Türk Milleti köklü bir mirası olan kültürel hazinesinin farkına varmalı!

Azerbaycan Tarih ve Kültürüyle de, Türk Milleti bir hazineye sahiptir. Bu hazine Türk Dünyası'da olduğu gibi, milletimizi hem iri, hem diri tutacaktır. Yeter ki, bölücü unsurlara fırsat verilmesin, 5. kol gibi çalışan sömürgecilerin işbirlikçilerine fırsa

Yayın: 11 June 2025 - Wednesday - Güncelleme: 11.06.2025 10:05:00
Editör -
Okuma Süresi: 6 dk.
Google News

Gündem o kadar yoğun ki, yerelden mi yazsam yoksa genel bilinen konularla mı devam etsem. Aklım karışınca “Bari bir şiir” denemesi yapayım da üzerimdeki negatif enerjiyi atayım" dedim ancak  şiirin ilk kıtasından sonra duygu boyutundan çıkınca “bu da olmaz” dedim. 

    Sonra en iyisi “bir şarkı söyleyim” diye  mırıldandım, onda da  havaya giremedim aslında  aklımda  bir konu var. 

   “Bulanık Mantık Modeli”nin her alanda uygulanabileceğini ve bunun birçok soruya da cevap bulma yöntemi olarak bilimsel metod olduğunu ögrenmiştim. Bir de konu içinde Gölbaşılı bir isim geçiyordu! Yanında da  Türk  Destanı yer alınca "tamam" dedim!

    Bulanık mantık  Modeli veya bulanık küme kuramı  1965 yılında Azerbaycanlı Bilim İnsanı Prof. Lütfi Zade (Lütfü Askerzade) tarafından bulunmuş.  Bu modelden öncelikle Uzakdoğu bilim insanları yararlanmış. O yıllarda Türkiye ile bağlantıları konusunda bir fikir edinemedim. Tabi, bu da bende ayrı bir soru oldu.

   Geçen hafta, Azerbaycan Kültür Merkezi’ne bağlı, Azerbaycan Türkçe Eğitim Ocağı’nda ünlü bilim insanı Lütfi Zade’nin öğrencisi Prof.Dr. Refik Aliyev’il tanıştık. Sınıfa telekonferansla bağlandı. Şehla hoca yaşım itibarıyla bana torpil! geçti ve ilk soruyu sormamı sağladı.  Diğer arkadaşlarda sırasıyla sorular soracaktı ancak 1 saatlik zaman dilimi 3-4 soru cevabına yetti. 

 "Bulanık mantık, değişkenlerin doğruluk değerinin 0 ile 1 arasında herhangi bir gerçek sayı olabileceği  mantığın bir biçimidir... Aristo mantığına tepki olarak ortaya çıkan gayrı-selis mantık (puslu mantık), Lütfi Alasker Zade tarafından temelleri atılmış, insanın dünyayı anlama ve benimseme ilkelerine yakın bir düşünce tarzı, matematiksel bir kuramdır.(Prof. Dr. Kerime Üstünova)

 Ülkemizde de Prof. Dr. Zekai Şen  “Bulanık Mantık İlkeleri ve Modelleme” konusunu örnekleriyle anlatmış. İlgi duyanlar Google den sorabilir. Zira bu konu sadece matematikle ilgili değil, sosyal yaşamla da, yani her alanla ilgilidir. Biraz düşünebilen insanlar bu konuyu anlamakta zorlanmayacaktır.

  Azerbaycan Kültür Merkezi, Azerbaycan Türkçesi Eğitim Ocağı’na telekonferans yöntemiyle bağlanan Prof. Dr. Lütfi Zade’nin öğrencisi olan Prof. Dr. Refik Aliyev, Türkiye’den Milli Eğitim Eski Bakanı Prof.Dr. Ziya Selçuk’u tanıdığını ve zaman zaman makaleler konusunda görüştüğünü belirtti. Kendi kendime “Bu Gölbaşının toprağından mı, suyundan mı yoksa insanından mı? Çekim gücü çok fazla!” diyerek içimden söylendim. 

     Ögrenciler olarak sorular soracağız, Şehla hoca bu konu da desteğini de vererek ilk soruyu da benim sormam üzerine organizasyonu gerçekleştirdi.    Prof. Dr.  Refik Aliyev’in en çok hoşuma giden cümleleri kullanması da ayrıca beni mutlu etti. Birçok konu anlatıldıktan sonra  "iki Türk oğlu; birinin zekasından,  birinin yüreğinden geldi " diyerek  Azerbaycan Türkleri'nin yaşadığı felaketleri dünyaya duyuran Şair-Yazar Bahtiyar Vahapzade ile Bilim İnsanı Lütfi Zade için bu sözü kullandı.

   70 kitap ve 350'den fazla bilimsel makale yazan Prof.Dr. Refik Aliyev, Kemal Abdulla ile  kaleme aldığı Türk Tarih ve Kültürün de önemli yeri olan “ Dede Korkut” ve Gayri-Selis Mantık adlı çalışma ile  Türk Destanı bilimsel metoduyla açıklanmaya çalışılmıştır.

  Bu konu da bir makale yazan  Prof. Dr. Kerime Üstünova  “Dede Korkut Destanları’na puslu mantık bakış açısından bakmamızın önemli yanı vardır. Asıl mesele, destandaki insanlar ve dil birimleri arasındaki derin ilişkiler ağına ulaşmak; destanın yaratıcıları ile destan dilinin ve mantığının taşıyıcıları için karakteristik olan demokratik düşünce tarzını ortaya çıkarmaktır.” diyor.

   Ve Prof.Dr. Refik Aliyev Türk Tarih ve Kültüründe önemli yeri olan  Dede Korkut Destanından bir bölümünü, "Bulanık Mantık Modeli" açısından şöyle değerlendirdi.

“Ol zamanlar Oğuz yiğitleri yatanda yedi gün yedi gece yatardılar. Adına küçücük ölüm derlerdi.” Küçücük ölüm, aslında insanın ne ölü ne diri hâlidir. Modern tıpta bunun adı, komadır. Kanturalı ve Salur Kazan’ı küçücük ölümden uyandırmak olanaksızdır. Koma, ya… ya ifadeli düşünce tarzına karşı yeni bir düşünce tarzının yansımasıdır. Ne… ne kalıbının yücelişine işarettir. “Ne ölüdür ne diridir, belki komadadır ya da bitkisel hayatta ” tarzında mantık zinciri oluşur. Böylece belkinin düşüncemizdeki yeri, puslu mantık sayesinde sağlamlaşır. Kuşku ise puslu mantığın vazgeçilmezi konumuna yükselir."

Saygılarımla

Bayram Türkmez

11 Haziran 2025

 

Not- Azerbaycan Tarih ve Kültürüyle de, Türk Milleti bir hazineye sahiptir. Bu hazine Türk Dünyası'da olduğu gibi, milletimizi hem iri, hem diri tutacaktır. Yeter ki, bölücü unsurlara fırsat verilmesin, 5. kol gibi çalışan sömürgecilerin işbirlikçilerine fırsat verilmesin. 

#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.