Havadan sudan sohbetler..
İlçemizde neler oluyor, neler bitiyor! Güncel sunulmaya çalışılan internet haber sitelerinde hayli umut verici yazılanları okuyoruz.
Geçen hafta ilçemize gelerek muhtarlar ile toplantı yapan Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek’nin verdiği sözlerde önemli olup, gerçekleşmesi durumunda (Su, Yol ve altyapı sorunları) köklü sorunların çoğu ortadan kalkacak. Aslında yerel basına soru sorma fırsatı verilmedi verilse idi soracağımız sorularda olacaktı?
Öncelikle 4 parselin akibetini soracaktık! Burası ne olacak, burası ile ilgili daha önce proje yapılmıştı bu proje nerede! Buraya fuar alanı yapılamaz mı!
Diğer bir sorum da Konya yolu geçit projesi için olacak tı? Neden illaki viyadük yapmak istiyorsunuz? Bu viyadük mecburimidir? Yeraltına alınamanın zorluklarından bahsediyorsunuz ancak günümüz teknolojisi buna uygun değimlidir? Yapmayı düşündüğünüz viyadük için ÇED raporu alınacak mıdır? Ucuz ve maliyetsiz çözüm olan traşlamayı neden düşünmüyorsunuz? Viyadük’ün altına yapacağınız sosyal mekanlar için, ilçenin değişik mahallelerinden 10 ayrı bağımsız bina satın alsanız bu yapacağınız projesinin yarısının yarısı maliyetini bile tutmaz! Bunun hesabını yaptırmanız mümkünmüdür?
Öyle ya da böyle lafı uzatmanın bir anlamı yok, bu viyadük konusu gerçekten Gölbaşı merkezi bitirecek bir projedir. Çirkinleştirdiği gibi, iki yakası daha da ayrılacaktır. Altına yapılacak sosyal mekanları hizmet diye sunmakta bu çirkin projeyi asla güzelleştirmeyecektir! Ben bu konu da meslektaşım Serkan Akpınar’a katılıyorum! Böyle bir projeyi yapanlar, destekleyenler kesinlikle siyasette kaybedecektir!..
---- ---- ---
Gölbaşı Festivali’nin adındaki Festival kelimesi meclise gelerek Şenlik olarak değişiyor. Haziran 21-24 tarihleri arasında yapılması planlanan Gölbaşı Göller, Andezit ve Sevgi Çiçeği Şenliği’nde daha değişmesi gerekenler de var. Bakın, bu yılda çiçekler şu ana kadar açmadı, geçen gittim baktım Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü’nün arazisine hiç çiçek yok. Prof. Ayşe Boşgelmez’in üretmek için oluşturduğu alan da da halen yetişmediğini duydum. Yani, Dünya da sadece İlçemizde yetişen Sevgi Çiçeği, Yanar Döner ya da Peygamber Çiçeği artık görünmüyor, açmıyor. Diğer bir festival değerimiz olan andezit’te maalesef bitmiş durumda olup, taşçıların çoğu Gölbaşı dışındaki ilçe ve illerden taş getirmeye başladı. Yani, Taşımız ve Çiçeğimiz kalmadı. Kala kala yine göllerimiz elimizde kaldı. Onun için de bu şenliğinin adınında değiştirilmesi gerekiyor. Hadi, Sevgi Çiçeği sembolik olsun adını devam ettirebiliriz, ancak taş bitti…zaten doğa da taş yüzünden tahrip edildi. Gölbaşı Göller ve Sevgi Şenliği’mi, olur yoksa başka bir şey mi olur bilemiyorum ancak olmayan bir şeyin şenliği de olmaz.
Bu arada şenlik için halen ne çalışma yapılıyor ortada yok. Belediye Sosyal ve Kültür Müdürlüğü mü bu işi savsaklıyor, yoksa savsaklanması için fırsatlarmı oluşturuluyor anlayamadım ancak halen planlanmış ortada bişey olduğunu sanmıyorum.
---- --- ----
Hastaneye yolu düşmeyen yoktur. Gölbaşı’na bir devlet hastanesi yapılması büyük bir hizmet olarak görmekteyim. DSP-MHP-ANAP kualisyonu döneminde yeniden temeli atıldı, kaba inşaatı yapıldı, AKP iktidarında ise tamamlandı, genişledi. Gölbaşı’nda güzel hizmetler veriliyor. Bugüne kadarda bir şikayet gelmedi bizlere. Şikayeti yaparsakta yine kendimiz yapıyoruz.
