|
||
TÜRK MİLLİYETÇİLİĞİ Mİ? OSMANLI MİLLİYETÇİLİĞİ Mİ? | ||
Bayram Türkmez Haberi | ||
![]() |
||
Gazetecinin işi yazmak…Olanı biteni olduğu gibi yazmakla “haber” üretir, kafasına göre yazmakla da “yorum” üretir.
Siyasetçinin işi, iktidarsa yaptıklarını ve yapacaklarını anlatır ve uygular. Muhalefet ise, iktidarın yaptıklarını ve yapacaklarını günümüz şartlarına göre kamu yararı açısından değerlendirir, eksik bulduklarını önerir, kendi plan ve projeleri varsa uygulamaya konulmasını ister ve sonunda eylem ve söylemle bunu kamuoyuna anlatır.
Gölbaşı’nda son zamanlarda muhalif siyasetçilerden şu alışılagelmiş cümleyi duyabilirsiniz. “ İyi olan, güzel olan tüm projelerin destekçisiyiz, yanındayız..” derler. Ancak, bu projelerin ne olduğunu hiçbir zaman açıklamazlar. Hadi, bu projeleri açıklamazlar onu bilirizde eksik ya da kötü olan projeler var mı! O konu da bir şey söylemezler… Evet.. “Gölbaşı’na faydalı olan tüm projelerin destekçisiyiz…” hadi bakalım kolay gelsin…
Biliyorsunuz Gölbaşı’nda gazete çok ancak gazeteci sayısı az. Daha önce bağımsız çalışan muhabirlerin bir bölümü belediye personeli oldu, kalan gazete ve gazetecilerde birşekilde belediye ile ilişkili olunca ortaya “tek sesli” basın ordusu çıkıyor gibi..
Ancak, bir konu da haklarını da vermek gerekiyor… Şimdi, basından hep ister Gölbaşı, isterse Büyükşehir Belediyesi ile ilgili hep güzel ve destek haberleri okuyorsunuz ya, bu haberlerin çoğu ilgili kurumların basın bürolarından servis edilen haberlerdir… Yani, Muhalefet parti teşkilat Başkanları, Muhalefet Meclis Üyeleri ya da eleştiri haklarını kullanmak isteyen Sivil Toplum Örgütleri, ya da diğer siyasiler eksik ya da yanlış gördüğü kamu çalışmalarını halkla paylaşmak için bu gazetelere konuşsa, yazsa, yorumlasa onlarda çıkacaktır. Burada zor şartlarda çalışan gazeteci/muhabir arkadaşlarında hakkını vermek lazım… Yani, muhalefette bir sıkıntı var Gölbaşı’nda da, tıpkı Türkiye’de olduğu gibi… Ya da, yerel iktidar tarafından yapılan her türlü çalışma güzel bir çalışma oluyor! Bunun başka açıklaması var mı? /// /// ///
1994 yılında kurulan bir parti vardı başkanlık sistemini savunan, Liberal Demokrat Parti Genel Başkanı da Besim Tibuk., Şu anda AK Parti iktidarı faaliyetleri bu parti programını hatırlatıyor bana. Tek farkla AK Parti’de, (Liberal Muhafazakar) olarak farkını çizgisini devam ettiriyor. AK Parti karşındaki muhalefete baktığımızda CHP ve MHP, şu anda da ciddi ciddi oylarını artıran HDP (Halkların Demokratik Partisi) var. AK Partinin karşıtlığı bugün CHP’de Liberal Demokrat, MHP’de Liberal Milliyetçi proğramları olması gerekiyor sanırım!
