BU EZBERCİ SİSTEM BİZİ TEMBELLEŞTİRİYOR!
Bu yazıyı Gölbaşı'nda 1 kişiye okutmam yeter!“Önyargıları parçalamak, atomu parçalamaktan daha zordur.” Albert Einstein “Sen düşünceden ibaretsin...." Mevlana

Bayram Türkmez
golbasigazetesi@gmail.com - 05355673077BU EZBERCİ SİSTEM BİZİ TEMBELLEŞTİRİYOR!
Bu yazıyı Gölbaşı'nda 1 kişiye okutmam yeter!
“Önyargıları parçalamak, atomu parçalamaktan daha zordur.” Albert Einstein
“Sen düşünceden ibaretsin...." Mevlana
Benzer birçok özlü söz var ancak bu iki söz bile herşeyi anlatıyor. Ben bu konulara giripte felsefe yapacak halim yok, beni aşar, yazarken bende bilgileniyorum.
Kamu hizmetlerinde yapılan çalışmalar ne kadar kamu adına olsa da onunda kaynağında/üretiminde görevli/görevliler var. Ezberci ya da dikkatsiz bir görevli kişinin yaptığı kamuya mâl oluyor. Son günlerde bunun örnekleri karşımıza çıkıyor.
4 gün önce Muğla Valiliği 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı kutlaması için afiş yaptırıp şehirdeki reklam tabelalarına astırmış. Bu kutlama afişinde yapılan yanlış bir harf yazımı böyle önemli bir gün için tartışma oluşturdu. Bu afişi hazırlayan, baskıya veren hatta basan da görmemiş belli ki. CuMhuriyet yerine CuHmuriyet yazılmış. Bu durum eleştiri konusu oldu. Bilerek yapılan bir hata olduğunu düşünmüyorum ancak ezberci sistemin getirdiği bir yanlış uygulama olduğu ortadadır.
Gölbaşı’ndaki Cumhuriyet Bayramı Kutlama programına da baktığımızda düşünmeden yapılan ezber sistemin etkilerini görüyoruz. Mesela, Gölbaşı Mehmet Akif Ersoy Kültür Merkezi’ndeki kutlama programında okul öğrencileri yer alacak. Okulun tebalasındaki adı "Erdem Bayazıt Anadolu Lisesi" olup, programda bu "Erdem Beyazıt" olarak yazılmış. Yani, Bayazıt, Beyazıt olmuş. Diğer önemli bir durum ise birkaç yerde Sahil Parkı yazılmış. Burasının Atatürk Sahil Parkı olduğu herkesçe bilinir ancak nasıl bir dalgınlıkla Atatürk’ün çıkarılıpta Sahil Parkı yazıldığını programda yazmak sanırım İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’nün araştırmasıyla ortaya çıkacaktır. Ben bu tür uygulamaların ezbercilik sisteminden kaynaklı olduğunu düşünüyorum ve kötü niyet aramıyorum.
///
Atatürk’ü itibarsızlaştırmak isteyenler ve Cumhuriyet düşmanları tarafından itibarsızlaştırılan Köy Enstitüleri gibi Halkevleri ile ilgili buraya tarihsel bir not düşmek istiyorum.
Atatürk, Ülkemizdeki mason derneklerini/localarını 1935 yılında kapattı. Kapatılan bu masonların dernek ve localarının tüm mal varlıkları Halk Evlerine devir edildi. Halkevleri halkın sosyal ve kültürel alanda gelişimine katkı da bulunmak amacıyla 1932 yılında kuruldu ve 1951 yılında kapatılmak zorunda kaldı.
Ve masonlar dernek ve localarını ne zaman tekrar açtı dersiniz. Bakın onların açıklaması şöyle;
“Ülke ve dünya konjonktüründeki gelişmelere uygun olarak 5 Şubat 1948'de Türkiye Mason Derneği kuruluş belgelerini İstanbul Valiliği’ne vermiş ve Türkiye’de Masonluk tekrar faaliyete geçmiştir. İstanbul’un ardından Aralık 1948'de İzmir, Ocak 1949'da Ankara şubeleri açılmıştır. 1951 yılında Halkevleri'nin kapatılmasının ardından, zamanında Halkevleri’ne devredilen eski binalarının geri alınması için açılan davalar da olumlu sonuçlanarak 1954'de İzmir ve 1957'de İstanbul binaları yeniden derneğin mülkiyetine girmiştir.” (Alıntı-https://www.mason.org.tr/turkiyede-masonlugun-tarihcesi)
Acaba, bu sosyal ve eğitim yuvalarının itibarsızlaştırılmasında ya da kapatılmasında mason etkisi olamaz mı?
Şimdi, Atatürk’e düşman olanlara, itibarsızlaştırmaya çalışan etnik ırkçılara ve dinsel bölücülere bunları anlatmak, sadece yorulmak ve zaman kaybetmekten başka bir şey değildir.
Ancak, biz yine bıkmadan usanmadan aklımızın erdiği kadar ögrenerek, yazarak kamuoyunun bilgilenmesini sağlayacağız.
Saygılarımla
Bayram Türkmez
27 Ekim 2025

