|
||
Yerlicilik ve Millicilik sürekli gündemde olması bir umuttur, bir fırsattır! | ||
Bayram Türkmez Haberi | ||
![]() |
||
Herşeyin kapasitesi varsa, akıl belleğimizin kapasitesi ne kadar acaba! O kadar yoğun gündem arasında gelgitler yaşayan, sürekli düşünerek yorgun düşmesine neden olan, işin içinden çıkamayınca kilitlenen aklımız/mantığımıza bundan sonra söz geçirmek mümkün mü! Yok bence söz/yazı geçmez…Çünkü, kapasitesi doldu… Onun için yöneticilerin danışmanları var, ekibi var... Bizim gibi tek olanların işi zor! Onun içinde arasıra resetlemek (sıfırlamak) lazım... Bedenin yorgunluğu gibi, aklımızın yorgunluğu mantığımızı etkiledi ve artık düşünemiyoruz hatta düşünmek bile istemiyoruz… Ne olacaksa olsun! moduna geldiğimizin işaretidir bu.Zaten 15 Temmuz hain saldırı travmasını üzerimizden daha yeni yeni atıyoruz... Bundan sonra; Ne olacaksa olsun! Bu devleti yönetenler, bu TBMM’de karar verenler, İktidarı ve muhalefetiyle ülkemizi nereye sürükleyeceklerse götürsünler… havasındayız. Bizim kapasitemiz doldu artık, kilitlendik…Doğruyu, yanlışı ayırt edemiyoruz. İt izi at izine karıştı! diyen yöneticiler var iken zaten bizim doğruyu yanlışı ayırt etmemizde mümkün değil… Siyaset, insanlarımızı o kadar yordu ki, hem iktidar, hem de muhalefet adeta toplumu düşünsel silkeliyor… Bu hem iyi, hem kötü… Bu süreç çok iyi niyetli kullanılırsa, bu ülkenin birliği, dirliği, bütünlüğü içinse güzel günler bizi bekliyor demektir… Ancak, bilmediğimiz dehlizlere götürecekse tabi ki iyi olan bişey söyleyemeyiz… Umutluyuz yine de… Ülkemizin bütünlüğü, milletimizin birliği, dirliği için umutluyuz… 15 Temmuz hain saldırısından sonra ülkemizde çok belirgin şekilde değişimler oluşuyor… Devleti yönetenlerin söylemleri : "Bir olacağız, İri Olacağız, Diri olacağız…" olup, bunun tescili olarakta “Milli Seferberlik” halinin vatandaşlardan da talep edilmesi gösteriliyor… İçinde “Milli” olunca belimiz kırılıyor, ağzımız “lal” oluyor…Milliyetçilik’ten geliyor… Diğer adı Ulusalcılık, Vatanseverlik,Yurtseverlik, Milletseverlik… yani bir bütünlük içeriyor her şekilde… Devletin tepesindeki Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan “Milli Sefeberlik” çağırısı yapıyorsa Kamu yöneticileri başta olmak üzere, Sivil insiyatifler, hatta kendine yer bulabilen her dinamik için bu bir fırsattır… Ülkesine, Milletine yararlı olmak için fırsattır… Milli olduğunu göstermek için fırsattır… Biliyorsunuz milli’nin bir karşılığı da yerli’dir… Ve sonucunda da bağımsızlık vardır. Sömürge ülkesi olmamak vardır. O zaman en başta iktidar partisi temsilcilerine, belediye yöneticilerine, STK temsilcilerine, bu ülke için çabalayan tüm dinamiklere, muhalefet parti temsilcilerine…herkese kendini göstermek için bir fırsat bu… Herkes kendi alanında milli/yerli girişimleri yapabilmeli…Silahlı terör örgütlerine karşı zaten polis, asker var. Onlarla mücadele sivil insanların yani vatandaşların işi değil… Siviller, demek ki silahsız terör örgütleriyle mücadele edecek… Bakacak, silahsız olarak bizleri nasıl işgal etmişler? Eğitim’de, Kültür’de, Bilişimde, Ekonomi’de..vs.vs. herkes kendi alanına yönelecek… Türk milletinin bölünmesine fırsat verenleri tespit edecek... Bölünme ortamı oluşturacak guruplara, derneklere vd. oluşumlara fırsat vermemek zaten başlı başına bir milli duruştan ileri geliyor. Bu konu önemli olup, herkesin alanına girer…Bir kültür hareketi olarak genelde karşımıza çıkıyor. Mesela, Biz Türkçe konusunda hassasız…Yabancı