Festivali, pardon Şenliği nasıl buldunuz!
Aslında bizlerinde üzerinde durduğu bir konu “Türkçe” kullanımı ancak kimi zaman alışkanlık, kimi zaman toplum tarafından kabul görmüş olmasından kaynaklı olarak “Türkçe”yi bir kenara bırakıp, yabancı kökenli kelimeleri kullanıyoruz. Hata yapıyoruz maalesef Türkçe’de karşılığı var olan kelimeleri kullanıp, geleceğe taşımalı ve evrensel değerler arasında yerini aldırmalıyız. Ancak, bu şartlarda bireysel söylemlerle gerçekleştirme zor, bir sinerji yani kurumsal güç destekli "toplumsal/örgütlü” bir çalışma gerekiyor.
Türk Kültürüne hizmet ediyoruz! diyenler, "Biz Türk’üz" diye nara atanlar!, Türk Milliyetçiliği, Atatürk Milliyetçiliği ya da Ulusalcıyız, Milliyetçiyiz, Vatanseveriz, Millet Sevdalısıyız" gibi söylemlerde bulunanların ve temsilcilerinin en başta yapması gereken Türkçe’yi korumaktır. Bununla da yetinmeyip geleceğe taşımasını bilmektir.
Bu yıl 8.yapılan Gölbaşı Göller, Andezit ve Sevgi Çiçeği Şenliği (Festivali) açılışında MHP’nin üst düzey yöneticisi Sayın Mehmet Şandır’da, TBMM Başkanı Sayın Cemil Çiçek’te bunu gündeme getirme gereği duydu.
İşte tüm mesele burada. Neden gerek duydular böyle konuşmaya! Çünkü, asılan tüm reklam ve tanıtım araçlarında “Gölbaşı Göller, Andezit ve Sevgi Çiçeği Festivali” yazarken, tüm söylem ve konuşmalarda da hep “Festival” kelimesi kullanıldı.
En başta Gölbaşı Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürü olarak görev yapan Sayın Banu Revan’ın siyasi olarak Türk Milliyetçiliğini temsil eden bir belediye yi temsil ettiği aklına gelmedi mi! Ya da işine mi !gelmedi!bilemem.. Türkçe kullanımı konusunda zaten hiçbir proje üreterek sunduğunu da sanmıyorum. Ben artık bunu konuşmak istemiyorum ancak şenlik konusunu biraz tartışalım.
Belediye Başkanı Sayın Yakup Odabaşı’nın çok güvendiği ve her etkinliği emanet ettiği Banu Revan hanım bu sefer festival organizasyonunda da tökezledi. Nedense şenliğin basınla ilgili ayağı yoktu. Belli ki bu organizasyonu yapanlar basını unutmuş ve basın için bir girişim yapmamış. Şenlik başlamadan 10 gün önce söylemiştim bir eksiklik var diye, Bu Kültür veSosyal İşlerMüdürlüğü neden basın ile irtibata geçmiyor! basını kullanmıyor! Basın ile aralarına mesafe koyuyorlar! Buna bir anlam veremedim. Hatta, yetkililerine de bu eksikliği söyledim.
Diğer taraftan hemşeri derneklerinin şenliğe katılmama lüksü var mı! Yok mu tartışılabilir! Ancak yüzde 90’ı katılmadı. İl bazındaki derneklerden Artvinliler ve Bayburtlular ile Samsunlular Derneği katıldı. Bu dernek alanlarında da yörelerine ait hiçbir tanıtım ve sunum yapılmadı ancak gelen misafirlerine çay ikram edildi. Artvinliler Derneği alanında da yatık döner satıldı. Bu durum ne o temsil ettiği İl’e yakışıyor, ne de bizim Gölbaşı’na yakışıyor. Buradaki amaç, her yöre kendi kültürünü anlatacak, tanıtacak ve sergileyecek. Ancak böyle olmuyor. Samsunlular Derneği yöneticisi ile konuşuyorum niye böyle oldu diye, Diyor ki: “ Bize Perşembe günü haber verildi, yeriniz ayrıldı diye, Samsun ve ilçelerinden getirebileceğimi bölgesel ürünlerimiz vardı. Getirmeye, organize etmeye zamanımız kalmadı. Bunların daha önceden ayarlanıp, haber verilmesi gerekirdi!” diyor.
Çorumlular Derneği Başkanı Osman Ulunç’a soruyorum, “Beni arayan olmadı.”diyor, Kırşehirliler Derneği Başkanı Nevzat Dulkadir’e soruyorum. “birkaç gün önce belediye den bir hanım aradı öyle bir konuştu ki, Festivale katılıyormusunuz-katılmıyormusunuz! Diyerek ancak itici bir konuşmaydı.” diyor. Diğerleriyle görüşmedim ancak görüşsemde sonuç değişmeyecek,katılım yok, katılan varsa da amacına uygunluk yok.
Burada önemli bir eksiklik var Banu hanım, bu eksikliğin kaynağı sizsiniz! Gölbaşı’nda göreve başladığınızdan beri hep bir şeyi unutuyorsunuz.
