Gölbaşı'nda, Öyle bir geçer ki zaman...

1989 yılında Gölbaşı'nın Sesi ile başladığım yerel gazetecilik hayatımda, habercilik, fotoğrafcılık, dizgicilik, büro yönetimi ve dağıtımına kadar yer aldığımız kendi yerel gazetelerimizin yanısıra sözleşmeli(kaşeli derlerdi) olarak, 20 yıl Anadolu Ajansı Gölbaşı Muhabirliği, 15  yıldan fazla  Hürriyet Ankara ve Dogan Haber Ajansı Gölbaşı Muhabirliği, bunların yanında son 10 yıldır internet gazeteciliği de olmak üzere meslekte  35 yıl olmuş.

    Artık, eskisi gibi elime fotoğraf makinası alarak haber peşinde koşmuyorum ya da gazetenin dizgisini yapıp matbaaya yetiştireceğim diye dert etmiyorum. Hele de,  Matbaadan getirince de dağıtımına karışmıyorum.

   Bunları hatırladıkça da, bizden önceki kuşağın özellikle matbaa/fotoğraf bölümünde yaşadıkları zor koşullarını  hatırlıyorum...Herkes bir zorluğunu çekmiş.

   Hürriyet/DHA Bürosunun olduğu Cinnah Caddesi'ndeki yerine, ya da Anadolu Ajansı'nın önce Sıhhıye'deki Genel Müdürlük Bürosuna, (Sonra Maltepe'ye taşındı)  Gölbaşı'ndan siyah beyaz  fotoğraf filmi yetiştireceğiz diye koşturmalar,  kendi yerel gazetelerimizde makintoş bilgisayarlarla dizgi yapacağız diye sabahlara kadar uykusuz kalmalar bunların yanısıra ilçemizde gezmedik yer, dinlemedik insan, şikayet gelen yere gitmeden durmazdık. Hatta, kendi gazetelerimizi matbaadan alıp, dağıtıcı bulamazsak kendimiz dağıtırdık...

    Biz bunları yaşadık ve dijital çağ ile birlikte bunların hepsi sona erdi...

    Şimdi, belli konulara odaklanarak yerel-genel konularda yazılar yazmaya çalışıyorum, belediye nin ya da kaymakamlığın oluşturduğu haberler ile  toplumun ihtiyacı olduğunu düşündüğüm ilginç bulduğum başka haberleri derleyip toparlayıp internetten sunuyorum. Sorumluluk ve zorunluluk hissetmeden  bunları yapmaya çalışıyorum. Kendimi, emekli sayıyorum.

   Şikayetim yok diyorum ancak yine de bunca yıl yerel gazetecilik yaşamım olmasına rağmen Sürekli Basın Kartı alamamaktan şikayetçi oluyorum.

    Zira, o kadar ekonomik sıkıntılarla da / yoklukta bu işleri  yaptık ki, yıllarca basın sigortası yatırmayı ihmal ettik. Yıllarca, Sarı Basın kartını taşıdım ancak SGK emekliliğiyle sürekli basın kartı isteyince "en az 10 yıl basın sigortalılığı" şartı ile karşılaştım ve bu nedenle verilmedi. Bu duruma, "emeğimiz heba ediliyor, yok sayılıyor" diye itiraz ettim ancak sonuç alamadım. İlla da basın üzerinden sigorta primleri yatırılması gerekiyormuş,...Bu durumu duyan/çözen kimse de olmadı! Çok saçma bir uygulama olduğu halde müdahale eden de yok...

     Neyise, yine de Gölbaşı'nda beni bilenler Gazeteci olarak biliyor, zaten başka bir mesleğim olmadı.

    Tabi bir de gençliğimiz vardı..Daha saçlarımıza aklar düşmemişti. Ne koştururduk öyle...

Belediye, Kaymakamlık, Adliye, Emniyet, Jandarma, Muhtarlar, ,Köyler...hep kendi imkanlarımızla ve çabamızla  haberlerimizi üretirdik.

     Belki de bana en büyük gücü veren bu bağımsız duruşum oldu. Hiçbir kurumun desteği olmadan bunca süre kesintisiz yerel gazetecilik yaşamımızın sürmesi, aynı zamanda bunun ilk olması beni ayrıca mutlu ediyor.

    Bugün, ilçemizde bizim dönemimizdeki gibi sahada gezen serbest gazeteci pek olmasa bile günün şartlarına uygun olarak varlığını sürdüren değerli meslektaşlarımın ilçemize katkıları büyüktür. Hepsi ayrı bir değerdir.

       Hepsinin gazetecilik gününü kutlar, sevgi ve saygılarımı sunar başarılı çalışmalar dilerim...

    Ve beni gerek telefonla arayıp, gerek telefon ve sosyal medya mesaj yoluyla ulaşarak gazeteciler gününü kutlayıp, güzel dileklerini ileten   arkadaş, dost ve tanıdıklara teşekkür eder, sevgi ve saygılarımı sunarım....

Bayram Türkmez  

21 Ekim 2023