BAKANLIKLAR VE BELEDİYELER ARASINDA KOORDİNASYON MERKEZİ OLUŞTURULMAS
Çoğumuzun başına gelmiştir. Bir konu hakkında bir bakanlık ilgili birimine yazı yazıyorsun ya da belediye birimine bildiriyorsun gelen cevap "Bu konu şu bakanlığı ilgilendirmektedir, lütfen buraya yazın/burası ile iletişime geçin. Ya da "Bu konu Büyükşeh
Bayram Türkmez
golbasigazetesi@gmail.com - 05355673077BAKANLIKLAR VE BELEDİYELER ARASINDA KOORDİNASYON MERKEZİ OLUŞTURULMASI BİR ZORUNLULUKTUR...
Çoğumuzun başına gelmiştir. Bir konu hakkında bir bakanlık ilgili birimine yazı yazıyorsun ya da belediye birimine bildiriyorsun gelen cevap "Bu konu şu bakanlığı ilgilendirmektedir, lütfen buraya yazın/burası ile iletişime geçin. Ya da "Bu konu Büyükşehir Belediyesi'ni veya Çankaya Belediyesi'ni ilgilendirmektedir. Orası ile irtibat kurulması/oraya yazılması gerekir."
Ben, bunu çok yaşıyorum. En son olarak e-posta yoluyla Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı İl Müdürlüğü'ne yazmışım, Ertesi gün dönüş yaparak konunun Ticaret Bakanlığı'nı ilgilendirdiğini belirterek, adres, telefon vb. bilgileri de vererek geri dönüş yaptılar. Bu ilgiden şikayetçi değilim. En azından günlük olarak geri dönüp, iletişim kurabileceğim alanları da sıraladı. Tabi, konuyu Ticaret Bakanlığı Muğla İl Müdürlüğü'ne yazdım. 2 hafta cevap alamadım. Sonunda CİMER aracılığı ile Ticaret Bakanlığı'na yazdım. 4-5 gün sonra hem CİMER cevabı, hem de Mugla İl Müdürlüğü cevabı aynı anda geldi. Şikayetçi olduğum konu da kendilerinin herhangi bir denetim yetkisi yokmuş gibi "tüketici hakem heyeti" ya da maliyetine göre "tüketici mahkemelerini" adres göstererek "oraya başvurun" diyor. İnternet sitelerine zaten fotoğraf yüklemek ayrı bir dert, sonuca ulaşmak ayrı yorucu bir işlem. Çok denedim başarılı olamadım.
Ancak, bu arada şikayetçi olduğum konu olan aracımı götürdüğüm yetkili servisle ilgili hiçbir işlem, hiçbir denetim, hiçbir sorgulama ya da arabamın durumunu tespit edecek eylem gerçekleştirmiyorlar. İstediğin kadar şikayet et, hiçbir denetim ya da tespit konusuna yanaşmadılar. Ne kadar da, Ticaret Bakanlığı'nın oluşturduğu ve sorumluluğunda olan "araçların yetkili servis yönetmeliği" niye oluşmuştur? Bu yönetmeliğe uymadıklarını kim tespit edecektir? Şikayetlerimizi kim değerlendirecektir? Sadece tüketici hakem heyetini ya da tüketici mahkemelerini adres gösteriyorlar.
Böyle bir hizmet olur mu? Madem bir yönetmelik oluşturuyorsun, bir yaptırımın var bunu da denetleyeceksin? Kurum olarak senin yeterli yetişmiş personelin yoksa, acizliğin var ise denetleyebilecek bir kuruma yönlendireceksin, onlarla irtibat kurup gereğini yaptıracaksın. Şimdi, benim arabama şikayet olan konu gündemden kalktı, bir tespit tutanağı bile oluşmadı! Bu yetkili servisle ilgili hiçbir işlem yapılmadı neden?
Bir vatandaş olarak insanları yormaktan başka bir işe yaramayan, varlığıyla yükümüzü hafifletmeyen, sorunlarımıza ya da sorularımıza doyurucu/gerekli cevabı veremeyen bu bakanlığı sadece bir örnek olarak verdim. Aslında muhalefet partilerini de suçluyorum bu konu da. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemiyle birlikte bakanlıkların her 3 aylık hedefleri ve sonunda da bu hedeflere ulaşıp ulaşmadığı sistemli şekilde kamuoyuna açıklanıyordu. Ancak, muhalefet bu konuyu takip edeceği yerde adeta unutturdu, gündemine hiç almadı. Halbuki, hedeflerini sorgulasa, kamuoyuna şeffaflığını sorsa "hani bu hedefler nerede?"dese, bazı konular kendiliğinden gelecekti.
Bu ve benzeri konularda tüm bakanlıklarda bir KOORDİNASYON MERKEZİ oluşturulmalı. Şikayet ya da Talep nereden gelirse gelsin bu koordinasyon merkezleri ilgili kamu, kurum ve kuruluşlarına bildirme yükümlülüğünü taşımalıdır. Bu durum aynı şekilde belediyelerde de oluşturulmalıdır. Bir belediye ye yanlışlıkla yazılan bir konu olsa, o belediyede ki koordinasyon merkezi doğru adrese iletebilmeli, yönlendirebilmelidir.
