|
||
Kopya Serbest! | ||
Güncel Olaylar Haberi | ||
![]() |
||
Hayatı Hakikiye Sahneleri-60 KOPYA SERBEST! Zeki Sarıhan Öğrencilik hayatında yazılı sınavda kopya çekmeyen öğrenci var mıdır? Kopya çektirmemek için öğretmen ne kadar sıkıyönetim uygulasa da, öğrenci bunun bir yolunu arar, bulur. Karne notlarının bir kısmı kopya çekerek elde edilmiştir. Öğrencilere kopyayı şiddetle yasaklayan, kopya çekti diye öğrenciyi disiplin kuruluna veren öğretmenler de öğrenciliklerinde aynı tezgâhtan geçmiştir. Ben öğrenciliğimde de oldum olası sınavlarda bilgi hırsızlığına, kopya çekerek hak etmediğim notu almaya karşı idim. Gene de öğrencilik yıllarında notlarımı karıştırdığımda, hiç çalışmadığım bir dersten sınava girdiğimizde bana kopya vermeyen bir arkadaşımdan yakınmamla karşılaştım! Öğretmenliğimin ilk yollarında kopyanın kötü bir şey olduğunu, buna başvurmamaları gerektiğini öğrencilerime anlatıp durdum. Diğer meslektaşlarım gibi sınavlarda gözümü sınıfın üzerinden eksik etmedim. Fakat bu yolla kopya çekmenin önlenemediğini anladım. Önlem olarak pek de insafsız davranmayıp koya çekilmiş soruya sıfır vermekle yetindim. Daha sonra yöntemimi geliştirmeye çalıştım. Sınıf için iki tip soru hazırlayarak bunları sınıfta çapraz olarak dağıttım. Öğrenci, yanındakinin, hemen önünde ve arkasında bulunan öğrencinin yanıtlarından yararlanamayacaktı. Fakat bunun bile kopya çekmeyi tam olarak önlemediği anlaşıldı. Öyleyse kopya çekmeyi bütünüyle önleyecek bir yol bulmalıydım. Bunu bulduktan sonra ilk dersimizde ders yöntemlerimi anlatırken “Sınavlarda kopya çekmek serbest!” sözlerimi öğrenciler şaşkınlıkla karşıladılar. Kimileri bunu bir şaka sandı. Benim notu bol bir öğretmen olduğumu sananlar oldu. Fakat daha ilk sınavda şaka yapmadığımı, öyle havadan da not vermeyeceğimi anladılar. BİR ÇİÇEK BAHÇESİ GİBİ Yöntemim şuydu: Hiçbir öğrencinin yanıtını başka birinden kopya edemeyeceği, ders defteri ve kitabında da yanıtı olmayan sorular sormak. Türkçe dersleri özellikle bu yöntem için elverişlidir. Sınavın kompozisyon kısmı zaten kopyaya elverişli değildir. Onda her öğrenci kendi duyuş ve düşüncelerini kendi ifadeleriyle dile getirecektir. Diğer sorularda kopya çekilmemesi ve ezber bilgiden hareket edilmemesi için metni ders kitabından değil başka bir kaynaktan seçtim. Bir roman, öykü, şiir, gezi, deneme kitabından, hatta o günkü bir gazeteden. Sorular, bu metni yorumlama ve buna göre görüş geliştirme esasına dayanır. Bu durumda her öğrenci kendi bilgisine ve yaratıcılığına başvurmak zorundadır. Dolayısıyla bir sorunun birden çok doğru yanıtı olabilir. Öğrencilerin birbirlerinin yanıtlarını kopya etmesinde hiçbir yarar yoktur. Bu hemen fark edilir. Soruda anahtar sözcükler “Size göre”dir. Böylece öğretmen tek tip çiçek yerine, içinde farklı renkte ve kokuda çiçekler olan bir bahçenin bahçıvanına benzetilebilir… Öğrencilerim çok geçmeden alacakları notların yalnız kendi bilgi ve yorum, ifade becerilerinin ürünü olabileceğini anladılar. Bu yöntemi de sevdiler. Bunu “Öğretmeni Eleştirin” kitabımda bu konuda pek çok öğrenci ifadesinin yer almasından anlıyorum. Bu bilgi ve beceriler bir gecede sınava hazırlanarak da kazanılamaz. Dersi iyi dinlemeleri, derste aktif olmaları ve okuma alışkanlığı kazanmış olmaları yeterlidir. Kim bilir, onların içinde öğretmen olanlar da kendi öğrencilerine aynı sınav kültürünü aktarıyorlardır… Kuşaktan kuşağa eğitimin etkisini kim yadsıyabilir? Bir öğretmen için öğrencileri onun evlatları sayılırsa, öğrencilerinin öğrencileri de torunları sayılır. Ülkemizin kaç okulundan diploma almış ve halen öğrenim gören, adlarını bilmediğim birçok torunum olmalı. (15 Mart 2017) |
||
|
||
Etiketler: |
|
Bu modül kullanıcı tarafından yönetilir, ister kod girilir ister iframe ile içerik çekilir. Toplamda kullanıcı 5 modül ekleme hakkına sahiptir, bu modül dahil tüm sağdaki modüller manuel olarak sıralanabilir.