Gölbaşı Tulumtaş Mahallesi’nde 1992 yılında ortaya çıkarılan Damlataş Mağarası halen turizme kazandırılmayı bekliyor.
Yol çalışmaları sırasında ilk keşfedildiğinde 1.derece sit alanı ilan edilen, daha sonra üzerinde kooparatif villalarının projelendirilmesiyle 2.derece sit alanı ve sonunda da 3. derece sit alanı oldu.
Damlataş Mağarası’nın üzerinde 215 villa bulunuyor. Bu villalar yüzünden turizme kazandırılamadığı gibi yaklaşık 20 yıldan beri atıl durumda bırakılarak yıkılmaya başlandı ve etrafı da çöplük haline geldi.
Tulumtaş Mahallesi Dernek yöneticileri Mağaraya sahip çıkılmadığını belirterek, Mahalle Muhtarı Recai Özkan, mağararayla ilgil ilgisizlikten yakınarak, “yıkılıyor ve etrafı çöp haline geldi. Yetkililerden destek ve hizmet istiyoruz.” dedi.
Gölbaşı Belediyesi Başkan Vekili Kadir Yanık, Mağaranın bir an önce turizme kazandırılması gerektiğini belirterek, “Bize yetki versinler 2 ayda burasını turizme kazandıralım.” dedi. GöLbaşı İlçesi Koruma, Geliştirme ve Turizm Derneği Başkanı İsa Ömercan , Damlataş Mağarasının büyük bir doğa harikası olduğunu ve başkent için büyük bir kazanım olacağını belirtti.
2010 yılında çalışma başlatılacaktı. Hani 100 bin lira nereye gitti!
Büyük bir kireç taşı bloğunun içinde yer alan ve “eşsiz bir tabiat varlığı” olarak nitelendirilen Tuluntaş Mağarasının turizme açılması için 2010 yılında çalışmalar başlatılmıştı. Ankara Valiliği tarafından başlatılan çalışmalar kapsamında projelendirme için 100 bin TL ödenek ayrıldığı bildirilmişti.
Ak Partili İl Genel Meclis Üyesi Selim Kaymak, Tulumtaş mağarasının turizme kazandırılması için Ankara Valiliğinin harekete geçtiğini söylemişti. Selim Kaymak, Mehmet Deveci ile birlikte Tuluntaş mağarasının turizme kazandırılması için büyük çaba verdiklerini ifade ederek “İlk etapta proje için Ankara İl Özel İdaresi 100 bin TL ödenek ayırdı. Daha sonra da çevre düzenlemesi için yaklaşık 300-400 bin TL ödenek ayrılacak” diye basına açıklama yapmışlardı. Ancak, o günden bugüne kadar mağara da ile ilgili hiçbir çalışma yapılmadı.
TÜRKİYE’NİN EN BÜYÜK DAMLATAŞ MAĞARASI OLABİLİR…
Mağara giriş kapısı taşlarla kapatılan ancak 50 santimetre çapındaki bir delikten içeri girdikten sonra aşağıya doğru çamurlu kayalar üzerinden inilen Mağara’da sağa ve sola giden sarkıt ve dikitlerin bulunduğu tüneller ve çukurlar bulunuyor. Tünellerden sağa doğru geçince karşımıza futbol sahası büyüklüğünde bir alan çıkıyor. Yaklaşık 200 metre ışıklandırma ile gidilebilen mağarada 1992 yılında Maden Tetkik Arama Genel Müdürlüğü tarafından rapor hazırlanmış olup, 200 metreden sonra keşfedilmediği için gidilmesi tehlikeli bulunarak tabela konulmuştur. Mağaranın uzunluğunun 549 metre olduğu ayrıca değişik yönlere giden 4-5 ayrı tünelin bulunduğu da belirtildi.
MTA RAPORLARINA GÖRE 100 BİN YILLIK SARKIT VE DİKİTLER VAR..
Maden Tetkik Arama'da çalışan mağara araştırmacıları, Tulumtaş Mağarası'nın jeolojide 'üstmiyosen' olarak adlandırılan dönemde oluşmaya başladığını, yani bir milyon yıl öncesine dayandığını ifade ediyorlar. Mağarada oluşan sarkıt ve dikitlerin ise 100 bin yıldan başlayarak günümüze kadar ulaştığı, sarkıt ve dikitlerin oluşumunun devam ettiğini hazırlanan raporla bildirdiler.
MAGARA BÖLGESİ 1. DERECE SİT ALANI İKEN, DAHA SONRA 2. DERECE,EN SONUNDA DA 3. DERECE SİT ALANI YAPILDI İNŞAATLAR DEVAM ETTİ..
