|
||
KÜTÜPHANECİ DEYİP GEÇMEYİN! ÇOK ŞEYLER ÖGRETİYOR! | ||
Kütüphaneye sık sık gider tarih konusundaki yazıları değişik kaynaklardan araştırır, gazeteye yazarak okuyucuya ulaştırırdım. İlçemize yakışmadığını belki onlarca defa yazarak haber yaptığımız, hatta derneğini bile kurduğumuz Müdür Osman Temiz bir gün elime “150’likler” adını taşıyan bir kitap tutuşturdu ve “bunu oku, ardından işbirlikçiler diye devamı olan kitabı da vereceğim.”dedi. | ||
Bayram Türkmez Haberi | ||
![]() |
||
KÜTÜPHANECİ DEYİP GEÇMEYİN! 150’LİKLERİ BİLMEMENİN ÇOK BÜYÜK EKSİKLİK OLDUĞUNU ÖGRETTİ!
Çok önemlidir Kütüphaneciler, hele ki bir de araştırma, inceleme ve milli bir duruşu olupta bunu yansıtması var ise daha da önemlidir.
İlçemizde 10 yıl önce Belediye Eski Binasının olduğu yerdeki blokların alt katında 80 metrekarelik Kültür Bakanlığı’nın halk kütüphanesi vardı.
Burada uzun yıllar Kütüphane müdürlüğü yapan Beypazar’lı Osman Temiz vardı.
Kütüphaneye sık sık gider tarih konusundaki yazıları değişik kaynaklardan araştırır, gazeteye yazarak okuyucuya ulaştırırdım. İlçemize yakışmadığını belki onlarca defa yazarak haber yaptığımız, hatta derneğini bile kurduğumuz Kütüphane Müdürü Osman Temiz bir gün elime “150’likler” adını taşıyan bir kitap tutuşturdu ve “bunu oku, ardından işbirlikçiler diye devamı olan kitabı da vereceğim.”dedi.
Kitabı aldım ancak nedir bu 150’likler hiçbir fikrim yok.
İlk defa 150’likler diye bişey duyuyorum. Neyise kitabı okudum, peşine de İşbirlikçiler adında bir kitap daha verdi onu da okudum. Bu kitaplar beni öyle bir etkiledi ki o dönem 2 farklı gazete çıkarıyordum (yerel de Gölbaşı (Ekspres)Gazetesi ve Bölge de Özel Haber Gazetesi) Hemen kitaptan alıntıları gazetelerimde yazmaya başladım. Hatta, 150’lik diye isimleri geçenleri de gazete de boy boy yazdım.
TBMM nin gizli oturumlarında alınan kararlardan derlenen kitabın özü şöyle. “Milli Mücadele bitmiştir. Meclis açılmıştır. Ancak, Milli Mücadele döneminde düşmanla işbirliği yapanlar, Milli Mücadeleye karşı çıkanlar başta olmak üzere Eşkiyalar, Çeteler, Gazeteciler, Paşalar...yani İhanet içerisinde kim varsa bunların isimleri TBMM nin gizli oturumlarında 600 kişi olarak tespit edilir. O dönem İstiklal Mahkemeleri vardır ve bu 600 hainin vatana ihanetten idam edilmeleri gerekmektedir. İtilaf devlet temsilcileri bu olayı gündemine alır ve Lozan Anlaşmasının maddeleri arasına konur. Varılan anlaşmaya göre 600 kişi değil sadece 150 kişi hakkında işlem yapılacak ve bunlarda idam edilmeyip sürgün edilecektir.
Yine meclis gizli oturumlarında 600 kişi olan liste , sonra 300’e düştü ve daha sonra da 150 kişi sınırında kaldı.
