“TÜRKLERİN ÇIĞLIĞI” gibi keşfedilmeyi bekliyor.
İlçemizdeki siyasi, sosyal hatta kamu da çalışan insanlarda bence en büyük sorun/alışkanlıktan kaynaklanan/kalıplaşmış düşünceyle gelen EZBERCİLİKtir.

Bayram Türkmez
golbasigazetesi@gmail.com - 05355673077İlçemizdeki siyasi, sosyal hatta kamu da çalışan insanlarda bence en büyük sorun/alışkanlıktan kaynaklanan/kalıplaşmış düşünceyle gelen EZBERCİLİKtir.
Ne kadar ilçemiz desemde, ülkemiz İnsanları eğer herhangi bir konudan şikayet ediyorsa temelinde EZBERCİLİK ten kaynaklanan nedenler var.
Bu Ezbercilikten kurtulmanın temel yolu Düşünme yeteneğimizi sağlamak. Bunun içinde öncelikle felsefe yapmaya ihtiyacımız vardır.
Hatta, bana göre siyasi partiler başta olmak üzere kamu, kurumlarının bir bölümünde felsefeye ayrılmış alanlar olması gerekiyor.
Felsefe düşündürür, felsefe arayışa sürükler, felsefe buldurur, felsefe yeni fikirler yürütülmesini sağlar, felsefe var olmanın ve var etmede düşüncenin temelidir.
Felsefe yapmak, konuşmak, anlatmak, anlamak ve kurgu yapmak... için bilim insanı ya da yüksek bir okul diplomasına da gerek yok. Felsefe, düşünmeyle, okumayla, araştırmayla...gelenekten geleceğe akıl yürütüp, hayal kurma ile oluşan düşünce zinciridir.
Türk tarih ve kültürünün en önemli eksiği; felsefe üzerine yazılı kaynakların gündemi meşgul etmemesi, hatta yokmuş gibi algı oluşturulması ya da yok sayılmasıdır.
Hangi siyasi partiden, hangi inançtan olursa olsun bu konuya kesinlikle gündemlerine almalıdır.
Felsefe için temel kural Türkçe dilidir.
Ve Türk Milletinin dili de yüzyıllardan beri aynıdır. Türk ve Türklüğün adı geçtiği, alimlerin söylediği, yazdığı, yaptığı felsefe ile Atatürk’ün düşün sisteminden oluşan felsefenin harmanlanması günümüzün ihtiyacıdır.
Zira, Anadolu’da bilinen 7000 yıldan beri varız diyen Atatürk’ün Güneş Dil Teorisi’ni benimsemesi ile dünyadaki hiçbir millete mahsus olmayan, sadece Türk Milletine özel olan 7 bağımsız Türk Devleti ve 20 den fazla Özerk Cumhuriyetlerinin varlığı adeta “TÜRKLERİN ÇIĞLIĞI” gibi keşfedilmeyi bekliyor.
Türk tarih ve kültürüne baktığımızda “Beni Keşfet”, “Beni karanlıktan kurtar”, Aydınlığa çıkar ki herkes görsün, bilsin, öğrensin… diye haykırıyor.
Gizlenmiş, karanlıkta kalmış, görünmeyen değerler olarak kendini bir “hapishane”içinde bulan/bekleyen Türk Tarih ve Kültürü ile insanın/insanlığın var oluş süreci ile felsefi bir bağlantı kurmaya/kurulmaya ihtiyacı var. Felsefecilerin, Akademisyenlerin ve ilgisi olan herkesin bu konu da çabalarının farkedilmesi, hatta bir sinerji oluşturması gerekiyor.
Zira, Türk Tarih ve Kültürünün izlerini taşıyan Anadolu’nun duru Türkçesi düşünce zincirleriyle evrensel değerlere sahip olabiliriz. Anadolu Türkçesi’nin eşi olan Azerbaycan öz Türkçesi’de bu değerleri tamamlayan en güçlü etkendir.
Kültür emperyalizminin etkisinde kalan ülkelerimizin Türkçe dilindeki birçok aynı kelimenin farkı anlamı var. Bazı kelimeler de yok olmuş, bazı kelimelerin içi boşaltılmış…sömürge güçleri, güçlü ilişkileri koparma ve kültürel yozlaştırma projeleri kapsamında bunu yapmıştır ve halen de aynı süreç devam etmektedir.
Bu konu ortada duran/görünen bir mesele olup, her geçen gün daha da ciddi boyutlarda bozulmaya devam ediyor.
Gölbaşı'nda bile açılan her 10 işletme den/dükkan dan en az 5-6 tanesinin isminde yabancı kelime var. Normal olmayan bir durum bu, üstelik bunların açılışlarına katılanlardan Türk Milliyetçisiyim/Atatürkçüyüm diyen kişilerin bu durumu hiç yadırgamamaları da normal değil. Bunun temelinde de ezbercilik var.
Türkçemizin korunması, geliştirilmesi, duru hale getirilip felsefe alanındaki çalışmalara hız kazandırılması için siyasilerin işbirliği şarttır ancak bu durum umurların da değil.
Hatta, Milli Eğitim Bakanlığı'nın, Kültür Bakanlığı'nın bile umurunda değil. Artık, TDK ‘yı söylemiyorum zira tüm bu olumsuzlukların temelinde TDK’nin zayıflığı vardır.
Bu konu da siyasilerimizi harekete geçirip, umursamalarını sağlamak için farkındalık oluşturmak zorundayız.
Saygılarımla
Bayram Türkmez
17 Kasım 2025