MAĞARANIN ÜZERİNDE PARLEMENT YAPI KOOPARATİFİ EVLERİ VAR…
1. derece SİT alanı iken, daha sonra 2. ve sonunda 3. derece SİT alanı yapılarak yapılaşmaya açılan damlataş mağarasının üzerindeki arazide bugün 215 villa bulunuyor.
Mağaranın üzerindeki alana, milletvekillerinin de üye olduğu SS Çevregöl Parlament Yapı Kooperatifi'nce 215 adet villa yapıldı. Kooperatif, mağaranın keşfinden dört yıl sonra 1996 yılında inşaat ruhsatı aldı. Kültür Bakanlığı Ankara Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu ve Genel Müdürlüğü'nün aldığı yasak yapılaşmanın durdurulması, yapılaşmaya gidilmemesi yönündeki kararlar hiçe sayılarak, milletvekillerinin villaları yapıldı.
SİT alanı olan mağaranın üzerine milletvekillerinin villarının yapılmasına göz yumuldu ve mağara kaderi ile baş başa bırakıldı. Doğa harikası mağara sahipsiz kaldı. Mağara, üzerinde çalışan iş makineleri nedeniyle çatlaklar oluşurken, bir kısım sarkıt ve dikitler de kırılıp, parçalanarak adeta yağmalandı. İçeriye girenler tarafından kırılan sarkıt ve dikitlerin bazı parçaları Gölbaşı Belediyesi tarafından Turizm Bürosu önünde teşhir ediliyor.
Türkiye’nin en büyük damlataş mağarası olma özelliğini taşıyan Gölbaşı Tulumtaş Mağarası halen turizme kazandırılmayı bekliyor.
Gölbaşı Belediye Başkan Vekili Kadir Yanık, Tulumtaş Mağarası’nın Başkentin en büyük doğa harikası olduğunu belirterek, “Bu zenginlik turizme kazandırılmalıdır. Türkiye’nin en büyük damlataş mağarası olma özelliği vardır. Buranın biran önce turizme kazandırılması hem başkentimiz, hem ülkemiz için büyük bir kazanım olacaktır. Bizim yetkimizde yok bişey yapamıyoruz. Ben de Mağaranın içerisini gezdim. Halen sarkıt ve dikitler oluşuyor ve Türkiye’nin en büyük Damlataş Mağarası olduğunu düşünüyorum.”de
Gölbaşı İlçesi Koruma, Geliştirme ve Turizm Derneği Başkanı İsa Ömercan; Damlataş Mağarası ile ilgili bugüne kadar hiçbir çalışma olmadığını belirterek, “Bu önemli doğa harikası bir hazinedir. Bu hazinenin günyüzüne çıkarılması gerekiyor. Bugüne kadar sesimizi duyan olmadı. 1992 yılında ortaya çıkarılan bu damlataş mağarası ile ilgili hiçbir çalışma yapılmadı. İlk bulunduğunda MTA bir rapor hazırladı, daha sonra mağaranın ağzı kapatıldı ve adeta yok edilmek istendi. Burası için ciddi bir proje hazırlanırsa Başkent içinde büyük bir kazanım olacaktır.”dedi.
SİT ALANI NEDİR?
Jeolojik devirlerle, tarih öncesi ve tarihi devirlere ait olup, ender bulunmaları veya özellikleri ve güzellikleri bakımından korunması gerekli yer üstünde, yer altında veya su altında bulunan korunması gerekli alanlardır.
I. Derece Doğal (Tabii) Sit
Bilimsel muhafaza açısından evrensel değeri olan, ilginç özellik ve güzelliklere sahip olması ve ender bulunması nedeniyle kamu yararı açısından mutlaka korunması gerekli olan, korumaya yönelik bilimsel çalışmalar dışında aynen korunacak alanlardır...
II. Derece Doğal (Tabii) Sit
Doğal yapının korunması ve geliştirilmesi yanında kamu yararı gözönüne alınarak kullanıma açılabilecek alanlardır.
III. Derece Doğal (Tabii) Sit
Doğal yapının korunması ve geliştirilmesi yolunda, yörenin potansiyeli ve kullanım özelliği de gözönünde tutularak konut kullanımına da açılabilecek alanlardır.daha çok zarar gören alanlardır
Not: Türkiye'deki mağaralar hakkında detaylı bilgi için http://www.ae.metu.edu.tr/~yiscen/arastirma/arastir_4.html
il genel meclis üyeleri 2010 yılında mağara önündeki çalışmalar için 100 bin lira ayrıldığını açıklamışlardı ancak şu ana kadar hiçbir çalışma yapılmadı. Bu paranın akibeti belli değil..
|