|
||
GÖLBAŞINDA KÜLTÜREL DÖNÜŞÜM KENDİNİ ÇOK BELLİ EDİYOR-3 | ||
Bayram Türkmez Haberi | ||
2.bölümden devam…
Yerelden başlayarak yaşadığımız olaylardan örnekler vererek geldiğimiz bugün için bir de genele bakmakta fayda var. Sonucunda yerel ve genel birbirini etkiliyor ve bir bütün içerisinde gelişiyor... Ve kavramların değişmesi sonucu yaşanan düşünce farklılıklarına bu millet alışık ve tarihsel köklerine baktığında hiç yabancı değil...
KÜLTÜREL DÖNÜŞÜMÜN TEMELİNDE BİLE EKONOMİ VAR…
Toplumun geneline baktığımız zaman söylemler bile değişti.
Önce den bizler bile gazete de başsağlığı mesajları yazarken siyasi, sosyal, kültürel vs. dinamikler için “Allah “ yerine “Tanrı” kelimesini kullanırdık. Bu durum sadece biz veya siyasilerde değil, kamu kurumlarında da vardı. Genelkurmay mesajlarında, Televizyon sunucuları, konuşmacıları arasında, hatta Ülkü Ocakları’nda bile “Tanrı Türkü Korusun” yazısı var iken, zaman içinde “Allah Türkü Korusun” olarak değişti. Peygamber ocağı dediğimiz ordumuzda, TSK'nın yemekhanelerinde askerler yemeğe başlamadan önce “Tanrımıza hamd olsun, Milletimiz var olsun” diyerek Türk milletinin inançlı bir ordusu olduğunu ortaya koymaktadır. Muhafazakar kesimin bu söylemi bile eleştirdiği olmuştur. Bir söylem ve politika değişimi yaşandığı ortadadır. Oysa “Tanrı” kelimesi Türkçe bir söylemdir. Televizyonlarda yabancı filim tercümelerinde sadece Türkçe olarak kullanılan "Tanrı" kelimesi başka ülkelerin lügatında yok, söyleminde kullanılmıyor. Onlar kendi dillerinde yine anlamadığımız şekilde kullanıyor. Ancak TDK'nın tanımı muhafazakar kesimde farklı boyutlara çekilmesine neden oluyor... Ancak, arapça kökenli “Allah” kelimesi hayli yaygınlaştı, daha önce “Allah” kelimesini ağzına bile almayan televizyon sunucu ve konuşmacıları nerdeyse “Allah Allah” diye bağıracak… Buna kültürleşme de deniliyor, insanlar özünü kaybediyor mu bilmiyorum ancak biz Türklerin kökeninde muhafazakarlıkta olduğu için ister Allah, ister Tanrı kelimesini kullanalım belli ki yabancılık çekmiyoruz. Sistem öyle yönlendiriyor ki bazen, Avrupa'ya hoş görünmek için "Tanrı", Ortadoğu'ya hoş görünmek için "Allah" kelimesini daha yoğun kullanıyoruz! gibi de görünüyor içimizdeki yaşanan inanç farklılıklarını gözetmeden baktığımızda... Bu durum millet olarakta bir etkinin yaşanmasının göstergesi olup, herkes bundan nasibini alıyor. Ve bu etkinin bir kalkınma projesi! olarak karşımıza çıktığı da muhakkak olup, bu projenin tam olarak ne olduğunu sanıyorum üst düzey yöneticilerden başka bilen de yok. Bir proje diyorum çünkü bazı siyasi partilerin savunması gerektiği konuları savunmadığı ortada olup, birbiriyle ilişkili olduğunu gösteriyor. Mesela; Dini bayramlarımızda kamuya ait köprüler, otobüsler genelde ücretsiz olarak vatandaşa hizmet veriyor ve dini bayramların önemi bir kere daha böylelikle ortaya konuyor. Ancak, aynı duyarlılık konu milli bayramlar olunca, Atatürkçüyüz, Cumhuriyetçiyiz, Milliyetçiyiz…diyerek siyaset yapan parti yöneticilerin dikkatini çekmediği gibi, dikkatini çeken STK temsilcilerin bu konudaki uyarılarını bile görmüyorlar, bu konu da hiç çaba sarfetmiyorlar. Dolayısıyla, söylem ve eylemlerdeki