150’likler adı verilen ve 23 Nisan 1924 tarihinde Bakanlar Kurulu ve T.B.M.M.’nin oturumunda saptanan bu listeye 1 Haziran 1924 tarihindeki kararla Atatürk’ün Köylü Gazetesi sahibi Refet Bey de eklemesiyle kesin şekliyle 150 kişi olarak kabul edilmiştir. 150’likler listesi adıyla yurt içinde oturmaları ve Türkiye’ye girmeleri yasaklanan kişilere ait yasa, Atatürk hasta yatağında iken Celal Bayar vekalet ederken yine TBMM kararıyla 26 Haziran 1938 yılında getirilen genel af ile yürürlükten kaldırılmıştır. Burada alınan kararla 150 lik ailelerden isteyen Türkiye’ye dönebilecek ve bunların çocukları ve torunları da 1950 yılına kadar Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nde görev alamayacaktır. Bu aftan sonra da 150’liklerden 90 kadarı Türkiye’ye dönmüş bir kısmı gittikleri ülkelerde kalırken, bir kısmı da vefat etmiştir.
Kütüphane Müdürü Osman Temiz bana vermiş olduğu bu 150’likler/İşbirlikçiler isimli kitapla bakış açımı o kadar değiştirdi ki daha sonra bu konuları yerelde de merak etmedim değil.
Bu anlamda bir ilgim oldu.
Zaman içerisinde bu 150 likler cezasından alan bazı ailelerin torunlarıyla da ilçemizde karşılaştım. Ancak, hiçbir zaman onları ne rencide edecek bir yazı yazdım, ne de bir şey söyledim. Çoğuyla da sohbet etmişliğim var, tanırım.
Çünkü, dedelerinin yaptıklarını çocuklarına, torunlarına mâletmek doğru değil. Ancak, ilişkiler ağını, siyasetteki etkilerini ve hangi konuların onları biraya getirdiği konusunda izlenimlerim oldu. Çoğunun Türk Milliyetçiliği saflarında yer aldığını da gördüm!
Kimisinin dedesi, Çerkez Ethem’in Yunanlılara sığınırken teslim eden 14 kişiden birisi olduğunu, Kiminin dedesi yine Çerkez Ethem’in ( o dönem Haymana) şimdi Gölbaşı köylerine de gelerek Atatürk’e ve Milli Mücadeleye karşı durmak için topladığı adamlar arasında, kimisi de o dönem İstanbul’dan o Ankara’ya özel olarak gelip yerleşmiş kişiler… Bunların çoğunluğu siyaset ve sosyal hayatın içinde olup bu ülkenin bütünlüğü, bu milletin birliği, dirliği için samimi davranış gösterdiklerine inanıyorum… Hatta, kamu da çalışıpta başka etnik kimlik propagandalarını yapan, tarih adı altında kitap filan dağıtanları da gördüm, Bunları da gazetemizde o dönem gündeme getirmiştim.
Zaten insanlarımızın soykütüğü verisiyle de kimin nerelerden geldiği ortaya çıkıyor. Biliyorsunuz, E-Devlet ten herkes soykütüğünü alabiliyor ve 1840 yılından sonra yerleşik durumunu ortaya koyarak dedelerinin, ebelerinin nereden geldiği ortaya konuluyor.
Neyise, konumuz bir Kütüphaneci ve bir kitabın neleri değiştirdiği üzerineydi ve bunu fazla da dağıtmadan bitireyim.
Kütüphaneci deyip geçmeyin, bir kütüphaneci olan o dönemin Kütüphane Müdürü Osman Temiz bana vermiş olduğu bir kitapla benim memleket meselelerine bakış açımı değiştirdi, mesleğim gazetecilik olmasına rağmen ilgi alanımda etkiler oluşturdu…
Beypazarı’nın milli mücadele tarihi hakkında da birçok konuşmalar yaptığımız, o dönemin Gölbaşı Halk Kütüphanesi Müdürü olan Osman Temiz vefat edeli sanırım 10 yılı geçmiştir. Mekanı cennet, ruhu şad olsun.
Saygılarımla Bayram Türkmez 05 Aralık 2020 |
||
|
||
Etiketler: KÜTÜPHANECİ, DEYİP, GEÇMEYİN!, ÇOK, ŞEYLER, ÖGRETİYOR!, |
|
Bu modül kullanıcı tarafından yönetilir, ister kod girilir ister iframe ile içerik çekilir. Toplamda kullanıcı 5 modül ekleme hakkına sahiptir, bu modül dahil tüm sağdaki modüller manuel olarak sıralanabilir.