bodrum escortlar istanbul escortlar izmir escort bayan aliağa escort casino siteleri

Gölbaşılı Kahraman Kadınlar isimli kitaba bir bakış!

Hulusi Gürpınar’ın yazdığı “Gölbaşılı Kahraman Kadınlar” adı altında çıkan kitabını okudukça çok önemli bilgileri de öğreniyorum. Çok değerli bir çalışma olup, okuyucunun aklının karışmaması ve gelecek nesillere doğru bilgilerin aktarılması açısından da..

Kültür Yayın: 28 Kasım 2023 - Salı - Güncelleme: 28.11.2023 09:44:00
Editör -
Okuma Süresi: 7 dk.
Google News

İlçemizin yerel yazarlarından, sosyal insan Hulusi Gürpınar’ın yazdığı “Gölbaşılı Kahraman Kadınlar” adı altında çıkan kitabını okudukça çok önemli bilgileri de öğreniyorum. Çok değerli bir çalışma olup, okuyucunun aklının karışmaması ve gelecek nesillere doğru bilgilerin aktarılması açısından da eksik gördüğüm/bulduğum bazı konuları da yazmak istiyorum.

    Ankara’nın Başkent Oluşu’nun 100. Yılı nedeniyle, yine Ankara’yı Başkent Yapan Atatürk üzerinden verilen bilgiler/açıklamalar hatta hayallerin yer verildiğini düşündüğüm  kitabın içeriği, kitabın adını aşıyor ve tamamen Mogan Gölü kıyısında eski işletmelerin tanıtımına varıyor.

     Yani, kitap göl kıyısında açılan işletmelerin tanıtımlarının yanısıra 6 işletmeci kadınında hikayeleri! anlatılmaya çalışılmış. Ancak, anlatılırken bizlerin hayal gücünü de zorlayan bir durum var.

       Kitabı dediğim gibi önemsiyorum, bundan önce yine Gölbaşı Belediyesi tarafından bastırılan “Sevginin, Başkenti GÖLBAŞI” isimli kitabını daha ciddi ve araştırmacılık örneği olarak buluyorum.

  Sözümü fazla uzatmayacağım, çoğumuz bilmediği bilgileri de aktaran bir kitap olmakla birlikte eksiklikleri ile birlikte fazlalıkları da olan bölümler olduğunu düşünüyorum!

   İlk başta anlattığı konularla ilgili hiçbir tarih bilgisi yoktur. Konuların tarihleri kesinlikle olmalıdır. Anlatılan konular ile ilgili, sayfa altında Dipnot bilgileri yoktur. (Yazar  Adı/Soyadı, Kitap Adı, Sayfa Numarası vs. bilgiler) Kaynakçalar, başlığıyla yararlanılan kitaplar/söyleşiler vd. yazılmış ancak bunların dipnotları ortada yok. Bu tür tarihsel bilgilerde dipnotlar kesinlikle olmalıdır.

    Ayrıca, devamında var olan arşiv niteliğindeki eski / önemli resimlerde hiçbirinin açıklaması yok.

    Gölbaşı ve Tarih konusunda biraz bilgisi olanlara da önemli bir kaynak olarak gördüğüm kitapta önceki yazımda da söylediğim gibi “Mogan Gölü Efsanesi” başlıklı bölümde, Efsane’yi Monze ve Ganey isimli 2 aşık gencin kavuşamaması ve üzüntülerinden dolayı akan gözyaşlarıyla birlikte oluşan Mogan ve Eymir Gölü  üzerine kurmuş.  Bence, Türk Tarih ve Kültüründen gelen bir kaynak üzerine efsane kurulması gerekiyordu, tıpkı daha önce Sevgi Çiçeği üzerine kurmuş olduğu efsane de olan Zeynep ile Mehmet’in aşkı gibi…

   Zaten, Mogan Gölü efsanesi olacaksa, bırakın efsanesini hikayesi de Selçuklu dönemine kadar uzanır. Daha geriye gidilecekse de yine Türk Milotolji’nde var olanlardan kullanılması daha yerinde olurdu.

     Bu konuyu böyle eleştirmem kitabın önemini kaybettirmez, çünkü çok fazla bilgi var. Eksik bulduğum konulardan bazıları da şöyle, Patalya Hotel konusu / kuruluşu anlatılırken, Patalya Hotel’i Başkent Üniversitesi’ kurul şekilde devir almıştı. Yani, sıfırdan kurulmamıştı.   Gazeteciler Cemiyeti Sosyal Tesisleri’ni, Gazeteciler Cemiyeti sıfırdan kurarak oluşturduğu bir sosyal tesis değildi. Benim duyumlarımda öncesinde Gökçehöyük Mahallesi’nde 1955 yılında kurulan Amerikan Üssü’nün (sonradan devredilince Bayrak Garnizonu oldu) personeli için yapılan dinlence ve eğlence yeri olarak kullanılıyordu. Yani, Gazeteciler Cemiyeti sıfırdan bir bina yaptırmadı, ancak daha sonra binayı genişletip, günün şartlarına göre tadilatları yapıldı.

