|
||
Doğu Türkiye, Batı Türkiye... | ||
Güncel Olaylar Haberi | ||
![]() |
||
BİR MİLLÎ KAHRAMANIN DOĞDUĞU EVİN ÖNÜNDE Zeki Sarıhan Dünyanın en merak uyandıran ülkelerden biri: Kuzey Kore. Ben bu ülkeye gidebilen sayılı kişilerden biriyim. İlki 2000 yılında uluslararası çocuk kampı için bir grup çocuğun başında, ikincisi 2001’de Cumhuriyet Kadınları Derneği’nin bu ülkeye düzenlediği bir geziye katılarak ama onlar döndükten sonra bir hafta daha kalarak, üçüncüsü 2008'de gene özel davetli olarak fakat aynı derneğin bir grup üyesiyle birlikte. Toplam olarak bu ülkede bir ay kalmış oldum. Başkent Piyongyang’da belli başlı müzelerini, anıtlarını ve bazı başka kentlerini, köylerini gördüm. Okullarına gittim. Öğrencilerinin konserlerini hayranlıkla izledim. Ankara’da kurulan Kore Dostluk Derneğinin iki dönem başkanlığını yaptım. Dönüşlerimde yazı ve konuşmalarla gördüklerimi, bildiklerimi anlattım, İkinci gidişimden sonra ora ile ilgili bir kitap da yazdım: Doğunun Seher Yıldızı Kore (Kore Dostluk Derneği yayını, 2002, 191 sayfa) Uzun yıllar Japon sömürgeciliğinin ardından, İkinci Dünya Savaşı sonunda Kore, Kim İl Sung’un önderliğinde bağımsızlığını kazanmış. Bütün ülkede sosyalizm kurulacakken Amerikalılar buna tahammül edemeyerek müdahale etmişler. Güney Kore’de üstlenerek Kuzeye saldırmışlar. Üstüne vazife imiş gibi Birleşmiş Milletleri de işin içine karıştırmışlar. 1950’de Türkiye de Amerikalıların emrine birliklerini vermiş. Geçmişte Hicaz ve Yemen çöllerinde kalan köylü askerlerimiz yetmiyormuş gibi burada da bine yakın askerimizin ölüsünü bırakmışlar. 1953’te iki Kore arasında ateşkes ilan edilmiş. Barış Anlaşması hâlâ imzalanamamış! DOĞU TÜRKİYE, BATI TÜRKİYE! Ben bu olayı hep Kurtuluş Savaşımız bağlamında düşündüm. Yunanlılar Polatlı’ya kadar gelmişler. Sonra Kuvayı Milliye Ordusu istila sürüsünü İzmir yakınlarına kadar sürmüş ama işin içine İngilizler ve dominyonları karışmış. Türkleri Eskişehir’e kadar geri itmişler. İki Türkiye meydana gelmiş: Doğu Türkiye, Batı Türkiye! Biz Doğu Türkiye’nin vatandaşları olurduk ve Batı Türkiye’yi kurtarmak için ne düşünebileceksek Kuzey Koreliler onu düşünüyor. Birleşmek hiç akıllarından çıkmıyor. Güney Kore’nin rejiminin aynen kalması ve bu şartla Konfederasyon kurmaya razılar. Tek şartları yarımadada yabancı asker bulunmaması. Güneyi askerleriyle bekleyen Amerika buna razı olmuyor. Kore’de karşılaştığım insanlara onlar bana bir şey demeden ben, Türkiye askerinin onlara karşı savaşmış olmasından ötürü üzüntümü ifade ettim. Böyle bir yetkim yok ama özür diledim. Onlar da sözleşmiş gibi diyorlardı ki: “Bundan ötürü Türkiye halkına kızgın değiliz. Bu o zamanki hükümetin politikası idi.” Şu özür dileme furyasında Türkiye’nin bir de Korelilere özür borcu yok mu? Asya’nın en batısındaki Türkiye ile kıta topraklarının en doğusundaki Kore’ye bu koca kıta kapılarının bekçiliği yaraşırdı. Kuzey Kore, yoksulluğu, açlığı pahasına bunu yapıyor ama Güney Kore ile Türkiye Amerika’nın arka bahçesi! Devrimden önce Asya’nın en geri ülkelerinden biri olan Kore, güneyi ile de kuzeyi ile de şimdi en modern ülkelerinden. Ne var ki emperyalist sermaye Güney’i uçurmuş, Kuzeyi ise ekonomik ve teknolojik bakımdan geri kalmış. Bunun bir nedeni sosyalizmin insanlar arasında bir yarışı teşvik etmemesi ise diğeri de rejimin milli gelirden en büyük payı savunmaya ayırması ve 1.100.000 kişilik bir ordu beslemesi. Ülkenin asıl verimli kısımları da Güney’de kalmış. Rejimin en önemli zaafı, millî kahramanları Kim İl Sung’a tapınıyor olmaları. Yerine geçen oğlu için de aynı şeyi yapıyorlardı. Torunu için de.. Bunu yüzlerine karşı eleştirdim. Kitabımda da yazdım. Bu durumu ve nedenlerini Türkiye’de Atatürk’e 1930’larda beslenen ve bugün de bir kısım halk üzerinde devam etmekte olan duygulara benzettim. Gene de şu yorumu yapmaktan geri durmuyorum: Batılar paraya tapıyorlar. Doğu halklarında bu olmadığı için onların da sımsıkı sarıldıkları dinleri ve kahramanları var. Fotoğrafta, Piyongyang yakınlarında yoksul bir köylünün oğluyken Kore’nin kurtuluş savaşında ve sosyalizmin kuruluşunda millî mahraman olan, adı, önüne “Saygıdeğer Önder” sıfatları eklenmeden anılmayan Kim İl Sung’un (1912-1884) doğduğu ve aslına uygun olarak yeniden yapılıp çevresi park haline getirilen köy evin önünde görülüyoruz. (2008) Kuzey Kore’nin neden sosyalizmi seçtiği sanki kurucu liderinin sınıfsal aidiyetinden anlaşılıyor. (20 Kasım 2014) |
||
|
||
Etiketler: |
|
Bu modül kullanıcı tarafından yönetilir, ister kod girilir ister iframe ile içerik çekilir. Toplamda kullanıcı 5 modül ekleme hakkına sahiptir, bu modül dahil tüm sağdaki modüller manuel olarak sıralanabilir.