BU SÖZLER ORTADA KALMAMALIDIR..
BU DEVLETİN HUKUKU YOKMU! DİYORSUN...
Hakan Bolat
Geçen gün okudum. Yerel bir gazeteci köşe yazısı yazmış. Hedefindeki kişiye ulaşmak adına başlamış konuya, İstismara ugrayan kadınlardan bahsetmiş lafı döndürmüş dolaştırmış Gölbaşı’nda da böyle bir olayın yaşandığını yazmış…O zaman bunun arkasında durmak lazım! Şaka yaptım! olmamalı! Olmayan birşeyi gerçekmiş gibi anlatmaya çalışmamalıdır.
Neymiş olay: Bir kişi öz yiğenine cinsel tacizde bulunmuş. Sonra bununüstü örtülmüş!Ancak, haberin üst tarafında da tacizleri sıralamış, sözle taciz, elle taciz, gözle taciz…diye...(bunu yazan nasıl bir kişiliktir girmiyorum)
Şimdi sonunu da bağlamış ya; Gölbaşı’ndaki olayı öylece ortada bırakmış! Kim miş! Neymiş! Nasıl olmuş!Hiçbir şey yok. Sadece varmış, yaşanmış! Doğru mu, yalan mı bilmiyormuş!
Bende bir kereböyle buna benzer birşeyduymuştum hatta iddia eden gazete sahibine6 ay hapis cezası verilmişti!şerefli! gazetecibunu da yazmalıdır.
Madem öyle bunları da yazsaydın madem düzgünsün. Öyle değil mi gazetecilik! Hem de böyle hassas konularda araştırma yapsaydın ya, insanlara kara lekeyi, duydum, iddia edilmiş diye böylesine kolayca çalmaya kalkmasan, iyice bir araştırsaydın.
Ancak ben seni biliyorum. Bir kere mahkeme de karşılaşmıştık.yalan/hakaret haberinden dolayı hatırladın mı! cezanparaya çevrilmişti, taksit taksit ödemiştin. Hattaceza ötelenmişti ve sana bakıp, 5 yıl içerisinde tekrar edersen demişti Mahkeme Başkanı Hakim Bey hatırladın değil mi!
Ancak sonunda yazdıklarına kendi de inanıyormuş! yayını yapıyorve kamuoyunu da böyle bir olayın yaşandığına inandırmak için ağır tahrik eden “Kanı Bozuk Şerefsiz” diye son veriyor…İşte burada ucu açık kalıyor kamuyu ilgilendiriyorve bu da benim için bir tartışma konusu oluyor..
İnsandır başına her şey gelebilir!
Ama adalet diye bişey var: Bu ülke hukuk devletidir. Her eline kalem alan cingözlük yaparak adaleti yanıltacağını sanıyorsa yanılıyor bence.
Hele ki böyle adi suçlarda hukuk’tan önce toplum cezalandırır, meslek kuruluşları cezalandırır, kaldı ki hukuk hiç affetmez.. Onun içinde önemlidir. Bir olay varsa, başınıda sonunu da yazmak bir gazetecinin görevidir, ancak bunu tehdit amaçlı, birilerinin tetikçiliğini yapmak amaçlı ya da en kötü haliyle cahilliğinden yazması tehdit, iftira, üstü örtülü mesajla santaj ve kamuoyunu yanıltıcı olmasıbize göre de, hukuksal olarakta, mesleki olarak ta ciddi bir sorun...
Şimdi böyle bir yazıyı gazeteciyim diyen kişi kaleme alıyor..Mesleki açıdan değerlendiriyoru, Hukuksal açıdan değerlendiriyorum, Sosyal anlamda ve psikolojik anlamda değerlendiriyorum....
Burada ilk önce çok ağır bir tahrik olup, varsa muhatabı olan varsa bu gazeteciyi gidip alnının ortasından vursa, vuran agır tahriktenbayağı bir ceza indirimi de alabilir.. Ancak, böyle tehdit, santaj, yalan, iftira gibi haber yapanlara ben yine de birkaç ay koruma talep etmesini öneririm, bakarsın öfkesine yenilen birisi çıkar!
Belli ki hedefe koyduğu kişiyi biliyor özür filan dilerse belli affına mazhar olur bu onu da bilemem.Ancak, olayın bu tarafı bizi ilgilendirmiyor.
Beni ilgilendiren basın meslek ilkeleri açısından doğru mu yapıyor, yanlı mı yapıyor! Ben bu türgazete yayınlarını kendime tez ödevi gibi aldım. Takip ediyorum, Bugüne kadar ortalığı boş bulmuş, kimse sesini çıkarmamış birileri adeta at oynatmıştır! misali.
Artık biz varız! her türlü haksızlığı, hukuksuzluğu,haysiyet cellatlarına, kalemini satanları vs..halka anlatmak için,kamuoyuna tanıtmak,doğrular için burdayız.. Gölbaşı'nın Sesi bunun için yeniden doğdu, bunun için de ilgi alanımıza giriyor herşey bu böyle bilinsin...
