İstiklal Marşı’nın kabulünün 91.yılı çeşitli etkinliklerle kutlanıyor. İstiklal Marşı yazarı Mehmet Akif Ersoy’u da anma programı ile birlikte kutlanan etkinlik Atatürk Anıtı’na çelenk konulmasıyla başladı, TEİAŞ Araştırma ve Uygulama Okulu’nda günün anlam ve önemine uygun kutlanarak sona erdi.
Törene Gölbaşı Kaymakamı Raşit Zengin, Garnizon Komutanı Ütgm.Mehmet Kuşça, Belediye Başkanı Yakup Odabaşı, Gölbaşı Cumhuriyet Başsavcısı Seyfettin Tuncer, Emniyet Müdürü Cihangir Kaya, İlçe Milli Eğitim Müdürü Ümit Karabulut ve diğer birim müdürleri, siyasi parti ve STK temsilcileri ve yöneticileri, Jandarma Komutanlığı astsubayları, Polisler, bir gurup öğrenci ile bazı vatandaşlar katıldı.
Gölbaşı Belediyesi Eski Binası yerindeki Atatürk Anıtı’na çelenk koyma törenin de bazı aksiliklerde yaşandı. Kaymakamlık çelenğinin demir olan tek ayağı çıktı ancak görevliler hemen müdahale ederek tekrar yerine takarak bir olumsuzluk yaşanmasını engellediler.
Siyasilerden iktidar partisi AKP ile ana muhalefet partisi temsilcisi CHP Atatürk anıtına çelenk koyarken MHP çelenk koymadı. İlçe teşkilat yöneticileri kendilerine davetiyenin ulaşmadığını belirtip çelenk konulmadığını belirttiler. İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü yetkilileri de MHP İlçe Teşkilatı’nda bir görevliye davetiyenin teslim edildiğini ve aldığına dair isim ve imzasınında alındığını belirtiyor..
Diğer taraftan Mehmet Akif Ersoy’u anmak amacıyla seçilen, Mehmet Akif Ersoy’a ait okunan UYAN isimli şiir’de milli mücadeleye katılmalarıiçin müslümanlara yaptığı çağrı anlatıldı. http://www.siirparki.com/akif7.html
BAŞKAN YAKUP ODABAŞI'DA MESAJ VEREREK ŞÖYLE DEDİ..
Gölbaşı Belediye Başkanı Yakup Odabaşı, 12 Mart İstiklal Marşının kabulünün 91. yıldönümü ve Mehmet Akif Ersoy’u Anma Günü dolayısıyla bir mesaj yayımladı. Başkan Odabaşı mesajında; “İstiklal Marşımız hürriyet aşkımızın en berrak ifadesidir” dedi.
“İSTİKLAL MARŞI, EN KALICI MESAJ”
Gölbaşı Belediye Başkanı Yakup Odabaşı, mesajında şunları söyledi:
“İstiklal Marşı, istikbale dair verilen en kalıcı mesajın adıdır. Sadece yazıldığı dönemin şartlarını tarif etmekle kalmayıp, okunduğu her çağa ayrı ayrı mesajlar veren, yaşayan son Türk evladının kalbi durana dek canlılığını ve tazeliğini muhafaza edecek olan İstiklal Marşımızın kabulünün 91. yıldönümünde yine aynı heyecanı yaşıyoruz.
Her kıtasında iman tazeleten, her mısrasında ecdada rahmet okutan, her kelimesinde ruhumuzu aydınlatan İstiklal Marşımız, milli bilincimizin ve hürriyet aşkımızın en berrak ifadesidir. Bir şiir kadar duygu dolu, bir isyan kadar azim yüklü, bir dua kadar samimi hisleri içeriğinde ve üslubunda yaşatan İstiklal Marşımız, Milli karakterimizin de en yalın tezahürüdür.