Size çok güvenen sayın Belediye Başkanı Yakup Odabaşı’nın siyasi geleceğini, siyaset yaptığını ve Gölbaşı sevdalısı olduğunu unutuyorsunuz. Kendi bildiğinizi okuyorsunuz, kendi bildiğinizi yapmaya çalışıyorsunuz. İşte sonuç böyle oluyor. İlk geldiğinizde bizlerde sizi destekledik, umutlandık. Alanınızda projeler üretip, Gölbaşı’nın çehresini değiştireceksiniz sandık! Ancak bunca zaman içerisinde hangi projeyi yaptığınızı halen göremedik, anlayamadık! Şimdiki konum bu şenlik olduğu için fazla dağıtmak istemiyorum.
Gölbaşı Sevdalısı olan, hizmet vermek için hayli bir çaba sarfeden belediye başkanın var. Onun adına hizmet üretmekle yükümlüsünüz bunun bilincindesiniz. Ancak, yakınındaki tüm dinamikleri sorumlu olduğunuz birimden uzaklaştırdınız. Sivil toplum örgütleriyle, Basınla ipleri hep kopardınız. Hepsiyle aranıza mesafe koydunuz. Gölbaşı’nın belli sosyal dinamiklerini yine uzak tuttunuz.. Bunu neden yaptınız bilmiyorum ancak yaptınız ve katılımı sağlayamadınız.
Size samimi olarak söylüyorum ki; Bu Kültür veSosyal İşlerMüdürlüğü’nün başında ilçenin en sosyallerinden biri olan Hulusi Gürpınar olsaydı sizden 3-5 kat daha başarılı projeler üretirdi. Üretmekle kalmaz inanın ki sosyal,siyasal tüm dinamikleri bir arada tutar, basını da hiç dışlamazdı.
Bu konu da sınıfta kaldınız. Daha önce Beypazarı’nda da 7 yıl görev yapmışınız ve nedense bir türlü kadro da alamamışınız. Ancak, Gölbaşı cömertliğini gösterip size kadro da verdi. Kadro vermekle kalmadı, başkan tam anlamıyla güvendi ve size yetki de verdi. Bu gidişat hiç iyi değil Banu Revan hanım.. Yaklaşık 2 yıl önce yazmış olduğum bir yazıyı hatırlatıyorsunuz.. Bu yazımı bir daha okuyun..
------------------------------------------------------------------------------------
http://www.golbasigazetesi.com/arsiv2_haber_oku.asp?haber=2289
------------------------------------------------------------------------------------
Sözün özü Banu Hanım, şenlik şanatçılarla kurtarıldı. Satış ve Tanıtım bölümü çok zayıftı, bu alana katılım çok zayıftı..Tanıtım ve Satış alanlarına katılanlarda bir umutla beklediler ancak umduklarını bulamadılar. Yine bizim Gölbaşılıların alanlarına gidildi. El Emeği ile yapılan bıçaklar, destici…kurtardı. Sanat Sokağı’da zayıftı. Orada cam üfleme sanatı üzerine bir alan vardı, bu değeri de sanırım kimse anlamadı.
Nitekim Banu hanım bu festivalde sınıfta kaldınız. Ben hırsıyla başladığınız görevinizin olumsuzluğuyla karşılaştınız, Biz! demediniz, kolektif çalışmadınız. Gölbaşı’nın değerlerini taşıyamadınız, gösteremediniz. Yenimahalle ve Çankaya Belediyelerinden destek aldınız. Onlara da ayrıca teşekkür ederim tabi de, Gölbaşı’nın üniversiteleri var, birçok toplulukları var. Bunlarla da kopuk yaşanmak zorundamıydı.
Her türlü olanağı size sunan sayın Başkan Yakup Odabaşı’nı da mutsuz ettiniz. Bunu Sayın Başkanın yüzü anlatıyordu ilk gün..Aslında sadece başkanı değil, hemşeri derneklerini, yerel basını ve birçok sosyal dinamiği de mutsuz ettiniz.
Banu hanım, bu mutsuz ettiğiniz insanlar seçimlerde oylarını burada kullanıyor, hep burada yaşıyor ve yaşayacak. Bir düşünsenize sayın Başkan Odabaşı’nın siyasi geleceğini ne kadar pasifleştirdiğinizi… Aynı şekilde giderseniz daha da pasifleştireceksiniz.
Benim size önerim, Ankara’daki kendi ekibinizle değil, Gölbaşılılarla çalışmasını öğrenin.. Halen umut var ancak kolektif çalışırsanız…Yok şayet böyle ünlü sanatçılarla işi götüreceğiz diyorsanız bunu inanın ki 15 yaşında hiç tecrübesi olmayan çocuklarda yapar, yeterki parayı ver, sanatçı geldi, söylesin, meydanları doldurup gitsin...Haa bu arada siz Beypazar'ında görev yaparken, dönemin belediye başkanı Sayın Mansur Yavaş'ı protokolden (temsil heyeti) kaldırıp sanatçı karşılamaya/görüştürmeye götürdünüz mü! Makamın ağırlığını nasıl hissettirip, gösteriyorsunuz! Bu işler konser bitiminde oluyor du sanırım..
Ben daha önce de yazdım, söyledim..alanım basın olmasına rağmen bizzat yazmıştım da, zorlu şartlarımla şu konularda destek olabilirim, yapabilirim diye!Şimdi kendimde o enerjiyi de bulamıyorum.Ancak, kendi işime kullanacak kadar enerjim kalmış..
Saygılar sunarım. |