|
||
Emekli Öğretmen/Yazar Zeki Sarıhan Ukranya izlenimlerini anlattı | ||
Güncel Olaylar Haberi | ||
![]() |
||
Ukrayna İzlenimleri-4 HÜRREM SULTAN’IN AKRABALARI ARASINDA Zeki Sarıhan Ukrayna’nın Batı kısmının tarihteki adı Rutenya. Burası, Lehistan’ın (Polonya) toprakları içindeymiş. Muhteşem Yüzyıl’dan da öğrendiğimize göre Kanuni’nin gözdesi Hürrem, Lvov’un 60 km. batısındaki Rogtain kasabasında bir papazın kızıymış. Tatar akıncıları tarafından 15 yaşlarında burada esir edilip Osmanlı’ya bağlı Kırım Tatar Hanlığına götürülmüş, Daha sonra Rutenyalı esir kızların en güzellerinden biri olduğu için Osmanlı sarayına armağan edilmiş. Gerçi Ukrayna’da tarih boyunca büyük nüfus hareketleri olmuş 5 yüzyıl boyunca en az 15 kuşak geçmiş ama sonuçta Ukrayna’da Hürrem Sulltan’ın akrabaları arasında sayılırız. Kanuni’den sonraki Osmanlı sülalesi Ukraynalı kanı da taşıyor. Muhteşem Yüzyıl dizisi Rusya’da yasaklanmış ama Ruslar onu gene de izlemenin yolunu bulmuşlar. Ukraynalılar ise bu hemşerilerinin serüvenlerini tv’lerden merakla izlemişler. Doğduğu kasabanın meydanında Hürrem’in bir heykeli olmakla birlikte o kasabada onu kimse sevmiyormuş. Dünya ahret bacım olsunlar, Kadir Mevla’m, Ukrayna kadınlarını övmüş yaratmış. Cennet’teki huriler bunlar arasında seçiliyor olmalı. Beyaz tenli, ince kalkık burunlu, orta boylu ve düzgün vücutlu bu kadınların hepsi ya vücutlarının belden aşağısını sımsıkı saran pantolonlar ya da kış günü bile kısa etekli geziyorlar. Çarşıda, pazarda her yerde varlar. Şehir içi taşımada şoförlüğü onlara bırakmışlar. Opera meydanında gezerken henüz lise çağlarında olduğu anlaşılan iki kız, bir kahve parasına benimle fotoğraf çektirmekte ısrar etti. Hatırları kırılmasın diye kabul ettim. Mahmut, bankta oturan iki kadının aralarında yer açmalarını ve onlarla fotoğrafımı çekeceğini söylese de onlar bunu nazikçe reddettiler. Takdir edilecek bir davranış. Ukraynalı bir güzelle evlenme imkânına eskiden yalnız padişah ve belki vezirler sahipken günümüzde bu imkânı bulanların sayısı bir hayli artmış. Ancak bu kez kızları akıncılar ailelerinden çığlık çığlığa koparıp almıyor, bunu artık para yapıyor ve gönüllülüğe dayanıyor. Anlatıldığına göre, sosyalizmin yıkılmasından sonra neye uğradıklarını anlamayan Ukraynalılar, başka ülkelerde iş aramaya çıkmışlar. Bunlardan bir kısmı Türkiye’ye gelmiş veya oralarda iş yapanlar tarafından getirilmiş. Aylık 120 dolar gelirle geçinmek, hele bir ev sahibi olmak mümkün değil. Bu nedenle bir Ukraynalı kadın, iki çocuğunu anne ve babasına bırakıp para kazanmak için Türkiye’ye geliyor, bir iki yılda yükünü tutup memleketine dönerek bir ev sahibi oluyormuş. Evlenip Türkiye’de kalanlardan ise Türk-Ukraynalı kırması yeni güzel nesiller türüyor olmalı. Karacaoğlan “Bir yiğide bir yar yeter, iki seven del’olma mı?” dese de tek bir Ukraynalı güzelle yetinmeyenler bile varmış! Aslında bu güzellik, Ukraynalı kadınlar ve Türk aileleri için bir dramın da nedeni. Kadınlar hakkında yargıda bulunurken yalnız güzellik ölçülerini esas almak da diğer milletlerin kadınları için bir kaksızlık. Dünyanın her yerinde kadın hayatın temeli. Ayrıca gönül kimi severse güzel odur değil mi? Ukrayna’da iş yapan Türk erkeklerin eşleri, yeni evli iseler, kocalarını göz önünde bulundurmak için Ukrayna’ya taşınıyor, evlilikleri biraz eskimiş olanlar ise “Göz görmeyince