BENİM USTA'M
Gölbaşı Öyküleri-1 Kelebek Etkisi adlı kitabımda ustam dediğim bir kişi ile konuşuyorum. USTA’nın kim olduğunu merak edenler bana soruyor. Usta Kim?
Bayram Türkmez
golbasigazetesi@gmail.com - 05355673077BENİM USTA'M
Gölbaşı Öyküleri-1 Kelebek Etkisi adlı kitabımda ustam dediğim bir kişi ile konuşuyorum. USTA’nın kim olduğunu merak edenler bana soruyor. Usta Kim?
Ben yaklaşık 7 yıldan beri yaz mevsiminde genelde Milas’ın bir Orman Köyü’nde yaşıyorum. Oranın doğasını seviyorum, insanında da güzel şeyler, doğallık buluyorum. Bir de, dinlenmek içinde, kendini dinlemek içinde bir yer olarak görüyorum. Ancak, her şeyden önemlisi o yörede (ona benzer yörelerde de) özellikle yaşlı insanları dinlemekten, onlarla konuşmaktan, onları anlayıp bir şeyler ögrenmekten de mutlu oluyorum.
Dağ Köyünde yaşayan yaşlı bir insandan/İnsanlardan ne ögrenebiliriz? diye soranda olursa ayrıca anlatırım.
Neyise, Üzüm Salkımı gibi sunduğum Gölbaşı Öyküleri-Kelebek Etkisi kitabımdaki USTA’da aşağıda fotoğrafını gördüğünüz Celal dayım. Fotoğrafta zaten Celal dayı, eşi Feriştah yenge ve ben varım. 7 yıl önce köyde çekindiğim bir fotoğraf. Celal dayı şu anda 85 yaşında ve o zamanda Feriştah yengeye bahçelerden topladığı demet çiçekleri getirip veriyor, sevgisini sunuyordu. AŞK üzerine, BİLGElik üzerine söyleyeceği sözleri olmalıydı. Belki «seni seviyorum»demiyordu ancak çiçeklerle, güllerle daha sade ve anlamlı şekilde anlatıyordu.
Sadece bu değil, USTA aynı zamanda doğa’nın dilinden anlayan yaşlı bir kurt misali, memleket sevdalısı, bana anlatacak hikayeleri olduğunu hissediyordum, ögreneceğim çok şeyler vardı belli ki.
Köyde yaşayanların çoğu ne olup bittiğini anlamaya çalışıyordu. Celal Dayı ve Feriştah Yenge ile neden yakın olduğumu sorguluyor. Neden, onlarla Sadece köyümüzde değil, Milas olduğu gibi Bodrum, Yatağan köylerindeki düğünlere ya da hasta ziyaretlerine gidiyor, beraber gezmekten mutlu oluyordum.
Ben, sosyal medyamda sürekli olarak köydeki Yaşlıların, tarihin canlı tanıkları olduğunu, yaşayan bilgeler olduğunu hatta çok kıymetli insanlar olduğunu anlatarak saygıda, sevgide kusur edilmemesi gerektiği yönünde köyde yaşayanlara mesajlar veriyordum.
Hatta, köyümüzde ne kadar yaşlı insan varsa sık sık gündeme getirerek «bu insanların kıymetini bilelim» diyerekte düşüncelerimi aktarıyordum. Sanıyorum ki, çoğu da bunu anladı ancak Celal dayı ve Feriştah yenge ile olan yakınlığımı bir türlü çözemediler!
Artık, bir gün bu konu da köy kahvesinde yine söz açılınca «Celal dayı Babamız, Ferihtah yenge Anamız» dedim artık oradakiler sessiz kaldı. Tabi ki, nedeni ni sormadılar ancak merak ettiklerini de, kendilerine göre yorumlar yaptıklarını da sanıyorum.
Celal dayı ile duygusal bir bağımız olmuştu. Onun özünden gelenle benim özümden gelen aynıydı. Amaçlarımız aynı, hedeflerimiz aynı, kültürümüz aynı… Bu ruhun enerjisi karşılıklı olarak besliyordu, cesaretlendiriyor yol, yön almamda etkili oluyordu. Onlar da ilgiden dolayı mutlu oluyordu.
Biz konuşmasakta özdeki bu enerji yansıyarak bunu bize veriyordu. İlham kaynağım olan Celal Dayı’nın İNSANlık bağı bir kaynak olmuştu. Telefonumun güncellenmesinde de sık sık fotoğraflarımızı paylaşıyordum. Çevremdeki birçok insanda tanıma fırsatı buldu. Hatta, ilçemizin sosyal insanı Hulusi Gürpınar ve eşi ziyaretine bile geldi. Tanıştılar, tanıdılar. Kitabımda USTA ile konuştuğum kişi Celal dayıdır. İlham kaynağımdır. Ankara'ya dönüşümde, yaşlılıklarından dolayı "sakın hasta filan olmayın!" dediğimde de gözlerimizdeki parıltıyı görmüştüm.