kelimelerin boyunduruğunda yok olan Türkçemizin yaşatılması gerektiğine inanıyoruz ve Türkçeyi katledenlere fırsat vermemek gerektiğine inanıyoruz… Hatta, bana kalsa, yabancı ülkelerin ülkemizi Pazar olarak kullandığı hertürlü ürünlerinin üzerinde mutlaka gümrükten girişten önce Türkçe isimlerle, tanıtımlarla memleketimize girişi sağlanmalıdır. Ayrıca, dünya yı saran Türkçe isimli bir sosyal medyamız olsun... Ya da tarihimiz, bizim kültürümüzün önemli bir parçasıdır. Milli deyince tarihsel kültürümüz o kadar derinlere iniyorki ta önasya ya kadar uzanıyor… Milli/Yerli olmak çok önemli… Yediğimiz sebzelerin, tahılların tohumlarının İsrail gibi yabancı ülkelerden genetiği bozulmuş şekilde getirilmesinin önüne geçmek lazım… Kendi yerli hayvancılığımızı geliştirmeliyiz..İthali bırakmalıyız. Yerli ve Milli deyince daha sayamadığımız o kadar çok konu var ki… Ancak, ne olursa olsun bunların temeli, etki alanları bellidir…Yani, olmazsa olmazlarımız siyasettir... Siyasete etki yapan, Dinsel, Etnik, Hemşehricilik ve son dönemdeki akrabacılık konuları bertaraf edilecek şekilde düzenlenmelidir. Delegelerinden, Milletvekillerine kadar herkes nufüz etkisi olmadan belirlenip, seçilmelidir.. Siyaset yapacaklar da sosyal projeleriyle kamuya ne kadar yararlı olabilecekleri ve oldukları konusunda da kriterler getirilmesi gerekir. Hazır anayasa gündemde iken de Siyasi Partiler kanunu ve seçim mevzuatının değiştirerek özünde “emek” değerlerinin korunması sağlanmalıdır. Bu da milli/yerli bir siyaset için gereklidir. Yani, sürekli gündemi meşgul eden yerli ve milli konularını yabana atmayın, bence çok önemlidir yeterki herkes konuşsun ve alanında bir çaba sarfetsin… Bu ülkeye ve millete faydası olabilecek herkes için bu bir fırsattır… Ne kadar düşüncelerimiz kilitlense de bu bir umuttur… Zira, aynı zamanda bir seleksiyon dönemi yaşıyoruz! Olaya birde buradan bakmakta yarar var. /// /// /// Gölbaşı'nda en çok sesi çıkması gereken siyasilerdir. İktidar partisi temsilcisi kendi hükümetine muhalefet yapamaz ancak muhalefet partilerin asli görevidir. Bu konu da bu hafta yerel gazeteci Soner Aksakal'ın yazısı bir fikir veriyor, tespiti doğru yapmış ancak genelleştirmek lazım... Sadece muhalefet parti teşkilat yöneticileri değil, bu ilçeden, siyasetten bugüne kadar maddi - manevi beslenen ve gelecekte de siyaset yapmayı düşünen kim varsa bu konuları gündemine almalıdır. Düşüncelerini sık sık kamuoyu ile paylaşmalıdır, kendilerini halka da bu şekilde tanıtmalıdır. Eleştiri ya da övgü yapmaktan kaçınan gelmiş, geçmiş ve gelecek siyasilerimizin varsa yerli ve milli duruşları halkımıza yön verecektir. Lütfen kendinizi saklamayın ve ortaya çıktın. Belediye Eski Başkanlarımızdan, Meclis Üyelerine, STK temsilcilerimizden, Muhtarlarımıza, Siyasi Partilerin yöneticilerinden, birim müdürlerine kadar kim varsa...lüften sessiz kalmayın. Fikirleriniz halkımıza yön verecek, cesaret verecek ve size de bir gelecek verecektir...Sadece düğünlerde, cenazelerde ortaya çıkmayın, bu ülke, bu millet, bu siyaset ve gündemler hakkında düşüncelerinizi paylaşın. Zira, bu ülkeye de, Gölbaşı'na da sadece vefa borcunuz değil, aynı zamanda bugünlere gelinmesinde de etkiniz var...
Selam ve Saygılarımla Bayram Türkmez 09 Ocak 2017 |
||
|
||
Etiketler: |
|
Bu modül kullanıcı tarafından yönetilir, ister kod girilir ister iframe ile içerik çekilir. Toplamda kullanıcı 5 modül ekleme hakkına sahiptir, bu modül dahil tüm sağdaki modüller manuel olarak sıralanabilir.