Bu büyüleyici kelamı kaleme alan, yüreklerdeki imanı coşturan, zulme ve adaletsizliğe en düzgün kafiyelerle baş kaldıran büyük şair Mehmet Akif Ersoy’a da Türk Milleti olarak müteşekkir olduğumuzu ifade etmek istiyorum. Şairlik vasfından öte birçok ilmi hıfzetmiş büyük mütefekkir Mehmet Akif’i bu vesileyle bir kez daha anmak, kendisine bir kez daha rahmet duaları okumak hepimizin en öncelikli vazifesidir diye düşünüyorum.
Yüce Allah’tan bu Millete bir daha İstiklal Marşı yazdırmamasını niyaz ediyor, bu ülkeyi, İstiklal Marşı şuuruyla yetişen nesillere emanet edebilmeyi yürekten arzuluyorum.”
Büyük Birlik Partisi MKYK Üyesi Gökhan Koçak'ta bir mesaj yayınlayarak, İstiklal Marşı için " Kutsal vatan toprağı üzerinde milletimizi tasada ve kıvançta bir yapacak,birliğini artıracak,düşmanların ise cesaretini kıracak eşsiz bir hitabedir. "dedi.
İSTİKLAL MARŞI NASIL KABUL EDİLDİ…
23 Nisan 1920 günü Meclis açılmış. İstiklal harbi başlamış. Ordularımız, Anadolu’yu işgal edenlerle savaşıyor. Yunan ordusu Ankara yakınlarına kadar ilerlemiş. Meclis bu ortamda, yeni kurulan Türk Devleti için bir İstiklal Marşı hazırlatmak istiyor. 1920 yılı sonlarında bu amaçla bir şiir yarışması açılıyor.
Katılımcılara 6 ay süre veriliyor.
İstiklal Marşı yarışmasına bu süre içerisinde tam 724 şiir gönderiliyor. O zamanki adıyla Maarif Vekaleti, yani Milli Eğitim Bakanlığı, bu şiirleri değerlendirmek için bir komisyon kuruyor. O dönemin Türkiye’sinde iletişim olanaklarının neredeyse sıfır olduğu bir ülkede yarışmaya katılan 724 şiir tek tek okunuyor, içlerinden 6 şiir elemeyi geçip Meclis Matbaası tarafından bastırılıyor ve milletvekillerine dağıtılıyor.
Ayrıca kazanan şiir için 500 lira ödül var. O zaman için çok büyük bir para.
O sırada Maarif Vekili olan Hamdullah Suphi (Tanrıöver), Ankara’ da yaşayan ve aynı zamanda milletvekili olan ünlü şairimiz Mehmet Akif (Ersoy)’ dan da bir şiir istiyor.
Bunun üzerine Mehmet Akif Bey “Ben mebusum (milletvekiliyim), müsabakaya katılmam. Ayrıca bir şiir yazıp size veririm” diyor.
Evinde yazmaya başlıyor ve “Kahraman ordumuza” ithaf ettiği şiir bittiğinde, Maarif Vekaleti’ ne teslim ediyor.
Böylece yarışmaya 7. şiir de katılmış oluyor.
Müsabaka sonuçlanıyor. Mehmet Akif Bey‘ in şiiri Meclis kürsüsünden Maarif Vekili Hamdullah Suphi Bey tarafından büyük bir coşkuyla okunuyor.
Alkışlar arasında ve oybirliği ile İstiklal Marşı olarak kabul ediliyor.
Tarih 12 Mart 1921.
İstiklal Marşı şiiri kabul edildikten hemen sonra, kürsüden bir kez daha okunuyor ve bütün milletvekilleri bu kez ayakta dinliyor. Meclis yetkilileri birkaç gün sonra Mehmet Akif Bey’ e 500 liralık para ödülünü vermeye geliyorlar. Almayı reddediyor.
“Ben müsabakaya girmedim. Bu para benim hakkım değildir ve bana ait değildir” diyor.
Meclis yetkilileri ısrar ediyor. “Bu parayı kasamızda tutamayız. Siz alın, isterseniz bir yere bağışlayın” diyorlar. Mehmet Akif Bey bunun üzerine parayı alıyor ve hastanede yatmakta olan gazilerimize bağışlıyor.
