Sevgi, Aşk üzerine derleme...

" Çok istedim,olmadı, Kısacık bir cümle ile Kocaman bir hikaye..." yazmak istiyorum diyende  “Yarın geç olmasın diye, sevdiklerimi yüreğimde sımsıkı tutuyorum.” diyen de sevgiyi, aşkı anlatıyor…

 "Gönül buya, taşla, sopayla kırılmaz, ya sözle, ya sesle kırılıyor işte. " Sonra Leyla ile Mecnun’nun aşkını düşündüm ve bütün acıları mecnun çekmişti, dağları aşmış, çöllere düşmüştü! ancak Türküler, Şarkılar hep Leyla’ya yazılmıştı.

   Sosyal medya da en çok rastlığım yazarlardan Selabahattin Ali’nin dediği gibi "diyemiyorum, Perişan haldeyim diye! fakat kendimden bile sakladığım ümitlerim var!” Hele Cahit Zarifoğlu'nun şiirlerindeki duygusal bağlar...Ya da "Yaşamak güzel şey" diyen Melih Cevdet Anday gibi...

 “ Kalp kör olduktan sonra, gözlerin görmesi boşuna” diyen de Hz.Ali peygamberimizde bu güzel sözü taa ne zaman demiş. 

“Sözü süzde söyle, gönlü bulandırmasın.sözü dizde söyle kulağa inci diye takılsın. Sözü yüze söyle gıybet olup utandırmasın.” diyen büyük alim Şems-i Tebrizi demiş ezelden beri…

  Hele, bir de Mevlana’nın şu deyimi var “dost ise düşünme ver ömrünü gitsin, dost değilse hiç bekletme yol ver gitsin! Koca Yunus (Emre) ne demişti, "Gel gör beni Aşk neyledi..." diyerek  yazmıştı. İnsan aşkı olmadan Tanrı aşkına ulaşmakta bir tekamül/evrim meelesi olduğunu da anlatıyordu diğer yandan Mevlana "Hamdım,Yandım-Piştim..." diyerek.

   Kim demiş Türk kaynaklarında felsefe adına bişey yok diye. Böyle  söyleyenlerin ihanetten öte yolu yoktur. Sadece felsefe değil ki, bakın insan var, sevgi var ve aşk var…Korkuyla değil, Tanrıya/Allah'a bile sevgiyle, aşkla yaklaşma/ulaşma vardır. Türk Milleti'nin tarihinde, kültüründe yani mayasında var aşk ve sevgi...Tarihe bakıp barbar diyenler, sadece fitne ateşi yakanlardır.

   Hele ANAdolu'ya birr bakın. adı üstünde sevgiyi, şevkati, aşkı barındırıyor. Binlerce Aşık yetiştiren bu topraklarımızdan  Aşık Veysel'i bu yıl yine anacağız, Aşık Mahsunu, Aşık Murat Çobanoğlu, Aşık Hüdai...binlerce aşığı olan bu topraklardan Türk Dünyası'nda çok var!

     Daha yakın tarihimizdeki Türk Tarih ve Kültürüne hizmet eden edebiyatçıları, düşünürleri, sosyoloğları... düşünce insanlarını söylemiyorum bile…

    Hani, bu milletin ezeli ve ebedi düşmanları olan dinsel bölücü ve etnik ırkçılar var ya…İşte, sevgiyi de, aşkı da bitiren, yok eden bunlar. Zaten, “koca çınarı devirende rüzgar değil,  içinde ki kurttur.” sözü bunlar içindir.

   Kültürümüzün nerelerden buraya kadar geldiğini anlatan bu kadar değerli insan var iken, bu kadar özlü sözler var iken yabancı hayranlığı duyarak Türkçe’nin değerlerini yok edenler, sonradan görmeler var ya…onlara da söyleyecek söz bulamıyorum. Belki evrile evrile yeni bir boyut kazanırlar/kazanırız umudu halen var…

  Neyise, konum,  zaten İnsan Sevgisi ve Aşk üzerine aklıma gelenleri, akışına pot kırmadan yazmak!  Herşey Aşkın bakışıyla harekete geçer. İnsan aşkından tutundan, taki son durak olan Tanrı/Allah aşkına kadar gider! Bizler daha ne kadar insan, doğa... aşkına öncelesekte  ruhun evrimi  gerçekliği var.

