BERABERCE BİRAZ EZBER BOZALIM!
Ezberciliğin getirdiği şartlanmış düşünceden kurtulmanın başka yolları vardır ancak bizim biraz felsefeye dalmamız gerekiyor! Ezberci sistemin etkilerinden kurtulmalıyız.

BERABERCE BİRAZ EZBER BOZALIM!
Gölbaşı'nda bir farkındalık oluşturalım.
Ezberciliğin getirdiği şartlanmış düşünceden kurtulmanın başka yolları vardır ancak bizim biraz felsefeye dalmamız gerekiyor! Ezberci sistemin etkilerinden kurtulmalıyız.
Misafirperver diyoruz. Misafir’i biliyoruz da, PERVER nedir? Hiç düşündünüz mü neden PERVER diyoruz? Yarısı Arapçadan, yarısı Fransızcadan türemiş Perver kelimesinin TDK anlamı da, SEVEN, SEVER.
Arkadaş, o zaman niye güzelim Türkçemiz var iken garip bir kelime kullanıyoruz. Neden “Misafirsever” demiyoruz.
Çünkü, ezberciyiz! Bu ezberci sistem bizleri şartlanmış düşüncelere götürüyor. Türkçe ne kadar kolay ve anlaşılır. Misafiri sevene, Misafirle yakından ilgilenene, “ Misafirsever” diyoruz. Neden Misafirperver diyerek hem Türkçe yi katlediyoruz, ,hem de sevgi kelimesini yok ediyoruz.
Hele şu PROTOKOL kelimesi yok mu? Anlamı sanıyorum ki herkesi kara kara düşündürüyor.
Bir sözleşme yapıyorsun ona da PROTOKOL diyorsun. Kamu kurumlarında alışılagelmiş bir düzeni sağlamak içinde PROTOKOL diyorsun. Fransızca protocole’den gelmiş ve karşılığı da “ TOPLANTI TUTANAĞI”…gibi başka anlamları da var.
TDK durumu biraz kurtarmaya çalışmış ancak o da karşılığını bulmamış.
1. Bir toplantı, oturum, soruşturma sonunda imzalanan belge.
2. Diplomatlar arasında yapılan anlaşma tutanağı:
3-4-5 diye de başka anlamlar ifade ettiğine dair açıklamalar gidiyor…
SÖZLEŞMEYE, Anlaşma diyebilirsin ancak burada bile “Protokol” kelimesini kullanıyoruz.
Kamu kurumlarındaki törenlerde de bir protokol var. Türkçe karşılığı aslında TEMSİL HEYETİ olması gerekiyor ancak günümüzde bu kullanılmıyor. Çok güzel ve yerli yerinde bir kelime TEMSİL HEYETİ. Bunu neden kullanmıyoruz? Diye düşünmek bile felsefenin bir parçasıdır.
PLATFORM'u söylemiyorum bile. Bu kelimeyi kullananlar inanın ki ezberci sistemin etkisindedir. Diyor ki; "Her platformda..."diye devam ediyor. "Her ortamda..." dese sanki eksik kalacak! Ya da, derneklerin çoğulunu kullanmak için "dernekler platformu..." gibi kullanılması da Türkçe karşılığını bulmuyor.
Onun için gelin felsefe konuşalım, düşüncelerimiz az çok farketmez. Doğru yanlış o da farketmez. Önemli olan içimizden geldiği gibi duru söyleyelim. Fikirler birbirini besler, birisinin söylediği bir kelime ya da bir cümle bir anda bir ışık olabilir. Bizi düşündürebilir, bu düşüncelerden yola çıkarak yol yürütebilir.
Dedelerimizin, Nenelerimizin…tüm büyüklerimizin kullandığı duru Anadolu Türkçesi’ni kesinlikle yaşatmamız gerekiyor. Kaybolanları yeniden bulmak, anlam değiştirenleri yerine koymak, içi boşaltılanları doldurmak…Türk Tarih ve Kültürüne önem veren her insanın asli görevi olmalıdır. Çünkü, bu kelimeler bizleri köklerimize götüreceği gibi, köklerimizden de koparılmasını engelleyecektir.
Türkçe’nin bir felsefe dili, bilim dili olmadığını söyleyenler Türk Milletini tarihten silmek isteyen unsurlara hizmet edenlerdir. Bu konularda biraz daha duyarlı olalım.
Ve GÜNEŞ DİL TEORİSİ- Atatürk’ün desteklediği bu teori, Atatürk’ten sonra ortadan kaldırıldı. Bugün bu teoriye o kadar ihtiyacımız var ki, kesinlikle birçok kültürel ve tarihsel sorunumuzu çözecektir. Sadece, Türk Milletinin karşısında duran iç ve dış güçleri rahatsız edecektir. GÜNEŞ DİL TEORİSİ’nin temeli, Tüm dünya dillerinin Türkçe’den doğduğuna dair görüşü temsil eder. Bu konularda bilim insanlarının ve akademik çalışma yapanların raporları da, kitapları da vardır. Destekleniyor.
Bir de şunu herkes iyi bilmelidir ki, 1928 yılında Harf Devrimi oldu. Dilimiz değişmedi. Kimileri, Dil Devrimi filan diyor ancak Dilimiz aynı. Halk dilimiz, Osmanlı döneminde de aynıydı. (Saray ve yazışmaları hariç) Selçuklu da halk dili aynıydı (oradaki yönetimde de farsça hakimdi)
Yani, bu milletin dili hiç değişmemiştir. En basit örneği Yunus’un dili gibi hep aynı şekildedir.
1 Kasım 1928 tarihinde TBMM'de kabul edilen yasa ile Harf Devrimi yapıldı. Dil devrimi yapılmadı. Dilimiz değişmedi. Azerbaycan'da kullanılan dil ile Anadolu'da ya da diğer Türk ellerinde kullanılan dil aynıdır. Bu durumu, Azerbaycan kültürüne, diline bakarsak daha iyi anlayabiliriz.
Saygılarımla
Bayram Türkmez
31 Ekim 2025






