Affedilen 150'liklerden kalanlar neler yapıyor!
AFLA BİRLİKTE HAİNLİKLERİ ORTADAN KALKAN 150’LİKLER (aslında 600 kişi) 1938 YILINDAN SONRA NE YAPTI? BU SORUNUN CEVABINI VEREN BİR KİTAP VAR MI? YA DA BİR ARAŞTIRMA YA DA BİR BİLİNÇ…

Bayram Türkmez
golbasigazetesi@gmail.com - 05355673077AFLA BİRLİKTE HAİNLİKLERİ ORTADAN KALKAN 150’LİKLER (aslında 600 kişi) 1938 YILINDAN SONRA NE YAPTI? BU SORUNUN CEVABINI VEREN BİR KİTAP VAR MI? YA DA BİR ARAŞTIRMA YA DA BİR BİLİNÇ…
Ben ülke ve milletçe yaşanılan olumsuzlukların çoğunu Atatürk’ün ölümünden sonra ele alarak yorumlamaya çalışıyorum.
Atatürk’ün ölümünden önce de bazı olumsuzluklar var ancak, Başbuğun ölümüyle birlikte artık yeraltı sinsi örgütleri sistem içinde yer almaya başlamış ve devletin içinde çöreklenmiş...
Zira, milli mücadele döneminde Türk Milletini sırtından hançerleyen, düşmanla işbirliği yapanlar vardı. Milli Mücadele den sonra, 1924 yılında bunlar TBMM tarafından belirlendi ve İstiklal Mahkemelerinde idam edilecek iken, itilaf devletleri karşı çıktı ve bunların idam edilmesini engelledi.
Lozan’ın en son maddelerinden biri olan bu anlaşmaya göre 600 kişiden sadece 150 kişi sınır dışı edilecekti. Öyle de oldu. 1924 yılında sınırdışı edildi, 1927 yılında da Türk vatandaşlığından çıkarıldı.
Atatürk’ün ölüm döşeğindeyken yerine vekil olarak bakan Celal Bayar genel bir af çıkartılmasını sağlayıp, bu 150’liklerin affedilmesini ve çocuklarının/torunlarının 1950 yılına kadar devlette görev almamaları da TBMM de karara bağlandı. Bu afla birlikte yurt dışına sürgün edilen 150 kişiden 90’a yakını tekrar Türkiye’ye döndü.
Şimdi, sorum şu.
Düşmanla işbirliği yapıp, Hainlik yaptığı için “Hain olarak ilan edilip, sürgün edilen ve Türk vatandaşlığından çıkarılanlar acaba 1950 yılından sonra ne yaptı?
Aslında 1950 yılından önce de var olan TBMM tarafından tespit edilen 600 kişiden geriye kalan 450 kişi ne yaptı? Bunlara yapılan anlaşma gereği dokunulamadı. Hepsi de ağa, paşa,eşkıya, gazeteci ya da durumu iyi olan ve TBMM oylarıyla hain olarak kabul edilenlerdi.
Acaba, bu dokunulmazlık kazanan hainler, Milli Mücadele düşmanları ile halen işbirliği içerisindemiydi? Ya da sömürge ülkeleri bunları kendi çıkarları doğrultusunda kullanıyormuydu? Bu konu da zayıflık yönleri ya da zaafları olabilirmiydi?
1938 yılındaki genel af ile hainlikleri ortadan kalksa da, Atatürk’e, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne, Anayasa’nın ilk 4 maddesine, Millet Şuuru ve Bilinci oluşmasına/oluşturulmasına, Birliğimize-Dirliğimize yine karşı olabilecek ve kendi gelecekleri için işbirliği yapmaya devam ediyorlarmıydı/etmiyorlarmıydı?
Öncelikle, bu soruların cevaplarını herkesin bulması ve bilmesi gerekiyor.
Zira, 15 Temmuz 2016 tarihinde Fettullahçı Terör Örgütünün kalkışması bu konu da bizlere bir fikir veriyor ancak bu buzdağının görünen bir kısmı!!!
Bu dinsel bölücülerin yanısıra esas ıskalanmaması gerekenler etnik ırkçılar olup, zaten milli mücadelede de dini bahane ederek bu guruplar ayaklanmış, düşmanla işbirliği yapmış, hatta kimisi de düşmana sığınmıştır.
