|
||
Dernek'ten , Bakanlığa zor sorular... | ||
Bayram Türkmez Haberi | ||
![]() |
||
Sosyal Uzmanlar Derneği tarafından yazılı olarak yapılan basın açıklamasında Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'nın bazı sivil toplum kuruluşlarıyla yapılan işbirliğinin amaca uygun hizmet etmediğini öne sürerek şu açıklamayı yaptılar.
"Ülkemizde sosyal hizmet ve sosyal yardımların sunulmasından birinci derecede sorumlu olan Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın, son yıllarda artan bir şekilde bu sorumluluğunu, objektif ve şeffaf olmayan süreçlerle seçilen sivil toplum kuruluşlarıyla yapılan protokollerle ve hizmet alımı yoluyla yerine getirdiği görülmektedir. Bunun son örneği ise Bakanlık ile Deniz Feneri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği arasında 17 Nisan 2015 tarihinde imzalanan işbirliği protokolüdür. Protokolün amacı, “…İl Müdürlükleri tarafından yapılan sosyal inceleme neticesinde ekonomik yoksunluk yaşadığı tespit edilen bireylere ve ailelere ayni ve nakdi yardım desteği yapılması, çocukların psiko-sosyal gelişimlerine katkıda bulunmak amacıyla proje ve sosyal etkinlikler gerçekleştirilmesi ve mevcut çocuk evlerinin fiziksel koşullarına katkısağlanması” olarak ifade edilmiştir (Madde 1).Bu ve benzeri protokollerle devlet, sosyal devlet ilkesi gereği bizzat yerine getirmesi gereken sorumluluklarını havale etmektedir. Yurttaşlarını sosyal devletin güvencesi yerine, hangi kriterlere göre seçildiği belli olmayan birtakım sivil toplum örgütlerinin ve/veya piyasanın insafına terk etmektedir. Böylece, “sosyal devlet ilkesi”nin en önemli faaliyetlerinden biri olan sosyal yardım ve sosyal hizmetlerin “sivil toplum”eliyle piyasalaşmasının ve piyasaya tümüyle devrinin önü açılmaktadır. Bu tür uygulamalar devlet dışı kişi ve kurumların yardımlar vasıtasıyla kendi propagandalarınıyapmaları, ihtiyaç sahiplerini devlet aracılığıyla istismar etmeleri, yardımların kendileri tarafından sağlanan bir lütuf olarak algılanmasırisklerini taşımaktadır. Yardım sürecinin kendisi ve yardım dağıtma mekanizmalarının işleyişi de belli yönlerden insan onurunu zedeleyici bir nitelik taşımaktadır. Bu durumlar ise hizmetin devletten ziyade, sivil toplum kuruluşu tarafından yapıldığı algısı oluşmasına ve yardımdan yararlananların, yardım yapan derneğin etkisine açık hale gelmesine neden olacaktır. İhtiyaç sahipleri, devlet dışı kurumların sübjektif yaklaşımlarına kurban edilmemelidir. Protokol ve işbirliği yapılan/yapılacak kurum ve kuruluşlar dikkatli seçilmeli, kamuoyunda saygınlık kazanmış ve alanda mesleki yeterliliğe sahip olmasına özen gösterilmelidir. Herhangi bir derneğe devlet kurumlarınca meşruiyet, ayrıcalık ve güç sağlamak amaçlanmamalı, tüm derneklerle, kurum ve kuruluşlarla açık ve eşit koşullarda,şeffaf işbirlikleri yapılmalı, meslek örgütlerine öncelik tanınmalı,işbirlikleri devletin birincil sorumluluğunu ortadan kaldırıcı bir boyut içermemeli, sosyal adalet ve sosyal devlet anlayışını sekteye uğratmamalıdır. Yurttaşın muhatabının, insan haklarına dayalı sosyal yardım ve sosyal hizmet anlayışı gereği devletin kendisinin olması sağlanmalıdır. Devlet, sosyal devlet olmanın bir gereği olarak hizmeti kendisi sunmalı, sivil toplum örgütleri ise devletin sunduğu hizmetleri destekleyen, izleyen ve denetleyen konumunda yer almalıdır. Sosyal yapının gelişmesi ve değişmesinde birinci derecede rolü olan sosyal hizmetlerin, günümüzde sadece muhtaç bireylere, yoksullara, özel gruplara hizmet götürme görevi ile sınırlıolmadığı, gelir dağılımının düzenlenmesi ve eşitsizliklerin giderilmesinde, insan kaynaklarının geliştirilmesi, yaşam kalitesinin artırılması ve toplum kalkınmasının gerçekleştirilmesinde de önemli görevlere sahip bulunduğu ve sosyal koruma sistemlerinde sosyal yardım programlarının en son tercih edilen hizmetler olması gerektiği dikkate alındığında; Ø Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, ihtiyaç sahiplerini yardımlara bağımlı hale getirmek yerine yoksullukla mücadelede yoksulluğun önlenmesine, insan hak ve onuruna yaraşır esaslı çözüm mekanizmaları üretmeye yönelik ne tür sosyal politikalar üretmektedir?
Ø Sosyal yardımlardan yararlanan kişi sayısı ile sosyal yardım programlarının harcamalarındaki ciddi artışlar göz önünde bulundurulduğunda, özellikle 2011 yılından bu yana yapılan yardımlara ilişkin bilgiler ve istatistikler neden açıklanmamaktadır?
Ø Bakanlığın, sosyal yardımlar söz konusu olduğunda sivil toplum kuruluşları ile protokol imzalama kriterleri var mıdır? varsa bunlar nelerdir?
Ø Söz konusu dernek ile protokol imzalanırken hangi kriterler göz önünde bulundurulmuştur?
Ø Protokolün imzalandığıtarihte (17 Nisan 2015) Deniz Feneri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği yöneticileri hakkında sürmekte olan “toplanan paranın amaç dışı kullanımı”davasının halen sonuçlanmamış olduğu gözden mi kaçırılmıştır?
Ø Varsa daha önce imzalanan protokoller dâhil olmak üzere, bu dernek ve diğer sivil toplum kuruluşlarına yapılan yönlendirme sayıları ve yardımların içerikleri, şeffaflık ilkesi doğrultusunda kamuoyu ile paylaşılacak mıdır?
Ø Protokol çerçevesinde bir mali kaynak aktarımı söz konusu olacak mıdır?
Ø Protokol doğrultusunda yapılacak yönlendirme ve yardımlar sonrasındaki izleme ve denetlemeye yönelik ne tür önlemler alınmıştır? Sorularının acilen cevaplandırılmasını talep etmekteyiz. Kamuoyuna saygıyla duyurulur. SOSYAL HİZMET UZMANLARI DERNEĞİ |
||
|
||
Etiketler: |
|
Bu modül kullanıcı tarafından yönetilir, ister kod girilir ister iframe ile içerik çekilir. Toplamda kullanıcı 5 modül ekleme hakkına sahiptir, bu modül dahil tüm sağdaki modüller manuel olarak sıralanabilir.