     Ben, arkadaşıma “Aşk Adamı olmak istiyorum!” dediğim zaman şaşırıyor. Sen bir de “Aşk Kadınını” gör diyorum. 

Aşk insanının, Duygusu, düşüncesi…Özü, Sözü hep birdir Aşk insanının. İçi, dışı birdir. İnsanı da sever, Hayvanı da, Bitkiyi de yani canlı olan herşeyi sever…Tabi ki, Tanrısını/Allah'ını ayrı bir sever. Ona’da aşkla yaklaşır, korkmaz çünkü sevgisiyle hisseder. Aşk İnsanı olmak kolay değil öyle...

   “Hissedebilenle, susarak anlaşmaktır Aşk” diyen ile “samimiyet, dilimiz ile kalbimizin bir olmasıdır” diyen de, “Sevgi, akılla değil, yürekle anlaşılabilin evrensel bir dildir.” diyen de aynı aşkı anlatmış.

   Bakın herşey sevgi, aşk üzerine, saf enerjiyi anlatmış. Neşet Ertaş usta bile “sevdiğine kızamamış ancak “yazımı, kışa çevirdin” demiş, “Zahidem Gurbanım” demiş…ve aşka, sevgiye dair onlarca türkü yakmış,

Zaten, sanatçı aşk insanıdır. Özünde, aşkla yaklaşmak vardır ve tüm sanat ruhlu insanların temelinde  tepeden tırnağa kadar hep sevgi var, aşk var...sözlerinde, türkülerinde,. Şarkılarında, Şiirlerinde, Eserlerinde de bunlar var.

 Aşk, deyince   Büyük Usta Nazım Hikmet de  aklıma geliyor. Nasıl seviyordu, sevgisini nasıl şiirlerine anlatıyordu. Tabi, Ustaların ustası Can Yücel’in biraz kitabın ortasından konuştuğu, akılla harmanladığı şiirleri de unutmamak lazım…Aşk için, "Sebepsiz sevmektir aşk” diyor büyük usta...

   Bu dünya da sevgisiz, aşksız yaşayan zaten yok. Kimisi eşini, çocuklarını, arkadaşlarını, dostlarını, akrabalarını...Doğayı, Canlıları da da böyle seviyor.  Ancak, en güzeli de aşkla sevmek. Daha bir yalın ve katıksız çok güçlü sevgi oluyor.

     Şimdi ki gençlerin çoğuda  televizyon dizilerinden vs. görerek/duyarak  birbirine hitap ederken aşkım filan diyor ancak bu bana biraz alışkanlıktan kaynaklı geliyor!

   Aşk, güzel şey yaşamasını bilene…İnsan yaptığı işi bile aşkla yapığı sürece başarılı oluyor.

  Aşkı, bir gönül eğlencesi olarak görenlerde olabilir ancak o değil!

Aşk, kendi varlığını, özgürlüğünü hissetmektir. Kendi enerjinin yanısıra sevdiklerinin enerjisiyle birlikte pozitif yansımaktır. Kısacası saf enerjidir. Ve bu enerjinin gücü ile insanlığı yaşatabilmektir.

  "Kısacık bir cümle ile Kocaman bir hikaye" olarak  antatırsak Aşk, İnsanından....Tanrısına/Allah'ına varıncaya kadar sevdiklerine/inandıklarına  ulaşmak için yürünen kutlu bir yoldur. Bulabilene, Yürüyebilene ve Varabilene selam olsun...Aşk güzeldir yaşayabilene, yaşatabilene ve aşkla bakabilene...

Aşk ile kalın...

Bayram Türkmez

10 Temmuz 2023

(deneme-5)