bu farklılık samimiyeti de ortadan kaldırıyor. Ancak ülkemizde güzel şeylerde oluyor. Bakın, muhafazakar kesimin sürekli gündemde tuttukları başörtü konusu gündemden düştü. Yani, başörtüsünü yıllarca sorun olarak görüp siyaset yapanlar artık toplumun kutuplaşmasına fırsat veremiyor. Tabi, ülkemizin terör gibi önemli bir sorunu var. Şimdi bu dinsel ve etnik terör örgütleriyle mücadele olup, ne zaman milletleşme sürecimiz tamamlanırsa, hiçbir dinsel ya da etnik kimlikler, kendilerini bu devlet ve milletten ayrı görmezse bu proje sonlanacak. Kimi arkadaşlar benim bu düşüncemi “çok iyi niyetli” bir düşünce olarak görerek bu düşüncelerime katılmıyor ancak iç ve dış bu kadar sorun karşısında 80 milyon nüfusa sahip, 11 milyon emeklisi olan, 5 milyona yakın kamu çalışanı olan, hele ki son yıllarda özelleştirmelerle de çoğalan devletten beslenen işyerleri ve barındırdıkları istihdamı da düşününce çok güçlü bir ekonomiye sahip olmamız gerektiği aşikar. Yani öncelik, para para para… Hükümet ve devlet yöneticileri bu parayı bulmak durumunda, yoksa kaos olur…Düşünsenize bir, 2 ay emekli maaşları ödenmedi ne olur? Memurlara 1 ay maaş ödenmedi? ne olur. Ben hiç düşünemiyorum bugün en yakın hükümet destekçisi olan birisinin bile buna sessiz kalacağını! hemen karşı propağandaya geçer. Kısa vade de dış destekli planlarıyla, üretime yönelerek, bilimsel keşif planlamalarıyla askerden ziyade bilişim, teknoloji ürünlerin pazarlanmasıyla bu ülkenin ekonomisini güçlü tutmak zorunda… Eski Başbakanlardan Tansu Çiller’in bir seçim vaadi vardı. “Herkese iki anahtar” vaadi, yani, bir ev, bir araba sahibi yapacaklarını söylüyordu seçmenlere… Aradan geçen 20 yıl sonra bu vaadler AK parti hükümeti döneminde gerçekleşti. Bakın şimdi her evde bir araç var, şimdi şehirde yaşayanların yüzde 90’ının evi var. Bu hedefi banka kredileriyle yakalayan vatandaş geliriyle birlikte düzeninin bozulmasını da istemiyor. Onun içinde AK parti 15 yıldır iktidarda olup, muhafazakar düşüncenin liberal ekonomi anlayışını hergeçen gün yaygınlaştırıyor. Velhasıl kültürel dönüşüm yaşanmasının bile ekonomi ile çok bağlantılı olduğunu görüyoruz… Hükümet ekonominin yanısıra, doğru planlamalarıyla aynı şekilde iç ve dış politikada ülkenin güvenliğini sağlamayı başarmak zorundadır. Bu kaos ortamında tüm sorunlar çözülürse ortaya bir lider çıkar, sorunlar çözülmezse tarihin tozlu sayfalarında başta siyasetçiler olmak üzere, herkes yerini alır gider... Türk milleti bu yetkiyi hükümete bunun için vermiş olup, onun için iktidarda kalmasını sağlamaktadır. Politikalar doğru olursa, bu hükümetin ortaya koyduğu hedefler de artık 20 yıl sonra gerçekleşir diye düşünüyorum…
3.bölüm ..SON
27 Haziran 2017 Selam ve saygılarımla Bayram Türkmez AÇIKLAMA : Bu konuları ilçemizde tartışmaya açmak istiyor, insanlarımızın geçmişi irdeleyerek farklı fikirlerini paylaşmasını amaçlayıp bir sinerji oluşturmanın herkese çok iyi geleceğini düşünüyorum.. |
||
|
||
Etiketler: |
|
Bu modül kullanıcı tarafından yönetilir, ister kod girilir ister iframe ile içerik çekilir. Toplamda kullanıcı 5 modül ekleme hakkına sahiptir, bu modül dahil tüm sağdaki modüller manuel olarak sıralanabilir.