Sonucunda, tüm bakanlıklarda, belediyeler de Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne bir bütün halinde hizmet vermek için varlar. Türk Milleti'nin bir kısmına hizmet için değil. Tüm kamu ilişkileri bir bütün halinde olmalıdır. Yok senin bakanlığın, yok benim bakanlığım, yok senin belediyen, yok benim belediyem...gibi sözler/konular gündemde olmayacak şekilde yapılandırılmalıdır.
Hele ki, Adalet Bakanlığı yükü ve sorumluluğuyla ülkemizin geleceğini de/kaderini de taşıyor. Parasızlıktan hak arayamayan insanlara/yardım alanlara/emeklilere vb. durumu olmayanlara hukuk desteği verecek ortamlar oluşturmalıdır. Bunu belediyelerde yapabilir. Bu konu hep ıskalanıyor. Oysa, Adalet Mülkün temelidir.
Diğer taraftan madem aklın ve bilimin yolunda ilerliyor isek, her bakanlıkta siyaset gütmeyen uzmanlarından BİLİM KURULU oluşturulmalıdır.
Ben, geçen yıl Sağlık Bakanlığı'na CİMER aracılığı ile birkaç defa yazdım. Milas bölgesinde çok görüyorum ancak yurdumuzun her tarafında var. "Kullan-At" poliüreton / köpük yemek kapları düğünlerde, mevlütlerde ya da diğer toplu etkinliklerde kullanıyor. Bunlar içerisine sıcak sulu yemekler koyunca bundaki kimyasallar bu yemekleri etkilemiyormu? Sağlık Bakanlığı konusu ancak buna cevap vermek yerine ilgili konu " Tarım ve Orman Bakanlığı" alanında olduğu gerekçesiyle tekrar bana gönderilmiştir. O bakanlığa da yazdığım halde yararlı/zararlı olduğuna dair bir açıklama yapmadan Milas Tarım ve Orman Müdürlüğü'ne göndermiş. O müdürlükte konunun notlarının aldığına dair tarafıma bir yazı göndererek gündemden kaldırdı.
Bu nedir böyle? Böyle bir yönetim mi olur. Bu zararlıysa zararlı de, faydalıysa faydalı de? Hiçbirisi yok ve bir de bakanlıklar birbiri üzerine konuyu gönderiyor! Bu da yine yaşadığımdan ayrı bir örnek olup, bu kurumlar arasında koordinasyon şart.
Bir de, belediyelerin yaptığı ilan ve reklamlara sınırlama getirilmesi lazım. Hatta, bakanlıklara bile. Gölbaşı'na köprü yapıyor. Bilmem kim bakanlığı tarafından bu köprü yapılmıştır! diye yazıyor. Belediye park yapıyor "bilmem kaç tarihinde şu başkan tarafından burası yapılmıştır" diyen reklam/tabela dikiliyor. Bu kurumlar kendilerini böyle anlatmak zorunda mı? Niye böyle yapıyorlar, bu vatandaş yapılanı, edileni görmüyor mu?
Ve böylelikle her yıl /dönem gelen yönetici kendi reklamını/tanıtımını yapacağım diye büyük masraflar ediyor. Zaten, belediyelerde her dönem birinin yaptığını diğeri ya yıkıyor ya da tadilat yapıyor. Bunların garantisi filan yok mu? Müteahhit iş bitirmeleri veya teminatları nasıl kullanılıyor? Bu konularla ilgili doğru dürüst bir açıklama yok. Belediyelerde her gelen başkan fotoğrafını asıyor, gelen de kaldırıyor. Bu dönem Gölbaşı nasıl bilmiyorum ancak kendimi bildim bileli öyle. Bu ve benzeri müsrif harcamalara da kimse dur demiyor? Zaten muhalefette var mı - yok mu? belli değil.
Güzel şeylerde oluyor. Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin başına gelen en güzel hizmet CİMER olmuştur. Her yönüyle hakkını veriyor ve gayet güzel işliyor. Bu CİMER adeta bir oksijin görevi görüyor. Ancak, herşeyi de CİMER'den beklememek lazım, bakanlıklarla, belediyelerle de bu yükü paylaşmasını bilmesi yetmez, gereğini yapacak ortamları oluşturmalılar.
Ve bir geçiş süreci yaşadığımızda ortadadır. Sorguluyoruz, düşünceler evriliyor...farkında olmadan bir aydınlanma dönemi geçiriyoruz olabilir. Belki de uyanma! dönemi. Bunun kısmi etkilerini de 5-10 yıl içerisinde görürüz. Yeter ki birliğimiz, dirliğimize fitne sokulmasın, huzurumuz bozulmasın.
Sonucunda güven rahatlığını da/bunalımını da yaşatan siyasi kurumlar ve siyasetçiler etkilerini ne kadar artırsa da, devletimizin varlığı ve anayasamız bizlere her zaman umut ve güç veriyor/vermeye de devam edecektir.
Saygılarımla
Bayram Türkmez
27 Ağustos 2024