Gölbaşı Eğitim, Kültür Birliği Derneği yeni bir seminere imza attı. Bu defa Gölbaşılı emekli bürokrat, devlette 32 yıl yöneticilik yapmış ve her kademesinde görev almış olan Çayırlılı Özgün Ökmen, bilgi, birikimlerini Gölbaşılılar ile paylaştı.
Göl-Bir-Der Başkanı Münür Ballı açılış konuşmasını yaptıktan sonra mikrofonu Özgün Ökmen’e verdi.
Münür Ballı ‘’Biz burada Gölbaşılı ağabeylerimizi,Gölbaşılı bürokratları ve akademisyenleri sizlerle buluşturuyoruz.Bu programlardan her ay bir tane gerçekleştiriyoruz.Bundan iki ay önce başlattığımız toplantıların bugün üçüncüsünü gerçekleştiriyoruz’’ dedi ve ardından Özgün Ökmen’in hayatını anlattı
Özgün Ökmen yapmış olduğu konuşma da Ankara’yı, Ankara kültürünü ve Ankaralıları ve tarih konusunda bilgilerini paylaştı.
Özgün Ökmen şöyle konuştu.
“Evet değerli katılımcılar hanımefendiler beyefendiler değerli basın mensupları öncelikle Gölbaşılılar Derneği’nin yönetim kuruluna beni davet ettikleri için teşekkür ederim.Değerli arkadaşlar bir Gölbaşılı abiniz,kardeşiniz olarak karşınızdayım.
Ankara neden başkent oldu sorusu var.Aslında Ankara cumhuriyet ile başkent olmadı.Ankara cumhuriyeti, cumhuriyetin Ankara’sına dönüştü.Atatürk Ankara’nın başkent olması ile ilgili ‘’ Nihayet Ankara’da durdum ve memleket işlerini, milletin arzusu veçhile sevk ve idare etmek için başka yere gitmeye lüzum hissetmedim.Türkiye Cumhuriyeti’nin en elim müdafaası da ancak Ankara’da olur.’’ Demiştir.Tabi başkent oluşunda coğrafi konumu da etkilidir.En acı ve felaketli günlerde millet her taraftan temsim olurken Ankaralılar, memleket ve milletin gerçek kurtuluşuna yönelik girişimler hakkındaki iman ve güvenlerini bir an dahi sarsmamışlardır.Bunu Ankaralılar için söylüyorum.Bu sözler Mustafa Kemal’in kendi sözleridir.Bundan daha güzel bir anlam olabilir mi?Ben Ankara’yı coğrafya kitabından ziyade tarihten öğrendim ve cumhuriyet merkezi olarak öğrendim.Hakikaten Selçuki idaresinin bölünmesi üzerine Anadolu’da teşekkül eden küçük hükümetlerin isimlerini okurken bir “Ankara Cumhuriyeti”ni görmüştüm. Tarih sahifelerinin bana bir cumhuriyet merkezi olarak tanıttığı Ankara’ya ilk defa geldiğim o gün de gördüm ki aradan geçen asırlara rağmen Ankara’da hala o cumhuriyet kabiliyeti devam ediyor.Yani bir anda 3000 atlı 700 yayanın Dikmen sırtlarına çıktığı olay bir tesadüfi bir olay değildir. ‘’Türkiye’nin hemen bütün bölgelerini gezdiğim ve gördüğüm için hükmettim ki, o zaman isimleri cumhuriyet olmayan diğer yerlerin bugünkü halkı da aynı kabiliyetten asla uzak değildir. Beni, Türkiye’nin en münasip merkez Ankara olabileceğini düşünmeye sevkeden ilk vesile çok eskidir ve bilimseldir.’’ Diyor.Tüm bunlar Mustafa Kemal Paşa’nın verdiği mülakatlardan alınan sözlerdir.27 Aralık 1919’da Kızılyokuş’daki muhteşem ve çoşkulu kasrşılamadır arkadaşlar.Zaten Atatürk de bunu her fırsatta belirtmiştir.Mustafa Kemal ve Heyet-i Temsiliye Dikmen sırtlarında görüldüğünde karlı bir kış günü, soğuk bir ayaz onları karşılamaya gelen coşkulu kalabalık gözleri çakmak çakmak efeler diyor. Alevisi,sünnisi,ihtiyarı,genci ile toplanıp senin yolunda ölmeye geldik paşam deyince halk Ankara’nın milli bir merkez olabileceğinin işaretini Mustafa Kemal ve arkadaşlarına vermekteydi.Böyle olduğunu Mustafa Kemal Paşa söylemlerinde doğrulamıştır.Ankara’ya ilk kabul olunduğum gün diyor paşa sadece bir vatandaş,ulusun bir bireyiydim ve hiçbir sıfat ve selayetim de yoktu.Böyle olmakla beraber Ankara kadınlarıyla,çocuklarıyla ihtiyarlarıyla beraber Ankara şehrinden Dikmen tepesine kadar tüm sahrayı doldurmuş ve beni karşılamışlardır.İstasyondan hükümet caddesine kadar uzanan yolda yolun iki, tarafını eski kıyafetlerini giymiş bıçaklı ve tabancalı Ankaralı gençler beni karşıladı.Seymenler ve halk vatanın kurtuluşu için hepimiz ölmeye hazırız diyorlar.Ünlü bir araştırmacı olan Şeref Erdoğdu ‘’Ahiler Ankara’da kuvvetliydiler.Yiğit alayları kurarak düşamana karşı koymuşlardır.Ankara Ahileri arasında sınıf farkı yoktu.Bir sosyal adalet yürütmekteydiler ve bir de Fütüvvetnâme adı verilen bir anayasaları vardı.’’Yine bir araştırmacı Galip Demir de diyor ki ‘’Bir toplumda birlik ve dayanışmayı sağlamak ancak müşterek değerlerin olmasıyla mümkündür.Türklerin Anadolu’da 1000 yıldan beri varlıklarını sürdürmektedirler.Bu anlayışa göre din,dil,ırk farkı gözetmeksizin herkeze eşit muamele yapılmıştır.’’Bende kendimi Atatürk milliyetçisi olarak tabir ediyorum.Ankara’nın tarihi bana göre cumhuriyetin tarihidir.Ankara şehrinin tarihi özellikle son yüzyıl bakımından bu açıdan değerlendirilmelidir.Biz Ankaralılar bunu her yerde övünerek söylemeliyiz.Burada yaşayan ve bu milli kültürü yaşayan herkez Ankaralıdır.Ankara’nın hangi köyüne giderseniz gidin konukseverlik vardır.Ankara vilayeti 24 Oğuz boyunun en az bir aile ile temsil edildiği ender bir şehirdir.Hepinizi saygıyla selamlıyorum.”
|