Kim diyebilir ki, bu işbirlikçiler Türk Milletini, Atatürk’ü ya da Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne sevgiyle, saygıyla bakıyor, birliğini ,dirliğini, bütünlüğünü istiyor ve bunun içinde her alanda gereğini yapıyor! Kim diyebilir? Ben sanmıyorum, içlerinden belki hata yaptım diyen 3-5 kişi çıkarsa, çıkar yoksa geri kalanının ülkemize ve milletimize güzel gözle bakacaklarını sanmıyorum.
Onun için etnik ırkçılar ile fetö tipi dinsel bölücülerin Türk Milletinin ve Türk Devleti’nin ezeli ve ebedi hep düşmanlıkları ve işbirlikleri olduğu ortadadır.
1950 yılından sonra devletin önemli kademelerinde görevler aldıklarını ve başta milletleşme sürecimiz olmak üzere, bağımsızlığımız adına birçok örtülü faaliyet yaptıklarınında ciddi işaretleri var. (Taki, Yerli ve Millici olan Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel dönemine kadar, ancak bunların örgütlülüklerine Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel paşanın da gücünün yetmediği anlaşılıyor)
İyi de bu etnik ırkçılar ve dinsel bölücüler nasıl örgütlenmişlerdi?
Zira, 1961-1964 yılı ve sonrasında 1966-1971 yılları arasında da MİT Müşteşarlığı yapan Mehmet Fuat DOĞU, "Ben MİT müsteşarlığı yapmadım, CIA'nın şube müdürlüğünü yaptım.Bir CIA yetkilisi gelse, beni Sinop'a götür dese onu oraya götürmekle memurum." diye itirafta bulunuyordu. (alıntı)
Hürriyet Gazetesi Yazarı Fuat Bol, "Eğri otursakda doğruyu konuşalım 1-" yazısında şöyle diyordu.
“Düşünsenize; 1960’da ihtilal oluyor, devletin kasasında memurlara verilecek para yok! ABD’nin verdiği dolarlarla memurların maaşı ödenebiliyor. İhsan Sabri Çağlayangil’in açıklamasına göre; 1973 yılına kadar MİT’in maaşlarını CIA ödemiş. Daha sonraki yıllarda, ülkenin başbakanı Bülent Ecevit, Özel Harp Dairesi’nin varlığından habersiz olduğunu söyleyecek; bundan da vahimi ise, bu kurumun maaşlarının ABD tarafından ödendiğini, kendisinden örtülü ödeneğin neredeyse tamamının, genel kurmay başkanı tarafından istendiğinde bilebilecektir.
ABD’nin 1947 yılından beri, devlet ve millet hayatımızın kılcallarına değin nasıl nüfuz ettirildiğini, FETÖ’yü, PKK’yı, ve envaiçeşit terör örgütleriyle yapılan ve yapılmakta olan mücadeleyi anlatamadık.”
Bu ülke de bir Amerikan sömürgeciliği olduğu, devletin kılcal damarlarına kadar içimizdeki etnik ırkçıları ve dinsel bölücüleri soktukları ortada olup, bu sorunun kaynağının üzerine kimse gitmiyordu.
Taki 15 Temmuz 2016 yılında Fettullahçı Terör Örgütü kalkışmasına kadar. Bu ABD casus örgütü yaptığı kalkışma ile bu milletin gözünü biraz açtı, devlette yeniden bir yapılanma olduğuna ihtiyaç olduğunu da gösterdi.
Diğer taraftan, Geçmişte ya da gelecekte Rusya'ya kızıp, Amerikan casusluğu yapan etnik ırkçılarin bu olumsuzlukların temelinde olduğu öngörüsü çok destek buluyor.
Bunları yaşıyoruz, ancak 80 yıldan beri bu dinsel bölücüler ile etnik ırkçılar nasıl örgütlenmişlerdi? Bu sorunun cevabı halen kamuoyunda yok! Bu konu da kamuoyunun bilinçlenmeye ihtiyacı var.
Bu duruma, bir fikir vermesi açısından belki de Gölbaşı'ndan da bakmak gerekiyor! Siyasi ve Sosyal örgütlenmelerde dinsel bölücü ve etnik ırkçılık oluşumları ve dayanışmaları varmıdır? Yokmudur?...
Bu konu da düşünceleri olan, yazıları olan varsa gönderebilir benimde gelecekte bir yazım olacak!
Saygılarımla
Bayram Türkmez
09 Ağustos 2023