bodrum escortlar istanbul escortlar izmir escort bayan aliağa escort casino siteleri

Öyle bir geçer ki zaman! Bu benim hikayem!

İçerisinde duygusallık barındıran kendi hikayemden bir kesit yazdığım için birazda özel oluyor ancak mesleğinde kamusallaşmış bir insanın özel'i ne kadar oluyor bilemiyorum...ARŞİV YAZISI

Yaşam Yayın: 06 Mayıs 2024 - Pazartesi - Güncelleme: 06.05.2024 13:50:00
Editör -
Okuma Süresi: 7 dk.
Google News

Çok kişi okumasın diye yine uzun yazdım.

İçerisinde duygusallık barındıran kendi hikayemden bir kesit yazdığım için birazda özel oluyor ancak mesleğinde kamusallaşmış bir insanın özel'i ne kadar oluyor bilemiyorum...

Baba oğluna dedi ki:

-Ayağını nereye koyduğuna dikkat et oğul!

Çocuk babasına şöyle cevap verdi:

-Sen dikkat et babacım!Ben senin adımlarını izliyorum."  (alıntı)

Bu cümle çok  güzel ve anlamlı.

Bugün Babalar Günü ve sosyal medya da yine babalara övgüler, sevgiler, saygılar... yazılıp anlatılıyor. Çoğu kişi ölmüş babasının ardından güzel sözler söylüyor, saygıyla anıyor.  Hayatta olanlara da güzel temenniler var.

    Gerçeği, konusunda hiç yorum yapamıyorum. Çünkü, bu sosyal medyalar yani sanal alem düşüncelerimizi yansıtsa da uygulama da şartlar belirleyici oluyor.

     Ben, Dr.Şerafettin Tombuloğlu Lisesi Ortaokul bölümünden mezun olduğum zaman Babamı kaybettim. Sanırım 15 yaşında idim. Çok düşkün olduğum Babamın öldüğüne hiç inanmadım, ağlayamadım da! dediler ki "bu çocuğun nutku durdu" bu ne demekti onu da anlamıyordum. Toprağa verdik ancak onu hep yanımda hissettim. Ruhu hep benimleymiş gibiydi. Öyle hissedince mezara bile gitmeye ihtiyaç duymuyordum.

   Çünkü, o benim için ölmemişti. Sonra, bizimkiler bayramlarda filan mezar ziyareti yapıyordu. Zamanla bende mezara  gidip gelmeye başladım. Aslında o benim kalbimdeydi hep, ne zaman ki mezar ziyareti yapmaya başladım o anda öldüğünü hissediyordum.

Sonra, çok sık olmasa da mezarlık ziyaretine alıştım, ancak yine de kalbimden söküp atamadım. O, halen benimle! kalbimde onu hissediyorum ve çok güzel bir duygu...

Tıpkı Annem gibi, yaklaşık 40 yıl tek başına yaşadı. Son 1 yılını beraber yaşadık. 89 yaşında vefat etti. Yaş itibarıyla değişik hastalıkları vardı ve poşetler dolusu ilaçlar taşırdım. Annemin, herşeyi ilaçlarıydı. Doktor ne dediyse, ne yazdıysa harfi harfine uyardı. Yanında olduğum için Hastane işlerini ben takip ediyordum. Okur Yazar değildi ancak imza atabiliyordu. Rahmetli babamdan kalan ölüm maaşını alıyordu.

    Sanırım 75 yaşında filan almaya başlamıştı bu maaşı. Bu yaşına kadar hiç maaşı ya da kendine başka bir geliri olmamıştı. Bir gün, bana evdeki koltukları değiştirmek istediğini ve kendisini mağazaya götürmemi istedi. Anne dedim "sen zor yürüyorsun zaten, şimdi mağaza mağaza nasıl gezeceksin, sen tarif et ya da resimlerini getiriyim ordan seç, ben alıp getiririm."dedim.