gönül katlanır” diyerek Türkiye’de kalıyormuş… Kişi başı yıllık gelirin ortalama 3 bin dolar yani Türkiye’dekinin üçte biri kadar olduğu Ukrayna’nın Lvov’ kentinde köşe başlarında bizdeki köylü pazarlarındaki gibi kendi ürettikleri sebze ve çiçekleri satan yaşlı kadınlar görülüyor. Dilenciler de var. Bir binanın merdivenlerine boydan boya uzanmış hareket edemeyecek kadar uyuşmuş bir sarhoş gördüm. Ukraynalılar içkiye çok düşkünmüş ve sabahları da kendilerine gelmek için bir miktar içerlermiş. Belediyenin sokaklardan sarhoşluktan ölenleri topladığı oluyormuş! Bir ülkeyi tanıtmak öyle orada birkaç gün kalmakla mümkün olmadığını bilirim. Bundan ötürü gezi izlenimlerini yazarken hep ihtiyatlı olmuşumdur ve bu izlenimlerin sınırlı gözlemlere dayandığını belirtmişimdir. Ukrayna sonuçta 603.628 km.kare büyüklüğünde bir ülke ve Lvov, bu ülkenin birçok kentinden biri. Yalnız kentlerindeki yaşantıya bakılarak da bir halkı tanımak mümkün değil. Ukrayna’daki köylerde halkın daha düşük bir hayat düzeyinde oldukları tahmin edilebilir ve söylendi de. Başkent Kiev’den bile söz edemiyorum. Mahmut, pasaportunu fabrikada unuttuğu için dönüşünü bir gün sonraya ertelemek zorunda kaldı. Lvov’dan Kiev’e birlikte uçamadık ve Kiev’i gezmek için ayırdığımız 12 saatlik zamanım dönüş uçağını beklemekle geçti. KAFAMDA DOLAŞAN SORULAR Sovyetler Birliği’ndeki 70 yıllık sosyalist düzen, nasıl oldu da birden bire çöktü? Nasıl oldu da güya partiye sıkı sıkıya bağlı olduğu sanılan bir bürokrasi, birden bire zincirlerinden boşanmış gibi kapitalistleşti ve devletin kaynaklarına el koyup bir aşırı zenginler sınıfını oluşturdu? Sovyet halkları buna nasıl razı oldu? Batı kapitalizminin ağzı kulaklarına vararak buna vereceği yanıtlar olabilir. Fakat bunun nedenlerini araştırıp açıklamak büyük insanlığın vazgeçilmez görevidir. Bu gelişme karşısında sosyalist ülkelerden Kuzey Kore’nin Stalin dönemi gibi eşitlikçi fakat kişisel özgürlüklere yer vermeyen klasik uygulamasını, Küba’da kısmi liberalleşmeyi, Çin gibi Komünist Parti yönetimi altında kapitalizmin rekabetçi uygulamalarından yararlanarak sınıfların oluşması pahasına kalkınma hamlesini nasıl değerlendireceğiz? Bütün bunlardan ve daha başka deneyimlerden Türkiye için çıkarabileceğimiz program nedir? Mevlana’nın dediği gibi her şey dünkü günle gitti. şimdi yeni şeyler söylemek lazım. Ukrayna’dan dönerken kafamda evirip çevirdiğim düşünceler bunlardı. Halkların ekonomik ve ideolojik esaretten kurtulması, adil ve ileri bir dünya için bütün halklar mutlaka mantıklı bir yol bulacaklardır. (11 Mart 2017) BİTTİ Tuncer Cücenoğlu’nun e-postadan gelen notu: Sevgili Zeki Sarıhan dostum, Merhaba... Ukrayna izlenimlerini zevkle okuyorum. Ayrıca okumakla kalmıyor, İstanbul Konsolos yardımcısı Türkolog ve çevirmen Aleksander Kuchma'ya da gönderiyorum. Kuchma benim Ukraynaca çevirmenimdir. Birçok oyunumu çevirdi. Oyunlarım özellikle Lvov'da sahneleniyor. Gittiğiniz ilçede ÇIĞ ve Helikopter de sahnelenmekte. Bir yolunu bulup sizleri tanıştırmak isterim. Öğrencinle de tanışmak kuşkusuz. Onu oyunlarıma davet etmek isterim. Sevgiyle. Tuncer Cücenoğlu |
||
|
||
Etiketler: |
|
Bu modül kullanıcı tarafından yönetilir, ister kod girilir ister iframe ile içerik çekilir. Toplamda kullanıcı 5 modül ekleme hakkına sahiptir, bu modül dahil tüm sağdaki modüller manuel olarak sıralanabilir.