Bugün CHP ve MHP’de liberalleşme program eksikliği ya da yokluğu etkili muhalefet yapmalarını da zayıflatıyor... Bu liberal düşüncenin günümüzde ne kadar etkili olduğu yeniden değerlendirilerek, ona göre bir eylem planı belirlenmesi gerekiyor ki etkisi görülsün…
HDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ise Sosyal Liberal olarak söylemlerine devam ediyor. Parti olarak seçimlere katılırlarsa yüzde 15 oy alırlarsa hiç şaşırmayacağım…
Halkın önceliği; şu anda ekonomisi, yaşam şartlarının daha da iyileştirilmesi, geleceğe güvenle bakabilmesi ve oluşan düzenin bozulmadan sürdürülebilmesi… Sonucunda şu gerçeği kabullenmek gerekiyor. AK Parti iktidarı ile birlikte halkın sosyal yaşamı biraz rahatladı…
3 milyon kişiye yakın insan banka borcu yüzünden takipte, 10 milyondan fazla insan banka kredisi yüzünden borçlu ve kırsal kesimdeki insanların çoğu birşekilde sosyal destek amaçlı maaşa bağlanmış… Bu düzenin bozulmasını istemeyen yüzde 40’tan fazla bir halk kitlesi var…
Muhalefet öncelikle bu duruma bir alternatif sunmadıktan sonra, bu mevcut durumu daha da iyileştirecek projeler sunmadıktan sonra başarılı olamayacaktır.
/// /// ///
Zaten, güncel de olan Başkanlık Sistemi nedir? Ne değildir? tartışmak lazım.
Yukarıda da bahsettiğim gibi 1994 yılında kurulan bu Liberal Demokrat Parti programını, hatta Genel Başkan Besim Tibuk’un sohbet diye sunduğu programı anlattığı kitapçıkları okumanın zararı olacağını düşünmüyorum.
Sayın Cumhurbaşkanı R.Tayyip Erdoğan’ın dediği gibi 2015 Haziran ayı seçimi Türkiye için bir kırılma noktası olacaktır… Bu başkanlık sisteminin ne olduğunu, ne olmadığını, nasıl olması gerektiğini, neden olmaması gerektiğini oy verecek herkesin iyice anlaması gerekiyor…
Siyasi parti yetkilileri de bunları iyi anlatmalıdır. Biz gazetecilerde ilçemiz siyasilerine, STK temsilcilerine ve halka mikrofonu yöneltip neler düşündüklerini sormamız gerekiyor…Kimi siyasilerimize sormadan da açıklama da bekliyoruz… Mesela, Belediye Eski Başkanları, Erdal Eren, Mümtaz Sarıtaş, Abdulnasır Haşlak, Dr.Cevdet Kara, Yakup Odabaşı, Fatih Duruay, İlçe Başkanları, Osman Karaaslan, Ümit Atak, Mahmut Aksoy, Bugüne kadar siyasetin içerisinde olanlardan, Mehmet Atak, Namık Kemal Doğan, Hürriyet Ergezer, Yüksel Güler,Yakup Kurtoğlu, Fehmi Koç, Necati Koçak, Gökhan Koçak ve Kadir Yanık... Ya da meclis üyeleri, hemşehri dernek temsilcileri…görüşlerini bildirmelidirler… Zira, bu insanlar ilçenin bugüne kadar gelen siyasi hayatında aktif yer edinmişlerdir, yön vermeye çalışmışlardır!
Ben sanmıyorum ki hiç kimse durup dururken görüş bildirsin…Bildirmezler, çünkü kendileri de anlamaya çalışıyordur ya da partisinin etkisinde kalmadan özgür düşüncelerini sunamayacaklardır. Zaten, böyle bir alışkanlıkları da yok! Bu konu da şaşırmak isterim…
/// /// ///
Günümüzde birde “Osmanlıcılık” çıktı. Aslında yeni bir şey değil. 5 yıl önce de “İslamcılık” gündeme geliyor, Türkiye’ye şeriat gelecekmiş gibi bir algı oluşturulmaya çalışılıyordu… İktidar ile Cemaat kavgası başladıktan sonra “Osmanlıcılık” daha da güçlü bir ses olarak çıkmaya başladı…
10 yıl önce de yazılıp çizilirdi. Türkiye’den önce Atatürk’ün ismi unutturulacak. Sonra da Türk ismi unutturulacak…Nasıl olacağı konusunda da pek ihtimal vermez, sadece aval aval bakardık.
