İlçemizde yerel gazeteler arttı, muhabirler çoğaldı. Muhabirlerin hepsi alaylı olup, bu mesleğin eğitimini almış aktif bir muhabir bulunmuyor. Belediye de öyle, alaylı basın mensuplarıyla Gölbaşı kendini anlatmaya çalışıyor…
Aslında çok görev düşüyor yerel basın mensuplarına ancak, zor şartlarda bu görevi yaptıkları için her tarafa ulaşamıyorlar.
Her alana ulaşılamayınca da Gölbaşı tam olarak anlatılamıyor, Gölbaşı tam olarak tanıtılamıyor, Gölbaşı’nda her zaman bir şeyler eksik kalıyor…
Her gelişimin temelinde Sosyal Sorumluluk ve Sosyal Açılım projeleri olması gerekirken, bu tür projeler yerine asfalt dökme, çukur kapatma, su, kanal, trafik, temizlik vb işlerle ugraşan yöneticiler toplumun bilinçlenmesine giden yolda en etkili araçları olan yerel basını kullanmak zorundadır ancak kaliteyi artırmak şartıyla…
Hem de bunu bilimsel ve akılcı bir şekilde, model oluşturacak biçimde geleceğe bakarak…. Gölbaşı’nda yaşacaklara ve yaşayanlara bırakılacak en güzel etkili çalışma bu olacaktır sanırım…
Ülkemin her bölgesi gibi Gölbaşı’da biraz daha önemli/özel bir ilçemizdir. İlçemizde neler var neler yok! Bunları hatırlatmak isterim. Eksiklikler varsa bunları da sizler tamamlayabilirsiniz!
-Türkiye’deki ilçeler arasında, en çok üniversitesinin bulunduğu bir ilçe,
-Endemik Sevgi Çiçeği sadece Gölbaşı’nda yetişen bir ilçe,
-Ankara’ya en yakın 2 doğal gölü (Mogan-Eymir) olan bir ilçe,
-Türkiye’nin önemli siyasi, askeri, bürokrat yöneticilerinin ikamet ettiği bir ilçe,
-Türkiye’nin birçok staratejik kurumlarının bulunduğu bir ilçe,
(Polis Akademisi-Garnizon-Özel Tim-Özel Kuvvetler-Uydu, EGM Birimleri-O.Ana.Elk.Dağ. vd.)
-Türkiye’de Özel Çevre Koruma Bölgesi olan 14. İlçeden birisi,
-Türkiye ve Uluslar arası alanda iş yapan birçok Fabrika’nın bulunduğu bir ilçe,
-Türkiye’nin bazı İl’lerden daha fazla İller Bankası Geliri olan Bir ilçe,
-Ankara’nın ilçeleri arasında sınırları en geniş olan ilçelerden bir tanesi
-Ankara’daki, Orta Anadolu Böl. tek damlataş mağarasına (kapalı) sahip bir ilçe
-Türkiye’nin her bölgesinden gelerek yerleşen insanların oluştuğu bir ilçe
-Ankara İlçeleri arasında her türlü meslek okulun bulunduğu bir ilçe..
-Ankara’nın en güzel ve kaliteli kamu/özel tesislerinin bulunduğu bir ilçe
-Ankara’da en çok konut sitesi ve bağımsız villası olan bir ilçe
-İlçe oluşundan buyana bazı imar sorunlarını çözememiz bir ilçe
-Gölbaşı Sineması ve Sanat Galerileri olmayan bir İlçe.
-Gölbaşı Çevre Yolu ve Şehirlerarası Yol (Konya Yolu) ile Türkiye'ye yansıyan bir ilçe..
-İlçede İkamet edipte siyaset yapanlardanhiç milletvekili çıkaramamış bir ilçe…
-Siyasetin bilinen yaklaşık dar zihniyetli 10 kişitarafından organize edildiği bir ilçe...
-Kaymakamlık yapanların genelde Vali olduğu bir ilçe…
-Emniyet Müdürlüğü yapanların genelde İl Emniyet Müdür Yardımcısı olarak atandığı bir ilçe,
-Düğün Salon’larının fazla olmasına rağmen, bağımsız Nikah Salonu olmayan bir İlçe
-Ankara metropol ilçeleri arasında Kent Meydanı olmayan bir ilçe...
-Seçimlerde başkanlığa aday olanların daha sonra ortalıklarda görünmediği bir ilçe..
-25 yıldır B. meclis üyelerinin yüzde 90’nının elini indir kaldırla karar alındığı bir ilçe..
-Türkiye’nin birçok yöneticisinin burada olmasına rağmen kaynaşma sağlanamadığı bir ilçe..