Başka bir açıklama:
İstiklal Marşımız, yurdumuzun düşman işgaline uğradığı felaket günlerinde hazırlandı. Saldırgan düşmana karşı Anadoluda tutuşan heyecanı koruyacak; vatan sevgisini ve inancı canlı tutacak bir marşın hazırlanması düşüncesi, Genel Kurmay Başkanı İsmet (İnönü) Paşa dan geldi. İsmet İnönü böyle bir marşın Fransız ordusunda mevcut olduğunu ve bizim ordumuz için de faydalı olacağını Milli Eğitim Bakanlığına iletti. Milli Eğitim Bakanlığı da bu düşünceyi benimseyip bir yarışma düzenledi. Beğenilen güfte için 500 lira ödül verilecekti. Yarışma için 734 şiir gönderildi. Bir kurulca bunlar titizlikle incelenip 6 tanesi ayrıldı. Ama hiçbiri beğenilmedi; marş olacak değerde bulunmadı. O zaman Burdur Milletvekili olan Mehmet Akif‘in para ödülünden rahatsızlık duyduğu için yarışmaya katılmadığı öğrenildi. Dönemin Milli Eğitim Bakanı Hamdullah Suphi şairin Meclisteki sıra arkadaşı Balıkesir Milletvekili Hasan Basri Beyin yardımını istedi.
Hasan Basri Bey bundan sonrasını şöyle anlatıyor:
Akif Beyin yanımda olduğu bir zaman,elime bir kağıt parçası alarak,onun dikkatini çekecek bir tarzda yazmaya başladım.
- Ne yazıyorsun?
- Marş İstiklal Marşı yazıyorum.
- Yahu sen ne adamsın? Seçilecek şiire para ödülü verileceğini bilmiyor musun? içinde para olan bir işe nasıl katılıyorsun?
- Yarışma kaldırıldı? Seçilecek şiire ne para verilecek, ne de her hangi bir ödül. Milli Eğitim Bakanı bana güvence verdi.
- Ya, o halde yazalım.
İşte böylece yazılmaya başlanan ve 48 saatte bitirilen İstiklal Marşı, imzasız olarak Milli Eğitim Bakanlığının seçici kuruluna sunuldu. Milli Eğitim Bakanı Hamdullah Suphi, daha önce seçilen 6 şiirle birlikte yeni şiiri Ordu Komutanlarına gönderdi. Onlardan, şiirlerin askerlere okunmasını, beğenilenleri sıralamalarını istedi. Komutanlar, kısa sürede sonucu bildirdiler: Hepsi de Mehmet Akif‘in şiirini birinci sıraya almıştı. Bundan sonraki iş, İstiklal Marşının T.B.M.M. ne getirip kabul ettirmekti. Marş, ilkin Meclisin 1 Mart 1921 günü yaptığı ikinci oturumunda ele alındı. Başkan Mustafa Kemal’in söz vermesi üzerine Hamdullah Suphi kürsüye gelerek, sık sık alkışlarla kesilen şiiri okudu ve son seçimin Meclise ait olduğunu söyledi. O gün oylama yapılmadı. Şiirle ilgili konuşmalar ve oylama, Meclisin 12 Mart 1921 günü öğleden sonraki oturumunda yapıldı. Bazı milletvekilleri, bir komisyon kurularak şiirin yeniden incelenmesini, bazıları da hemen görülüp karara bağlanmasını istediler. Uzunca tartışmalardan sonra, şiirin kabulü için verilen 6 önerge benimsendi ve İstiklal Marşı çoğunlukla kabul edildi.
Şiirin bestelenmesi için açılan ikinci yarışmaya 24 besteci katıldı. 1924 yılında Ankara’da toplanan seçici kurul, Ali Rıfat Çağatay’ın bestesini kabul etti. Bu beste 1930 yılına kadar çalındıysa da 1930 da değiştirilerek Cumhurbaşkanlığı orkestrası şefi Osman Zeki Üngörün 1922 de hazırladığı bugünkü beste yürürlüğe kondu. Marşın armonilenmesini Edgar Manas, bando düzenlemesini İhsan Servet Künçer yaptı. |