TDK ve TTK görevlerini tam yapsa Türkçemiz ve Tarihimiz yeter bize!
“...Köklerimize inmeli ve olayların böldüğü tarihimizin içinde bütünleşmeliyiz. Tarih bağı kurmamız lazım, folklor bağı kurmamız lâzım… Bunları kim yapacak? Elbette biz! Nasıl yapacağız? İşte görüyorsunuz, dil encümenleri, tarih encümenleri kuruluyor… Dil

Mustafa Kemal Atatürk’ün 1933 yılında söylediği, Sovyetlerin bir gün dağılacağı ve oradaki Türk soylu devletlerle iletişime geçip, yakınlaşmamız gerektiği öngörüsü 1991 yılında gerçekleşti…
Bu konudaki söyleminin tamamını 2 gün önce bu sayfa da paylaşmıştım.
Atatürk’ün bu sözlerinin her cümlesi çok önemli olup, söyledikleri arasında Türk Dil Kurumu ve Türk Tarih Kurumu’nun neden kurulduğunu da açıklıyor. Maalesef Türk Dil Kurumu ve Türk Tarih Kurumu Atatürk’ün mirası üzerine kurulmuş, yaşaması için ona İş Bankası hisselerinden pay vermiş ancak bu kurumlar görevlerini bu yönde yapmamışlardır. Halen ne yaptıkları da belli değildir.
Bakın Atatürk’ün söyleminin devamı şöyle “...Köklerimize inmeli ve olayların böldüğü tarihimizin içinde bütünleşmeliyiz. Tarih bağı kurmamız lazım, folklor bağı kurmamız lâzım… Bunları kim yapacak? Elbette biz! Nasıl yapacağız? İşte görüyorsunuz, dil encümenleri, tarih encümenleri kuruluyor… Dilimizi, onun diline yaklaştırmaya ve böylece birbirimizi daha kolay anlar hale gelmeye çalışıyoruz… Tarihimizi ona yaklaştırmaya çalışıyoruz, ortak bir mazi yaratmak peşindeyiz...”
TDK Türkçemize bile sahip çıkamıyor. Türkçemizi bozan gerek siyasi, gerek yönetici gerekse kurumsal, kuruluş... kimlikli duruşlara sesini çıkarıp "dur" demelidir. Onun görevi Türkçe’ye sahip çıkılması, yanlışlar karşısında uyarması ve de Türk Devletleriyle ortak projeler yapması asli görevidir.
Aynı zamanda Türk Tarih Kurumu, Türk Devletleriyle ortak projeler üretmesi, yine tarihten gelen önemli yapı taşları olan kelimeleri korumak, tarihten gelen Türkçemizi gelecek kuşaklara bozulmadan aktarmak bu kurumunda görevidir. Köklü Türk Dili aynı zamanda içerisinde tarihi hikayeler, tarihi olayları barındıran yapı taşlarımızdır, bunları korumak bu kurumunda görevidir.
Yanlış söyleyenleri uyaracak, yanlı duranlar hakkında dava açacak, dil bozmayı strateji haline getirenlere karşı aynı şekilde mücadele edecek. Anayasa bu hakkı veriyor. Türk Dil Kurumu ve Türk Tarih Kurumu bana göre görevlerini layıkıyla yapmıyor. Neden?
Oysa, TÜRKÇE, Kültürümüzün ve Tarihimizin Milli ve Yerli Tohumudur. Bu sözde bize ait olup, sorunun temelini ve çözümünü anlatmaya çalışıyorum.
Bundan birkaç yıl önceydi sanırım. Belediye den bir haber geçilip, “Arabica…” adıyla bir firmayı anlatıp “yerli ve milli” diye tanıtıyordu. Bunlar bana ters geliyor. Yerli ve Milli olmak için önce duru türkçeyi kullanacaksın. Öncelikte tarihi boyutları olan kelime ve kavramları alacaksın, onları evrensel boyuta taşımak için çalışmalar yapacaksın.
Ancak, sen yabancı kelimeleri bana yerli ve milli diye anlatmaya kalkarsan, ne sana inancım kalır, ne de yaptığın işlere…Ne yaparsak yapalım öncelikle kurumsal çalışmalar başta olmak üzere her zaman Türkçe isimler koymamız gerekiyor.
Dil konusu sömürge ülkeleri için önemli bir strateji olduğu da ortadadır. Dilin bozulduğunda, özgüveninde azalıyor, tarihin yok oluyor, kültürün yozlaşıyor, geleceğine güvenle bakamıyorsun, aynı tarih ve kültüre sahip insanlar arasında ayrılıklar, gayrılıklar hatta birbirini kırdırmalar da gerçekleşiyor.
Mustafa Kemal Atatürk onun için de demiştir ki, “Türkiye Cumhuriyeti’nin temeli Kültürdür.” Ve kültürün en önemli parçası da Dil/Türkçe’dir.
Dilimizi/Türkçemizi koruyalım, yanlı ve yanlış söyleyenleri uyaralım. Atatürk'e düşmanlık edenler Türkçemizi de bozarken aslında Türk töresi ile birlikte kendi ceddini, neslini de bozuyor!
, TÜRKÇE, Kültürümüzün ve Tarihimizin Milli ve Yerli Tohumudur.
Saygılarımla
Bayram Türkmez
30 Temmuz 2025