nefis ölümü tadacaktır.» derken bedenen ölümü kastediyor ancak aslı bana göre de EGO/NEFİS olup, ruha hitap etmektedir. Bu benim yorumum olup, Gölbaşı Müftümüz bunu açıklığa kavuşturursa sevinirim.

Bu Mesnevi konusu böyle, okuması ve anlaması kolay değil ancak Türk adının ve örneklerinin verildiği bizim Anadolu’da ki varlığımıza da delil olan bir eser. Ve her yönüyle değerlidir.

Diğer taraftan geçen gün sosyal medya da kara propaganda yapıyorlar. Köklü Türk Tarihinden gelen, bunu Anadolu da da uygulayan genelde yaşlı bilge kadınların şifa dağıttığı ilaçlara «kocakarı ilaçları» deniliyor. Türklerin köklü kültürü olan Şamanlıkta zaten bu bilgelik vardır.

Şimdi, bu Kocakarı sözü birilerini rahatsız ediyor. Güzel bir hikaye ile de süsleyerek diyor ki «Bu tabirin aslı “Koca Karia"dır.› diyerek başka bir millete bağlayıp, köklü Türk Kültürü ve birikimini böyle yok ediyor. Böyle yazı ve söylemleri Milliyetçiyim, Ulusalcıyım, Atatürkçüyüm diyen birçok kişi beğenip paylaşıyor. Bu kocakarı sözünde, Anadolu Türk kültüründe, insanın doğa ile bütünleşmesi de vardır. Onun için Erkeği bir dağa benzettiği, dağın tepesindeki Kar'ı da kadına/eşine benzettiği yönünde yorumlanır. Yani, dağ gibi adamı sarıp sarmalayan, onu besleyen, koruyan...karı'sı anlamında.

Aslında, birkaç farklı konu daha yazacaktım bunlara bağlantılı olarak ancak yazı uzadı.

Ve bu kadar yazıdan sonra Hünkar Hacı Bektaş Veli'yi de anmadan geçmek olmaz, Türk ve Türkçe değerimiz olan büyük bir felsefeci ve din alimi...Birçok insan gibi, bizlerde onun 4 kapı 40 makam diyerek bahsettiği derleme eserlerinden biri olan Makalat'ı bile bu gidişle unutacağız!

Burada Tarih ve Kültürün ne kadar önemli olduğuna dikkat çekmek için bunu yazdım. Köklü tarihimize sahip çıkamaz isek başkaları sahip çıkar ve bunu da silah olarak bize karşı kullanır.

Onun için Atatürk’ün ne dediğini tekrar hatırlayalım.

TÜRKİYE CUMHURİYETİNİN TEMELİ KÜLTÜRDÜR.

Saygılarımla

Bayram Türkmez

14 Ocak 2025

Not. Bu düşüncelerimle birlikte her zaman özeleştiriye açığım. Beklerim.

#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Tüm Yazıları