“Türk” kimliği yerine “Osmanlı” kimliği kullanılırsa, “Türk Bayrağı” yerine de “Osmanlı Arması” kullanılırsa bu olabilir…Günümüzde Osmanlı Arması birçok yerde asılı, çok kişi de Türk Bayrağı yerine ya da Türk Bayrağı yanında duvara asıyor. Geçen hafta yine bir yerel gazete haberinde gördüm. CHP’li Hüseyin Çakmak’la birlikte babası CHP’li olan Aykan Küçük gibi bazı tanıdıkların Osmanlı Arması önünde poz vermeleri bu benim düşüncemi doğrular nitelikte...
Bu olmaz diye bir şey değil,zira bilinçaltına zaten işlenmiş ve pek aykırılık olacağını sanmıyorum… Hatta, Milli ve Manevi değerlerimiz olan Hilal ve Yıldız gibi sembolleri ayrı ayrı siyasi parti bayraklarında görmek bilinçaltımıza nasıl bir algı oluşturuyor onu da görmek lazım. Ve bence, bu değerleri böyle siyasallaştırmamak için yasaklamak lazım. Hiç bir parti bu değerleri amblem olarak kullanmasınlar. Kimi parti hilali kullanıyor, kimi parti hilal'in içindeki yıldız yerine gül koyuyor, başak koyuyor, kimi parti sadece yıldız kullanıyor. Bu amblemler yasaklanmalıdır bence...
Türkiye'nin Siyasi İntiharı /Yeni-Osmanlı Tuzağı, 2005 yılı Cengiz Özakıncı - Otopsi Yayınevi / Araştırma-İnceleme Dizisi. Bu kitabı ilk çıktığında okumuştuk. Hatta okumakla kalmayıp, GÖLDER Başkanı İsa Ömercan tarafından dönemin Belediye Başkanına hediye edilerek okunması için tavsiye edilmesi gerektiğini belirtilmişti. Bakınız. http://golbasigazetesi.com/haber.php?hid=3872 veya http://golbasigazetesi.com/arsiv-haber.php?hid=1122
Bu kitabı okuyunca ben çok etkilenmiştim…Bence herkes okumalı ve günümüz şartlarıyla objektif şekilde yorumlamalıdır.
Ve yakın tarihimizde var olan ve bugünde etkisi bulunan İttihat ve Terakki’nin kuruluşundan bugüne kadar nasıl geldiğini de bilmemiz aslında “Türkçülüğün” olduğu gibi, “İslamcılık” ve “Osmanlıcılığın” da, Türk milletinin içinden çıkan projeler arasında yer aldığı görülecektir…
Birbirinden farkları ise; Türk kültürünü hep yaşayan ve Türk kültürünü sonradan yaşamaya başlayan ( devşirme) unsurlar arasındaki kültürel - siyasi mücadeledir... Yani, Türk Ulusu projesini kabul edenler ile Türk Ulusu Projesi'ni rafa kaldıranların mücadelesi, başka bir deyişle de; Milletçilerle, Ümmetçilerin mücadelesi...gibi...Kimbilir belki de 150 liklerle, 150 lik olmayanların mücadelesidir...Düşüncelerimi aktarıyorum ancak, bakıyoruz ve bizlerde anlamaya çalışıyoruz...
Sizler sağlıcakla kalın, umudunuz ve ışığınız hep yanınızda olsun... |
||
|
||
Etiketler: |
|
Bu modül kullanıcı tarafından yönetilir, ister kod girilir ister iframe ile içerik çekilir. Toplamda kullanıcı 5 modül ekleme hakkına sahiptir, bu modül dahil tüm sağdaki modüller manuel olarak sıralanabilir.