Siyasette 24 saat çok uzun zaman!
...Ancak, benim esas değinmek istediğim konu siyasette 24 saatin bile çok uzun bir süre olduğudur. İlçemizden bazı örnekler vererek bu durum hakkında hikayeler anlatmaya çalışacağım...
Siyasette 24 saat çok uzun zaman!
Öncelikle bir konu hakkında görüşlerimi bildirmek isterim. Son zamanlarda gündeme gelen, hatta bana göre, bazı siyasilerin destekçileri tarafından yanlış sloganlaştırılan, CHP’nin de amblemi arasında yer alan ancak bazı partililerce, parti amblemi olarak asılmadığı içinde eleştirilen ALTIOK bir siyasi parti olan CHP’den daha büyük ve güçlüdür. Siyasi yönü, siyaset yapanların düşüncelerini yansıtır.
Zira, ALTIOK , Atatürk ilke ve Inkilaplarini olusturan temel esaslarını temsil eder. Bunlar hepimizin bildiği gibi temel ilkeler olarak var. Cumhuriyetçilik.Milliyetçilik.Halkçılık.Laiklik.Devletçilik.Devrimcilik (İnkılapçılık)…
Şunu anlatmaya çalışıyorum ki, ALTIOK bu ülkenin, bu devletin, bu milletin kurucu iradesini temsil eder. Yani, CHP’den de büyük ve kalıcıdır. Türkiye’nin Ulus-Devlet yönünü belirleyen fikir ve düşünceler olarak görülen bu ilkeler 5 Şubat 1937’de Anayasaya da eklenmişti. Bu durumu bilgilerinize sunarım…
Ancak, benim esas değinmek istediğim konu siyasette 24 saatin bile çok uzun bir süre olduğudur. İlçemizden bazı örnekler vererek bu durum hakkında hikayeler anlatmaya çalışacağım.
Yıl 1994- DYP Gölbaşı Belediye Başkan Adayı Mümtaz Sarıtaş karşısında ise en güçlü aday SHP Adayı Erdal Eren olup seçim ikisi arasında geçmekte olup, İki rakibinde şansları eşit gibi gözüküyordu. Seçime 2 gün vardı ve DYP adayı ekibi büyük bir miting yaptı. Yapılan mitinge katılımın çoşkusu gösteriyordu ki, DYP adayı bu seçimi alacaktı. Aslında rakip siyasiler gibi çok kimse bu çoşkuyu beklemiyordu, Dönemin Adayı Erdal Eren ekibi seçimin gittiğini o gece gördü ve yeniden 1 gecelik bir strateji belirledi desek yeridir! Seçimden 1 gün önce, yani mitingin ertesi gecesi ilçenin farklı bazı sosyal/kültürel dinamikleri, sözü geçenler, etkili olanlar vs. Anakent Ekmek Fırınına sabaha kadar gelip gittiler.
Biz bu konuyu o zamanda gazete gündemine yazmıştık. Sabaha kadar orada ne konuşuldu, ne verildi, ne alındı! Açık açık sızmadı ancak o gece oraya gelip gidenlerle sabaha kadar olan çalışma seçimin kaderini değiştirdi.
Sonucunda oylarının rengini değiştirenler olmuştu. Seçim sonuçlarına baktığımızda DYP Adayı seçimi kaybetmişti.
Güç gösterisinin her zaman işe yaramadığını, hatta ters teptiğini orada görmüştük.
Zaten, başka örnekleri de var.
Yıl 2009
Dönemin mevcut belediye başkanı Abdulnasır Haşlak yeniden aday oldu. Seçim sürecini götürüyor, iktidar nimetlerinden yararlanıyor. Bir seçim günü bir baktık ki Konya Yolu başta olmak üzere birçok cadde üzerindeki binalar/köprüler boydan boya Abdulnasır Haşlak’ın posterleriyle kaplanmış. Koca, binalar posterler yüzünden/görülmüyor...Yazılan sloganların bile bir derinliği yoktu!
Bu durumda bir güç gösterisi olmanın yanısıra, bir de 5 yıl belediye başkanlığı yapmış bir siyasetçinin kendini halkına anlatamamış, tanıtamamış olmasının göstergesiydi. Aslında, kendini anlatmıştı belki ancak bu yöntemle, vatandaşın gözünün içine sokulan afişlerle kendini anlatamadığını gösteriyordu ve üstüne üstlük müsrif harcamaydı! Bu durumun Abdulnasır Haşlak’a seçim kaybetmesinde etkisi olduğunu düşünüyorum.
Örnekler çok. Kazanmak için illaki güç gösterisi yapmaya gerek yok. Hele ki, belediye başkanlığı yapmışların buna hiç ihtiyacı yok.
2009 yılında Abdulnasır Haşlak karşısında seçimi kazanan Yakup Odabaşı seçim sürecinde doğru dürüst hiç para harcamadan seçimi kazandı desek yeridir.
Aynı durumu rahmetli başkan Dr.Cevdet Kara döneminde de gördük, yaşadık. 1999 yılında Başkan Cevdet Kara, Abdulnasır Haşlak karşısında yaklaşık 400 oy farkla seçimi kazandı. Hem de öyle hiç para filan harcamadan kazandı…
Onun için güç gösterisi çoğu zaman ters tepiyor ve bunu iyi bir denge ile koruyamayan siyasetçiler de tarih sayfasında yerini alıyor…
Gölbaşı’nda yerel seçim durumu nasıl olur bilmiyorum, meclis üyelerinin ortaya çıkmasıyla daha da netleşecektir ancak gördüğüm kadarıyla çok hatalar yapılacağa benziyor!
Birde bu anketlere yönelik örnek vereyim. Yaşadıklarımdan verdiğim için gayet net yazıyorum. Dönemin Belediye Başkanı Abdulnasır Haşlak yeniden 2009 yılı seçimlerinde aday olmuştu. Ekibinin içerisinde en güvenilir/düzgün olan Yakup Kurtoğlu idi ve diğer beşi bir yerde olan ekibiyle birlikte kendilerine o kadar güveniyorlardı ki yüzde 65 ile kazanıyoruz! diyorlardı.
Oysa benim öğrenciler aracılığı ile yaptırdığım ankete göre de yüzde 45 lerde filan kalıyorlardı.
Anket sonuçlarını gazetemizde yayınladığımız halde yine inanmıyorlardı. İktidar gücü bazen böyle objektif baktırabilmiyor! Ve sonunda kaybetti bana da haklılığımı belirtip, bir de “sende biliyorsun nasıl kaybettiğimi” diyerek güvendiği bazı adamlarının ihanetini ima etmişti…
Bu siyasette 24 saat, hatta kimisine göre 1 saat bile uzun bir zaman dedikleri böyle birşey...
Selam ve Saygılarımla
Bayram Türkmez
30 Ocak 2024
Açıklama- Ders niteliğinde ilçemizde yaşanılan siyasi hikayeleri olanlar varsa yazabilir.
