07 Ekim 2025 - Salı

BİR HAK ARAMAK İÇİN YILLARIMIZI VERMEKLE KALMIYORUZ..!

Hak aramada, hakkını savunmada kanun, yasa ve yönetmeliklerin verdiği haklarını koruma da yetersiz kalan, şikayet edipte hatta hiç kılını kıpırtmayanları görünce ben bunlar için de “akıl tutulması yaşıyorlar” diyorum. Bu konuyu açıklığa kavuşturmak

Yazar - Bayram Türkmez
Okuma Süresi: 8 dk.
Bayram Türkmez

Bayram Türkmez

golbasigazetesi@gmail.com - 05355673077
Google News

GÜNEŞ TUTULMASI GİBİ AKIL TUTULMASI DA YAŞIYORUZ!

BİR HAK ARAMAK İÇİN YILLARIMIZI VERMEKLE KALMIYORUZ..!

       Çok basit konuyu bazen ıskalayıp,  gözümüzün önündekini de göremiyoruz. Bazen hafta da 1-2 kitap bitirirken bazen yılda 1 kitap bile okumak zor geliyor! Ben de bunları zaman zaman yaşıyorum ancak “toplumsal akıl tutulması”na tanık olduğum dönemleri de görüyorum.

    Hak aramada, hakkını savunmada kanun, yasa ve yönetmeliklerin verdiği haklarını koruma da yetersiz kalan, şikayet edipte hatta hiç kılını kıpırtmayanları görünce ben bunlar için de “akıl tutulması yaşıyorlar” diyorum.  Bu konuyu açıklığa kavuşturmak için yaşadığım bir olayı anlatmak istiyorum. Sizlerde bana hak vereceğinizi düşünüyorum.

     Mamak Zirvekent Mahallesi’nde TOKİ tarafından yapılan konutlar var. yaklaşık 10 yıl olmuş burasını yapalı. Burada 2. Etap diye bir yönetim var. Bu 2. Etapta 60 blokta 1482 daire var. Bu bloklardan 20 tanesi 8-10 katlı asansörlü. Diğer kalan 40 blok 2 kottan alıyor kot üstü 3 kat olmak üzere 5’er katlı olup asansörsüz.

       Tüm bu bloklar yönetime bağlı olarak aidat ödüyor. Ödenen aidatların içine “asansörün tüm giderlerini de” katarak, asansörü olmayan bloklardan/binaladan bu giderleride alıyorlar.

      Yaklaşık 1000 daire / kat maliki’nden birisi çıkıpta demiyor ki “ey yönetici bizim asansörümüz yok ancak siz bizden asansörün tüm giderlerini aidat adı altında alıyorsunuz. Bu hakkaniyetli değil!” demiyor. Zira, 2. Etap Yönetim Planında da aidatların Hakkaniyetli alınması açık açık yazılmış.

     Yaklaşık 1000 daire asansör kullanmadığı halde, binalarında asansörü olmadığı halde, asansör demirbaşı olmadığı halde aidatın yaklaşık yüzde 30’u kadar asansör gideri ödüyor. Ve bu duruma kimse “dur” demiyor. Ben bu duruma “toplumsal akıl tutulması” diyorum.

         Orada benimde bir dairem olması nedeniyle iş yine bana kaldı. 3 yıl önceydi sanırım Ankara Sulh Hukuk Mahkemesi’ne bu durumun tespit edilmesi için “menfi tespit” davası açtım. Heralde 2 yıl sürmüştür bu dava. Bilirkişiye filan gitti geldi. Bilirkişi de “evet, asansör olmadığı halde asansör giderleri alınıyor..” diye rapor hazırladı.  Ancak, mahkeme Site Yönetim Planındaki HAKKANİYETLİ AİDAT ALINMASI gerektiği maddesini ıskalayarak davayı sonuçlandırdı. Kısmen beni haklı bulsada, genelde site yönetimini haklı bulup, dosyayı da öyle bir kapattı ki, yargıtaya bile itiraz hakkımız olmadı.

    Bu dava böyle kapanınca duramadım bu seferde Mamak Kaymakamlığı Tüketici Hakem Heyeti’ne belgeleri sunarak şikayetçi oldum ve asansör için ödediğim fazla aidatın iade edilmesi gerektiğine yönelik talebimi ilettim. 5-6 ay sonra hakem heyeti karar vermiş ve şöyle diyor. “ Bu konuya Tüketici Hakem Heyeti olarak bizler karar veremeyiz, Tüketici Mahkemelerinin karar vermesi gerekir.” diyerek beni Tüketici mahkemesine yönlendirdi.