    Hatta, Mogan Gölü kıyısına eğlenmeye ve dinlenmeye gelen Amerikalılar’ın çay bahçesi olarak kullandığı, eski Gölbaşılıların dilinde “Gavur Damı” diye bilinen küçük bir beton kulübe ile çay bahçesi de vardı.

          Bu yazdığım konular kitapta yazılanların başı ya da sonu olarak bütünleyicidir.

Kitabın ismini taşıyan “Gölbaşılı Kahraman Kadınlar” dan ben sadece Vilma Hutchins’ yakından tanıma fırsatı bulabildim. Vilma Hanımın bu restoranı olan Aysa, bugün ki Hava Kuvvetleri Komutanlığı’na ait eğitim tesisleri bitişiğinde olup (Hulusi bey burayı hep Avcılar Kulübü olarak anlatmış, bunu bilmiyordum. ögrendim) Biz hep Askeriye’nin yeri olarak biliyorduk. Kibar, Nezaketli, Saygın  bir kimliğe sahip olan Vilma Hanım’ın eşi Peter’in güçlü bir İngiliz firmasının temsilcisi olduğunu da ilk defa kitapta okudum.

Ankara'ya ve Gölbaşı'na da, Mogan Gölü kıyısında restoran/işletme açarak  hizmet ettikleri belirtilen, diğer kadınlardan  Madam Maria, Nadire Süngü, Aliye Külünk, Selma Mısırlıoğlu’nu da öğrenmiş olduk. Kayserili Burcu ailesinden Fikret Burcu’nun annesi  Hatice Burcu’yu tanıyoruz. Yani, kitaptan öğrendiğimiz çok konularda var.

    Özellikle Madam Maria konusu ilgimi çekti çünkü işletmesine gelenler arasında, Maria’nın yakın dostu Opera sanatçısı Ayhan Aydan’dan da bahsediyor. Demokrat Parti dönemine baktığımızda tarih sayfasında yerini alan “Adnan Menderes Ayhan Aydan Aşkının Hüzünlü Hikayesi” aklıma geldi. Zaten, yazının sonunda 17 Şubat 1959 yılında içerisinde Başbakan Adnan Menderes’in de bulunduğu uçağın düşme hikayesi anlatılıyor. Uçak düşmesinin sabotaj olma ihtimaline karşı, uçakla bağlantılı ne kadar görevli varsa hepsinin geçici olarak açığa alındığı, bunlardan birisinin de Bolulu Süleyman Usta olduğu ve Süleyman Usta’nın da Göl kıyısındaki işletmelerde çalıştığı, hatta sonunda kendi işletmesini açtığı anlatılıyor ancak  işletmenin ismi yok!

      Dediğim gibi, anlatılacak o kadar ham bilginin yanısıra hayal gücünün esintileri de var ki, hem okuyucunun anlaması hem de tarihsel süzgecin doğruluğu ve tamamlacı olması açısından yazma gereği duydum.

     Biraz Hayal gücünün de zorlandığı, Atatürk’ün Gölbaşı’na çok sık geldiğini belirterek, Sakarya Muharebesi/Zaferi’ne örtülü atıf yapması ancak  Sakarya Savaşı’nı anlatırken, Haymana’nın değerleri anlatılıp, Gölbaşı’nda Mehmet Ağa/Hallaçlı Konağı’nda ekmek fırını açıldığından bahsederken, Çayırlı’da ki Şehit Mezarlarını ve kurulan Askeri Hastaneyi ıskalamış.

     Ancak, bu eksik bilgi yine de kitabı değersizleştirmiyor. Çünkü tek kişinin bir tarih yazmasında unuttuğu, atladığı konular/ayrıntılarında olması  muhtemeldir.

    Onun için hep diyorum ya, kamu kurumlarının destekleriyle çıkacak tüm kitaplar için en az 3 kişiden oluşan bir kurul oluşturulmalıdır. Yazılanlar öncelikle bu kurulda değerlendirilmeli, tartışılmalı ve görüşülmelidir. Ondan sonra da kamu yararına eksiksiz olacak şekilde sunulmalıdır…

      Neyise, sonucunda güzel bilgiler sunan bir kitap olmuş, zaman zaman yazmaya devam edeceğim. Benim yaptığım eleştiri değil, tamamlayıcı yönde bilgi akışını devam ettirip, bütünleyici olması açısında katkı sunmaktır. 

   Eline, Yüreğine sağlık Hulusi Gürpınar, çok güzel bilgiler sunuyorsunuz...

   Yazının fazla uzamaması için burada sonlandırıyorum. 

Saygılarımla

Bayram Türkmez

26 KASIM 2023

#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.