|
||
Gölbaşı'ndan teröre lanet için daha güçlü bir ses çıkmalı... | ||
Bayram Türkmez Haberi | ||
![]() |
||
İNSANI YAŞAT Kİ, DEVLET YAŞASIN…
Biz Gölbaşılılarda çok şeyler söyleyebilmeliyiz… Genel siyasetçiler ve gazeteciler, etkililer ve yetkililer konuşuyor, yazıyor diye susmayalım… Esas yerelde söylenmesi gerekiyor, tepki gösterilip eleştirilmesi gerekiyor bu hain terör olaylarına karşı duruşumuz. Çoğumuzun işi kolay, sosyal medya var. Yani, bir yerde herkesin bir gazetesi var. Burada düşüncelerini paylaşıyor ve öylece kalıyor. Paylaştığı düşünceler kamuoyu oluşturmaya yetmiyor. Yani, etkisiz eleman gibi, kendi söyleyip, kendisi dinliyor. Onun için de daha etkili ses vermek, daha katılımcı bir söz söylemek lazım ki samimiyetler de görünsün. İstanbul’da bir gece kulübünde meydana gelen saldırının amacı ortadadır… Kardeşi kardeşe kırdırmak… Neresinden bakarsanız bakın, Yeniyıl kutlamalarını , Noel kutlaması gibi göstererek aynı zamanda Müslüman/Hristiyan diyerek insan ayrımı yapan hain odakların da bu terör örgütünün yaptığı katliamda kültürel anlamda payları vardır. Gölbaşı’nda bu konu da yerel basına kınama, tepki, eleştiri …konusunda açıklama yok ancak bazı yöneticilerin sosyal medya hesaplarında tepki ve kınama mesajları var. Tabi, bunlarda arada kaynayıp gidiyor etkisiz eleman gibi… Bu memleket meselesi…Herkes birliğimiz, dirliğimiz, bütünlüğümüz diyor… Bir olacağız, İri olacağız, Diri olacağız… diyoruz. Ancak, bu konularda yerelde siyasi. Sosyal kültürel vb. yöneticiler ne yapıyor? Ülkemizin olağanüstü bir durum yaşadığı ortadadır. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan “Bu yeni bir İstiklal Harbidir “diyor. Başbakanımız Binali Yıldırım zira aynı şeyleri söylüyor ve kenetlenmemiz gerektiğini belirtiyor… Bu söylemler yerelde duyulmuyor mu! yoksa etkisini göstermiyor mu! Ancak, yerelde de karşılık görecek güçlü bir eylem ve söylem olması gerekiyor... Diyanet İşleri Başkanlığının hazırlayarak bütün camilerde okuttuğu 3 gün önceki Cuma hutbesinde yılbaşı kutlamaları uyarısı yapıldı. Hutbede, "gayrimeşru tutum ve davranışlar" ifadesi kullanılarak, "Muhasebe yapılması gereken saatlerin piyango gibi şans oyunlarıyla heba edilmesi ne kadar da üzücü" denildi. Diyanet işleri başkanlığının bu tür söylemlerinin birliğimize, dirliğimize bir faydası olmadığı ortadadır. T.C. devletinin bir kurumu olan Diyanet, bu devletin yasaları çerçevesindeki oluşumlara, eylemlere, "gayrimeşru tutum ya da davranışlar" diyerek ayrım gayrıma fırsat vermemelidir... Neyseki hatadan çabuk döndüler ancak iş işten geçti. Hain terör katliam yaptı. Bir yaşam tarzına müdahale etti. Bu sefer Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez şu açıklamayı yaptı. “Bu insanlık dışı katliamın bir pazarda ve bir mabette yapılmasıyla eğlence yerinde yapılmasının herhangi bir farkı yoktur.” dedi Ben her zaman savunduğum bir konu var. Ülkemizde insanların yaşadıkları tüm inançlar diyanetin bünyesinde temsil edilmelidir… Bir sıkıntı da şu oldu. Yılbaşı gecesine denk getirilen Mekke’nin Fethi kutlamaları yapıldı. Anadolu Gençlik Derneği, Gölim-Der (İmam hatip lisesi Derneği) gibi vb. oluşumlar tarafından kutlanıyordu bu yıl ilave olarak Gölbaşı Ülkü Ocakları tarafından da kutlandı. Bayağı da ilgi gördü. Şimdi, Yen iyıl kutlamalarıyla / Mekke’nin Fethi kutlamalarını yapanlar arasındaki bir yaşam biçimi farklılığı olduğu muhakkak… Ancak, terör örgütlerine yardım eden karanlık eller; bu farklılıklardan, kendine vazife çıkararak kutuplaştırmaya, kaos oluşturmaya, hatta çatıştırmaya kadar götürmek için can atıyor… Gölbaşımızın duyarlı insanları bu tür oluşumlara fırsat vermedi ve huzurlu bir şekilde hem yeni yıl kutlaması gerçekleşti, hem de ilgili oluşumlar Mekke’nin Fethi’ni kutladı. Ayrıca, Mekke’nin ne zaman fetholunduğu konusu halen tartışma konusu olup, 11 Ocak 630 tarihinde fetholunduğunu tarih kitapları yazıyor. Tartışma konusu olan ise neden 31 Aralık gecesi kutlanıyor? Bunu kimisi yılbaşı kutlamasına alternatif olarak görüyor, kimisi de Mekke’nin fethi için Medine’den çıkış tarihi olarak görüyor. Diyanet açıklama yapacaksa bu konularda açıklama yapmalı ve insanlarımızın kutuplaşmasını, kamplaşmasının önüne geçmelidir. İNSANI YAŞATKİ DEVLET YAŞASIN… Şeyh Edebali’nin Osman Gazi’ye nasihatı’dır “ İnsanı yaşat ki devlet yaşasın”… Türk milletinin ve Türk Devleti’nin kuruluşunda bu kültür vardır. Bunun temelinde her insanın inancına saygı vardır, yaşam biçimine saygı vardır, düşüncelerine saygı vardır… Birliğimizi, Dirliğimizi ve Bütünlüğümüzü düşünen her siyasi, sosyal, kültürel.. yönetici söylem ve eylemlerini yapacak iken bu özlü sözü göz önünde bulundurup icraatını ona göre yapmalı ki bu hain odakların amaçlarına fırsatlar doğmasın, amaçlarına ulaşamasınlar... Ben isterdim ki, Gölbaşı’ndan da siyasi, sosyal, kültürel vb. yöneticilerin daha önce yaşanan terör saldırılarında olduğu gibi yine bu terör olayının daha sert kınanıp,tepki gösterilmmesi lazımdı. İstanbul’daki eğlence merkezindeki terör saldırısınında, insanların yaşam biçimlerine müdahele edildiği, kültürleri kutuplaştırılmasına, kamplaştırmalarına ortam hazırlanmasını sağladığı gibi olumsuz etkileri için daha etkili tepki gösterilsin isterdim... Neden sert açıklamalar, tepkiler, kınamalar yeterli gelmedi orasının da değişik nedenleri olduğu ayrıca bir değerlendirme konusudur... Zira bu karanlık hain ellerin birçok amacı var... Dünya ya ülkemizi bir terör ülkesi gibi gösterip ekonomik sıkıntıya sokmak, yatırımların ve turistlerin gelmesini engellemek, Türk milleti arasında fitne çıkarıp, değişik inançları birbirine düşürmek,kamplaştırmak ve çatıştırmak...vd. Türk Milletinin başısagolsun… Bu terör saldırılarının milletimizi yıldırmayacağını umut ederek, birliğimizi ve dirliğimizi daha da pekiştirerek “İnsanı yaşat ki, devlet yaşasın…” düsturuyla herkesin yaşam hakkına saygı duyulan bir yıl olması dileğiyle 2017 yılınız bereketli olsun..
Selam ve Saygılarımla Bayram Türkmez 02 Ocak 2017
|
||
|
||
Etiketler: |
|
Bu modül kullanıcı tarafından yönetilir, ister kod girilir ister iframe ile içerik çekilir. Toplamda kullanıcı 5 modül ekleme hakkına sahiptir, bu modül dahil tüm sağdaki modüller manuel olarak sıralanabilir.