Annem konusunda daha önce de yazmıştım. Çorumlu Satı Kadın olarak bilir mahalle li onu, 83 yaşında olup ilk defa bir bankaya bugün gitti..İlk defa bir notere bugün gitti ve ilk defa bir psikiyatriyle tanıştı.
Düşünsenize 83 yıldan beri ilk defa nelerle karşılaşıyor. Kendisi hergün insülün vurulur şeker hastası, dizlerinin ikisinde platin var, kemik erimesi, guatır, kolestrol gibi raporla 5-6 ilaç kullanıyor. Yürüme sorunu da var. Annem evde bakım hizmeti alıyor. Okuryazarlığı yok. Zaten kendisine 5 yıl önce rahmetli babamın ölüm maaşı bağlandığı zaman yaşamı boyunca ilk defa kendine ait bir parası olmaya başlamıştı. İlk söylediği de kendi paramla mağazaya gidip bir kanape alacağım! demesiydi. Biz alalım getirelim dememize ise, yok ben kendi paramla, kendim gidip alacağım! diyerek kendine ait bir şeyin ne kadar önemli olduğunu anlatmaya çalışıyordu.
Neyse, Annemi anlatıyorum çünkü burada konu ne kadar annem olsa da, bütün annelerin ya da yaşlıların ortak sorunlarıdır bunlar...
Bugün anneme noter vekaleti konusunda sağlık raporu almak için Gölbaşı Devlet Hastanesi’ne götüreceğiz. Yürüme sorunu olduğu için de evde bakım hizmeti alıyor. Hastane evde bakım hizmeti servisini aradım, annem için rapor alacağımızı söyledim, evde bakım hizmeti aldığı için yine hastaneye gelmesi mi gerekiyordu! Acaba..Servis yetkilisi Beyhan hanım psikiyatri doktoruna sordu ve annemin hasteneye gitmesi gerekiyormuş..
Aile hekimi de veriyormuş ancak biz hastaneyi tercih ettik. Saat12.00 oldu biz hastanedeyiz. Saat: 12.00 de de Başhekim Yardımcılarının odasına vardığımda anneme rapor verecek olan psikiyatrist Muratbeyöğleden sonra ancak muayene edebileceğini söyledi. Tabi, ben biraz kendi kendime kızdım ancak yapacak bir şey yok. Şekeri olan 83 yaşındaki annem hasta hasta 1 saat orada bekledi.
Psikiyatri doktoru belli ki başhekim yardımcılarının odasına en az 10 dakika önce gelmiş muhabbet ediyordu. Yani, Polikiliniği 11.50 de bırakmış, başhekim yardımcılarının odasında oturuyor, bizlerde 12.00 de yanına vardığımız anda muayenin bittiğini söyleyerek öğleden sonraya bıraktı. Şimdi bu doktora ben söyleyecek bişey bulamıyorum, 10 dakika önce polikiliği terk ediyorsan, öğle tatilini gireli 1 dakika olduysa hasta muayenesinin erteleme hakkının olduğunu sanmıyorum.
Hele ki, 15 gün önce hastane başhekimi Kağan Arslan Kağan, geçen hafta Gaziantep’te, görev yaptığı hastanede bıçaklanarak hayatını kaybeden Dr. Ersin Arslan için basın açıkalaması yaparak kınamış ve gözyaşlarını tutamamıştı., Burada başhekimin duygusal tarafını da ortaya çıkarmıştı, yani insan tarafını da göstermişti…
83 yaşındaki birçok hastalığı ve yürüme sorunu olan bir yaşlı kadının muayenesi için de mesai saati bitmeden polikliniği terk eden doktorun (annemi muayene etmesi) kaldıysa insanlığını yaşatmasından önce görevi olduğunu düşünüyorum…
Evde bakım hizmeti alan ya da böyle birçok hastalığı olan yaşlılar için zırt pırt doktora çağrılmadan, getirilip götürülmeden bir çözüm üretilerek sisteme dahil edilmesi sanıyorum hizmetin tam anlamıyla vatandaş odaklı olduğunu gösterecektir. |