Bu yazıya nereden bakarsak bakalım yanlı ve hedef seçilmiş, ağır tahrik unsuru taşıyan bir yazı olduğu belli…
Sırf birilerini tahrik etmek için yazılmış bir yazı ve bu suretle birilerine malzeme verilmek için yazılmış bir yazı…
Cumhuriyet Savcı'dan kurtulmak içinde isim, cisim yok! kim gidip şikayet ederse etsin, kesinlikle inkar edecektir ve " bunu kastetmedim!" diyecektir..İyi de kardeşim bu hukuk ta kamu davası diye birşey yok mudur!
Bu yazıyı yazan gazeteciyim diyenin yanındakilerde/bunu destekleyenlerdebu yazıya ortak olmuş gibiler, çünkü, merak edipte sormuşlardır! Kim bu, nedir bu! diye..bu ağır itham ve ağır tahrik nedendir?Dedikodu, kasıtlı mı yazıyorsun!Bu insanlığa yakışırmı, vicdana sığar mı… diye.. Bunların da siyaset/rant ugruna cesaret vermişliği de vardır, belki de gazlamışlardır!..
Bu konu bence havada kalmamalıdır. Gölbaşı’nda böyle bir olay yaşanmışta ne olmuş? neymiş!kim yazmış, sonunda neolmuş? Tüm çıplaklığıyla yazılmalı ve kamuoyunun vicdanı da yaralanmamalıdır. Hukuk açısından, adalet açısından ve her gazeteciyim diyen birinin böyle ipe sapa gelmez iddialarla gündem oluşturup, haysiyet cellatlığı yapmak, gerçekmiş gibi sunmasına fırsatlar verilmemek açısından.
Bunu öncelikle, iddia sahipleri ispatlamakla yükümlüdür, eğer ispatlamazlarsa altında kalır… Bu konuyu yakından takip edeceğim,
Gölbaşı Cumhuriyet Savcısı’na gidin şikayet edin.
Uyanık yazar ya, kim giderse gitsin savcılığa şikayete, isim vermediği için inkar edecektir burdan bişey çıkmayacağını düşünüyor aklısıra...
Bu konunun hem basın yönünden, hem de hukuk yönünden ele alınması gerekiyor
Hukuk yönünden alınmalıdır, bu yazı da herhangi bir kişi ismi yok ancak bir kişi hedefi var. Bir tahrik var, Bir de örtbas edildiği konusu var. Yani, Hukukun işlemediğinden, bir cinsel taciz yaşanmış onunda üstünün örtüldüğünden bahsediliyor..(yazıyı sonradan değiştirmiş)
Dolayısıyla üstünü örten heralde yetkili ya da ilgililerdir. Bu yetkili ve ilgililer kimlerdir? Varsa bunların bulunması için kamu davası açılmaladır?
Böyle bir olay yaşandıysa da varsa gerçekten böyle birsuç, yani cinsel taciz şerefsizliğini yapan bir suçluvarsa hakkında gereken yapılmalıdır.
Bunları yapacak olan en başta iddia olarak gündeme getiren gazete yetkilisidir?Şereften bahbeden bir gazeteci bunu da yapmalıdır.
Onun için Cumhuriyet Savcısı’na sesleniyorum. Bu konu da kamu davası açılmalıdır...
İncelenmelidir, sorulmalıdır, araştırılmalıdır....Bunlara bakıldıktan sonra da, eğer böyle bir şey olduğu ortaya çıkarsa da, öncelikle ben şikayetçi olacağım kamu adına...
Çıkmazsa da, Öncelikle bu gazete temsilcisi hakkında, yalan ve iftira haber yapmaktan, kişileri ağır tahrik ederek suç işlemeye yöneltmekten, Kamuoyunu yanıltıcı haberler yapmaktan işlem yapılması gerekiyor. Tabi, gazeteciyim diyen kişinin suçu sabit olunca da gereği yapılmalıdır…
Bu işlemden sonra, bu gazeteciyim diyen kişinin çalıştığı kuruma seslenerek, bu yalan, , “Bak nasıl birini çalıştırıyorsunuz, iftira, yalan, dolan..herşey vardenmeli mi, yoksa onu bilmiyorum... ben karşıyımböyle şeylere… Bu haysiyet cellatlığına soyunan biri de olsa, ancak hukuksal bedeli olmalı.
Evet, hata yapabilir, her şey olabilir ancak bir kişinin ekmeğiyle oynamak, namusuyla oynamak bizim kültüründe asla yoktur…
Bu konu da benim söyleyeceklerim bu kadar, gerisi Savcılığa kalmış bir durumdur…
Yoksa önüne gelenbir gazete çıkarır, istediğini yazar etrafına dağıtır, postalarher tarafa gönderir.yazar çizer bunun önüne geçmek lazım..
Bu konu da başka söze gerek yok, söyleceğimi söyledim.gerisi şerefli gazeteciye kalmış...
--- --- ---
Rahmetli büyük gazeteci Zeki Abi vardı, siyaseti rant için kullananlar için o hep şöyle derdi,
İtin ürümesi önemli değil, önemli olan sahibidir. Sahibi ona kemik atar , bazen yalağına ekmeği suyla karıştırıp verirsin bu yal’ı da yer susar. Ancak, sahibi önemlidir. Kuçu kuçu deyince gelen/giden iti aç kalınca herkes çağırır, herkes havlatır..Ancak, sahibi tek kişidir. Sen itle köpekle ugraşma..derdi rahmetli ...Onun için yanlış anlamayın, sadece gerçeği arıyan bir gazeteyiz.
www.golbasigazetesi.com |