-Ev kiralarının 400-500 TL.arasında, Satışlarınında 80-130 bin TL. arasında olduğu ilçe Gölbaşı
-Kendi içlerinde büyüyen, Şoförler Odası, Esnaf Odası, Esnaf Kefalet Kooparatif’nin sürekli aynı kişilerden oluşan yönetimi olan bir ilçe…
-Yaklaşık 100 derneği bulunan, bunların yaklaşık 40 ı cami yaptırma ve yaşatma Derneği, 40’ı okul aile birliği Derneği olan, bunlarında para toplama makinası gibi çalıştığı, geri kalanlardan 15’inin ise hemşeri ve meslek üzerine olmasına rağmen çoğunun tabelaları dahi olmayan bir ilçe…
-25 yıl önce tarikat yurtları bulunmazken, son 20 yıl önce Nevhabar Yurdu ile başlayıp, bugün evleri saymazsak hemen hemen her tarikatın ihtişamlı binaları örgenci yurt olarak kullanıldığı bir ilçe...
-Yaklaşık 15 yıldır Üniversite Öğrencilerinin olmasına rağmen Yurtkur Genel Müdürlüğü’nün 2010 yılında ilk defa yurt binası açtığı bir ilçe…
-Başkentin girişinde/çıkışında olan olan bir İlçe…
-Başkentin ya da Türkiye’nin En Büyük Köpek Barınağına Sahip İlçesi…
-Merkez hariç geri kalan yerlerde doğasının bozulmadığı/yeşilin bol olduğu bir ilçe Gölbaşı
-Her seçim döneminde hemşericiliğin ön plana çıkarak adayların seçildiği bir ilçe Gölbaşı..
-Siyasi-Sosyal vd.yöneticilerin sosyal sorumluluk/sosyal açılım projeleri üretemediği İlçe Gölbaşı
-Muhalefet siyasi teşkilatların hiçbir zaman muhalefet etmedikleri bir ilçe Gölbaşı..
-Muhalefet yerine bazı yerel gazetecilerin bu misyonu üstlendiği bir ilçe Gölbaşı…
-Hiçbir iletişim Fakültesi (gazetecilik) Mezunu’nun yerel gazetecilik yapmadığı İlçe Gölbaşı
-20 yıl önce tek bir yerel gazetenin olduğu bir ilçe…
-15 yıl önce 3 yerel gazetenin olduğu bir ilçe…
-2 yıldan beri de 5 yerel gazetenin olduğu bir ilçe…
-20 yıl önce çevre, turizm, kültürderneğinin bulunmadığı bir ilçe..
-12 yıldan beri Göl-Der derneği’nin olduğu bir ilçe..
-1 yıldan beri de Göl-Bir-Der derneği ile birlikte 2 genel derneğinin bulunduğu bir ilçe..
Ve daha başka güzel ya da çirkin özelliklerini yazamadığım Gölbaşı….
Gölbaşı’nın nüfusu nerdeyse 100 bin oldu, daha da artacaktır.
Gölbaşı artık çarşıdaki bir merkezden ibaret değil.
Türkiye’yi görmek isteyenlerin öncelikle Gölbaşı’na bakması yeterli olacaktır sanırım.
Yöneticelirinden, Siyasal ve Sosyal insanlarına, Yerel kalkınmasından toplum bilincine yönelik hareketlerden, siyasi iradeden, toplumsal sosyalleşmeye kadar her türlü ilişkiyi içerisinde barındırırken, sürecini gösteren ilçe Gölbaşı…
Aklın yolundan, bilimin ışığından yol almaktan uzaklaşan siyasi/sosyal yöneticilerin hakim olduğu bir Gölbaşı na doğru mu gidiyoruz! diye endişelerim varsa haksız olduğumu düşünmüyorum…
/// /// ///
Son zamanlarda bir konu dikkatimi çekti. Eski ülkücü takımlarından birçoktanıdığımın Türkiye'dekiKürt meselesi konusundaki görüşleri beni hayli şaşırtıyor. Doğu'daki kürt hareketlerini yorumlayan bu insanlar bildiğim kadarıyla eskiden çok sıkı milliyetçiydi, hatta ırkçılığa varan milliyetçilik yaparlardı ancak şimdiki düşünceleri "ver-kurtul" oluşmuş.
"Doğu yu kürtlere bıraksınlar, ne vergisine, ne giderine, hiçbir şeyine karışmasınlar. Devlette iş vermesinler.O bölgeye de hiçbir destek verilmesin vb." gibi bir düşünceye kapılmışlar. Hatta, bu düşünceyi bana 15 yıl önce söyleyen ülkücü de vardı.şaka gibi geliyordu bana...
Ya da bu düşünce hep vardı da şimdi açığa çıkmış..Bilemiyorum ancak bu düşüncelerin bile ne kadar tehlikeli olduğunu görüyorum. Bugün doğu için böyle birşey söyleyenler yarınKaradeniz için, Trakya İçin, Eğe, Orta Anadoluİçin ya da Diğer sahilbölgeleri için ne diyecekler!
Zira Türkiye'de etnik anlamda bir Kürt vatandaşlar yok. Bir bakın araştırın bakalım hangi etnik kökenlerindernek/vakıf/ vb. benzer oluşumları/organizasyonları var.Toprak vermenin sonu gelir mi! Bu insanlar bu zihniyete nasıl sahip oldu şaştım kaldım! Halen şaşıyorum!
Bu ülkenin bir karış toprağını vermeye başladın mı, bunun sonunun gelmeyeceğini Türklük bilinci ve şuurunu yaşayan herkes biliyor... |