   "Olmaz" dedi. "Gidip kendim bakıp alacağım" deyince çaresizce hemen arabayla götürdüm 2-3 mağaza gezdirdikten sonra bir takımda karar kıldı. "Tamam bunları alıyorum" dedi ve parasını da orada mağazacıya kendi elleriyle verdi,  sonra eve döndük.

  O anda, şöyle bir düşündüm ve hatalı bir davranış yaptığımı anladım.

   Annemin eline ilk defa kendisine ait bir para geçiyor ve kendine ait bu parayla yine kendisinin beğenebileceği bir koltuk takımı istiyordu. Zira, o güne kadar kendisine ait hiç geliri olmamıştı. Dolayısıyla kendisiyle ilgili kararları da kendisi tek başına veremiyordu. Rahmetli babam, inşaat ustası olarak diyar diyar gezer çalışır artık ne kazandıysa  7 çocuğuyla birlikte geçindirmeye çalışırdı. Bu şartlarda rahmetli annemin kendini düşünebileceği hiç ortamı yoktu.

  Ve ilk defa kendine ait parasıyla, kendi karar verip, kendinin istediği şekilde birşey alıyordu. Yani, ilk defa kendi kimliğini hissediyordu.   Annemi de 2018 yılında kaybettim.

    Bizim kültürde çocukları, büyükler  hep içten içten sever, içten içten yanar/üzülür. Gelen hep Öz'dendir.  Tabi, şimdi biraz daha dışavurum kültürü arttı.

     Bizi de hep böyle içten içe sevdiler.  Ailenin en mazarat/asi çocuğu bendim. Lise 2 de sınıfta kaldığımda evden kaçıp bizim mahalle deki Konyalı Mezin amcanın koyunlarına çobanlık yapmaya başlamıştım.

   15-20 gün sonra Annem dayanamamış, komşumuz rahmetli Yozgatlı Seyfi Güneş'in traktörünün römorkguna binmiş ve koyunları güttüğüm yere gelerek "eve dön oğlum" diyor. Üstüm başım pis, kirli berbat durumda da olduğumu görünce ağlamıştı. Neyise ki eve dönmüştüm ancak çobanlığı da 3 ay kadar yine yapmıştım.

   Dedim ya, Mahallle de  Çorumlu İnşaatcı Halil Usta olan babamda, Çorumlu Satı Kadın olarak bilinen anamda bizleri hep içten içe severlerdi.

    Babamla biraz daha haşır neşirdik te,  Annemin elini sadece öpmek için tutardım. Başka da dokunamadık birbirimize hiç. Taki, 2018 yılında Numune Hastanesi'nde son anlarına kadar.

   Bir gece başında beklerken bir takım hareketler yapıyor ancak anlamıyorum. Konuşamadığı içinde elini tuttum ancak gözleri bir boşluktaymış gibi bakıyordu.

   Karşıda yatan başka bir yaşlı kadın "Oğlum, saçlarını taramanı istiyor." dedi.

     O anda parmaklarımı tarak yapıp annemin başını/saçlarını okşamaya başladım. İlk defa anneme dokunduğumu hissettim ve o da hissetmişti. Gözlerinde kaybolan ışığı yeniden görmüştüm. Çok mutlu olduğunu hissetmiştim. birkaç dakika sonra abim gelipte, "dur, bende tarak var" diyene kadar.

 Sanırım yaşamımın en mutlu anını yakalamıştım. Öyle güzel bir duygu yaşatmıştı ki bana, son anında onunda mutlu olduğunu görmek beni çok duygulandırmıştı.

   Zira, Anneme ilk defa dokunup, saçlarını okşama fırsatı bulmuştum.

    Ve o günden sonra anneminde hiç öldüğüne inanamadım çünkü o da benim hep içimde/kalbimde yerini almıştı.

Ve hep şunu derim.

Bugün işlerimiz rast gidiyorsa, bugün sağlığımız, huzurumuz yerinde ise anne ve babalarımızın dualarıyla, bıraktığımız güzel izleriyle çok ilintilidir.

Sevgi ve Saygılarımla

Bayram Türkmez 

18 Haziran 2023

#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.