Şimdi, benim bu dağ/orman köyünde ne işim vardı? Köydeki kahramanım Celal dayı bana neler ögretmişti? Belki günü gelince bu soruların cevaplarını da bulacak bir öykü yazarım kimbilir!
Bir de Gölbaşı Öyküleri-Kelebek Etkisi kitabımın bir bölümünde Nergis ile diyaloğlarım var. Bu bölümü okuyucularımızın bazıları duygusal anlamda yorumluyor ancak diyaloğun tamamını okuyunca ÖZE DOĞRU yolculuk yaptıran zeki/akıllı bir kadın ile karşısında da bu öze yürüme de nasıl yol aldığını anlatan ve bir yerde durulan köylü duruşlu! bir adam var. Aslında duygusal gibi görünen ancak güvene dayalı bir arkadaşlıkta, ince bir çizgide öze doğru yürüyüşün/yürütülmenin öyküsü anlatılmaya çalışıldı.
Bu öyküden kadınların zeki, güçlü, akıllı olduğunu da, duyguların/Güvene dayalı ilişkilerde, öze yürümede nasıl etkili olduğu da dolayısıyla vurgulandı. Tabi, yazar/ben tüm bunların farkına sonra vararak bir analiz yapıyor. Sonucunda Türk Toplumu ne kadar Ataerkil bir kültürden geliyor! desekte aslında Anaerkil bir kültürün varlığını bugünde, tarih boyunca da görmekteyiz. Kadınların gücü müthiş! Ancak ben hayal ürünü isim olan Nergis'in gücünü anlattım.
Gölbaşı Öyküleri-Kelebek Etkisi kitabımda çok konu var gibi duruyor. Aslında tüm konular hakkında bilgim olduğu için bağları var. Hepsi birbiriyle ilişkili olup bunu bir ÜZÜM SALKIMI gibi düşünmek sanırım okuyucunun işini daha da kolaylaştıracaktır. Üzüm tanelerinin hepsi ayrı bir öykü, üzüm tanelerinin tutunduğu dallarda anlatılanlarla ilgisi olan ayrı birer öykü ve üzüm salkımının tamamı da bu öykülerin birleştiği ortak hikaye…olarak düşünülünce amatör bir yazara göre oldukça fazla duruyor.
Bir arkadaşımda, kitabı bir orkestra eserine benzetmişti.
Gerek internet haber sitelerimizde, gerek sosyal medyalarımızda kitabımızı tanıtmaya, anlatmaya çalıştık.
Sadece ilçemizdeki kitabevi/kırtasiyelere bıraktım. Kitabı kendi imkanlarımla matbaa baskısı yaptırdığım için, güncelleme ve 2. kitabımın basımı için maliyetini çıkarsın diye satışa sundum. Bir de Gölbaşı'nda, ilçemizle ilgili yazan olduğunda belediyenin bastırdığı kitaplar ücretsiz dağıtılıyor ve sınırlı anlatımla kalıyor. Bunu da aşmak istedim.
Ancak, satışlarda gördüm ki, kendi maliyetlerini bile karşılamıyor. Bazı arkadaşlar sadece beni tanıdıkları için satın aldı, bazı arkadaşlara ben almasını önerdim, bazı tanıdıklar kitabı merak ettiği için aldı, bazı tanıdıklar da «bunca yıldır gazeteci olarak Gölbaşı’nın / Bizim kahrımızı çekiyorsun» diyerek 10’larlı vaziyette toptan satın aldı. Kendilerine teşekkür ediyorum. Bu arkadaşları/tanıdıkları sonrasında isimleriyle açıklayıp, ayrı ayrı teşekkür edeceğim.
Ancak, her şeyden önce Gölbaşı Öyküleri-Kelebek Etkisi kitabımı bir profesyonel yazar olarak yazmadım. Tamamen gazeteci diliyle amatör bir yazar olarak kendimi de bazı konularda sorumlu hissederek kaleme aldım. «kendi yaşam hikayem»üzerinden biraz felsefe, biraz tarih derken ilçemizin bazı değerlerini kayıt altına almayı amaçlayıp, sonunda bu değerlerin yaşatılmasında siyasilerin sorumluluğunu da vurguladım.
Bana göre öyle de, okuyucuya göre nasıl, okuyanların özelden genelden yorumlarını beklerim. Her türlü soru da sorabilirsiniz.
30 Kasım 2024
Sevgi ve Saygılarımla
Bayram Türkmez
Not. Fotoğraf 2017 yılında Milas'taki köyden Celal Dayı ve Feriştah Yenge ile bir hatıramız.