    Bu sefer Ticaret Bakanlığı’na bir yazı yazarak “ tüketici hakları hakem heyeti bu haklı davamda karar veremedi, şimdi mahkemeye gideceğim bunun birçok masrafı var, bu masraflarında Tüketici Hakem Heyeti Başkanlığı tarafından karşılanması gerekiyor. Tüketiciye bir hizmet veriliyorsa yarım bırakılmaması, mahkeme aşaması varsa da tüketici adına takip edilip,  hakkı korunmalıdır.” diye  derdimi anlattım ancak aylar sonra bana gelen cevapta böyle bir çalışmaları/görevleri olmadığı bilgisi ulaştı.

  Ben,  hakem heyeti tarafından verilen 15 günlük süre içerisinde Ankara Tüketici Mahkemesi’ne başvurdum. Zaten başvururken hemen 2500 lira  masraflara alınıyor. Sonra da 4000 lira bilirkişi masrafı filan yine tüketiciden para çıkıyor. Bir de mahkemeyi kaybettiğinizi düşünsenize, vay halinize! Parası olmayan nasıl hak arasın!

     Şu anda dava halen Ankara Tüketici Mahkemesi’nde olup, bu konudan mahalle sakinlerine de hiç bahsetmedim. Orada da  sosyal-kültürel çalışmalarım oluyor. Binlerce insan yaşıyor ancak haksızlıklara karşı duran 10 kişi çıkmıyor. Bunun nedenini de merak ettim ve kendime göre  araştırdım.

    Bizim kültürümüzde  derler ya hani, “fakirliğin gözü kör olsun” diye, yoksulluk başlı başına bir neden ancak esas neden insanların artık bazı inançlarını kaybetmiş olmasından kaynaklanıyor. Bunun temelinde de oradaki site yönetimlerinin denetimsizlikleri, usülüne uygun yönetmedikleri ve istedikleri gibi tabiri caiz ise at oynatmaları karşısında çaresiz kalmaları... Yönetim insanları yormuş, bıkkın düşürmüş hatta zaman zaman korkutmuş.  Zira, haklarını bilmeyenler, bilipte nasıl bir yol izleyeceğini bilmeyenler, nasıl bir yol izleyeceğini bilipte ekonomik yönden haklarını aramayanlar çoğunlukta.

    Bugüne kadar belki onlarca dava açıldı ancak site yönetimi bir şekilde olayı çözdü.

    Hatta 2020 yılında doğalgaz faturasını tahrip ederek fazla para toplayan site yönetiminden şikayetçi olan en az 50-60 kişi kamu davası açılmasını sağlamıştı. Bende şikayetçiydim çünkü bendende fazla para tahsil etmişlerdi. Bu dava da bana mahkeme tarafından hiçbir bildirim gelmeyince merak edip 2 yıl sonra bir bakayım dedim. Gittim. Ankara Cumhuriyet Savcılığı’na, dilekçe yazdım dilekçemi kabul edilmedi beni karar bürolarına yönlendirdiler. Biraz araştırdıktan sonra bu "Özel Evrakta Sahtecilik" vd. davasını Cumhuriyet Savcısı görmüş, davayı yürütmüş sonra da mahkemeye göndermeden kapatmış. Hem de 50-60 kişi şikayetçi olduğu halde bunlardan sadece 8 kişi şikayetçi olmuş gibi kayıtlara geçmiş.

    Tabi bu durum beni rahatsız etti. Ben konuyu Adalet Bakanlığı’na yazarak bu kararı verenlerin adalet inancımızı zayıflattığını, taraflı olduğunu ve konu hakkında gereğinin yapılmasını istedim. HSK şikayette zaman aşımı olmuş diye konunun incelenemeyeceğini bildirdi. Adalet Bakanlığı ile tekrar yazışmam sonucunda 2. Defa HSK ya üst yazı ile gönderildiği bildirildi.

    Bu arada ben tehdit ve hakarete maruz kaldım ancak yöneticiler hem yerel de, hem de istinafta  iki konudan da ceza aldılar…

     Şimdi, bu konuları görünce/yaşayınca akıl tutulmasının da bazen işe yaradığını düşünüyorum!

    Zira, hiçbir şey ile uğraşmıyorsun, başın ağrımıyor, kimse seninle uğraşmıyor, hiçbir şey umursamadan yaşatıyor... bu akıl tutulması.

Bazen iyi bişey gibi duruyor ancak sonradan farkına varıyorum ki; herkesin bir yönden/farklı bir konudan bir akıl tutulması yaşadığı oluyor. Benim duygu tutulmalarımın yanında akıl tutulmalarımda var ve boşluğu da başka birileri doldurarak birbirimizi tamamlıyoruz.

Saygılarımla

Bayram Türkmez

07 Ekim 2025

#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Tüm Yazıları