|
||
Bu ülke içinde, bu ilçe içinde konuşacak olan varsa susmamalı! Ayrıştırmadan, Kutuplaştırmadan... | ||
Bayram Türkmez Haberi | ||
![]() |
||
Gölbaşı’nda kamu görevi yapmaya gelipte, Gölbaşı’lı olmayan çok azdır. Mutlaka buradan bir arazi ya da bir konut alarak Gölbaşı ile bir bağ oluşturmuştur. Hele ki emekli olanlardan ya da emekliliğinde buraya yerleşmek isteyen ilçemizde görev yapan çok bürokrat var. Mülki amir olarak bildiğimiz Kaymakamlarımızdan başlarsak 1984-1987 yılları arasında ilçemizde kaymakamlık yapan Oğuz Berberoğlu ilk bağı kuranlardandır. Gölbaşı’ndan aldığı konutun yanı sıra 2002 yılında vefat edince Gölbaşı mezarlığında toprağa verildi. Vefat ettiğinde Gölbaşı ve Ankara geneli olarak 7 adet dairesinin olduğu gündeme gelmişti. Daha sonra Türkiye’nin en çalışkan kaymakamları arasında birçok ödülleri bulunan 1987-1992 yılları arasında ilçemizde görev yapan Kaymakam Abdullah Durukan’ın bir daire alıp, daha sonra sattığı konuşulmuştu ancak emin değilim. 1992-1997 yılları arasında ilçemizde görev yapan, halen merkez valisi olarak görev yapan Gökhan Sözer ilçemizde kaymakam olduğundan beri ikamet ediyor. Artık Gölbaşılı olup kendi evinde ikamet ediyor. 2001-2003 yılları arasında Kaymakam olarak görev yapan Musa Küçükkurt çok çabuk vali olmasıyla gündeme gelmişti. Gölbaşı’ndan o dönem biryer almaya fırsat bulamamıştı, sonrasını da bilmiyorum. Çalışkan bir kaymakamdı. 2003-2008 yılları arasında Kaymakam Hakkı Uzun ilçemizde görev yaptı. Halkla ilişkileri çok güçlü, sorunların çözümünde çok etkili bir mülki amir olarak gündeme geldi. Gölbaşı’ndan bir daire aldı ve halen duruyor, Gölbaşı ile bağını koparmamıştır. Kendisi Hatay/Defne kurucu kaymakamı olarak görevlendirilmişti. 2008-2013 yılları arasında sosyal Kaymakam Raşit Zengin ilçemizde görev yaptı. Gölbaşı’ndan bir daire alarak Gölbaşılılar arasına karıştı. 2013-2014 yılları arasında ilçemizde görev yapan kaymakam Şevket Cinbir çalışkanlığıyla hep gündeme geldi ancak tayini çabuk çıktı ve Silifke Kaymakamı oldu. Gölbaşı’ndan bir arazi ya da bir ev almaya fırsatı olmadı. Umarım onun da burada bir evi olur. 2014-2016 tarihleri arasında ilçemizde görev yapan Kaymakam Şahin Aslan göreve başlamadan önce Gölbaşı’ndan bir daire almıştı. Şu anda tayini çıktı ancak dairesi duruyor ve Gölbaşıyla bağını halen kesmedi. Ne diyelim.. Darısı evi olmayanlara, birde yeni kaymakamımız Şenol Esmer’e… Gölbaşı’nda Türkiye’yi yöneten siyasi, askeri, bürokrat, işadamı…vs. o kadar çok insan var ki, bunları bir tarasak çok güzel bir biyoğrafi çıkar. İşte bu insanlarda ilçemize değer katıyorlar. Şimdi, ilçemizde görev yapıpta sadece kaymakamlardan ev sahibi olan yok, Adliye görevlileri olan Savcı ve Hakimlerden, Güvenlik yöneticilerinden….artık birim müdürlerini filan saymıyorum bile… Gölbaşı insanıyla sıcak havasıyla temiz, doğasıyla bakir bir yerleşim alanı. Gölbaşı’nın cazibesi bunlardan geliyor, bu değerler ortadan kalkarsa cazibesi de kalmayacağı muhakkaktır. Başkent Ankara’nın yanıbaşında olan en huzurlu diyebileceğim bir yerleşim alanı. Durmadan imar planlarının değişmesine rağmen 120 bin olarak planlanan nüfus oranı şu anda 130 binlere yaklaşmış ve önümüzdeki yıllarda 150 bini geçeceği de görünüyor.
/// /// /////
Gündem, anayasa değişiklik paketinin oylanması olup, EVET - HAYIR kampanyaları yapılıyor. Şunu herkes bir kere iyi bilecek, tabi ülkesini ve milletini düşünüyorsa, birliğimiz, dirliğimiz,bütünlüğümüz diyorsa mutlak bilecek ve gereğini yapacak. EVET diyen de, HAYIR diyen de bu milletin bir ferdidir. Onun için kin, nefret duyguları ekmeye, ayrıştırmaya, ötekileştirmeye çalışmayacak, çalışanlara da uyarıp, gerekli cezayı verecek. Sonucunda ne olursa olsun bu milletin her bireyi, birliğimizin ayrılmaz bir parçasını oluşturuyor. Bu konu da birliğimiz, dirliğimiz, bütünlüğümüz üzerine kampanyalarını sürdüren siyasi vd. dinamiklere teşekkür ederim. Ancak, başta sosyal medya olmak üzere görüyorum ki bazı kişiler, hatta siyasi dinamikler sanki karşılarında düşman varmış gibi hareket edip, söylemlerde bulunup yazıp çiziyorlar. Bunlardan vazgeçmek lazım, cahilliğinden mi yoksa hainliğinden mi bu ayrıştırma, bu kin ve nefret tohumları ekme bilmiyorum ancak çok tehlikeli olduğu ortadadır. İlçemizde EVET çilerin kampanyasını hızlı bir şekilde başlatan, hatta aralıksız her ortamda sürdüren AK Parti İlçe Başkanı Osman Karaaslan’a teşekkür ediyorum. İlçe Başkanıdır, görevidir, inanıyordur… EVET için kapı kapı dolaşıyor, bu yetmiyor minübüslerde vatandaşlarla tek tek görüşüyor, sorularına açıklama getiriyor, neden EVET dediklerini anlatmaya çalışıyor. İnandığı yolda yaptığı çabayı taktirle karşılıyorum. Teşekkür ediyorum çünkü, hiçbir ayrıştırma yok, kin ve nefret tohumu ekme gibi söylemleri yok… Ancak, yine EVET kampanyasını destekleyen ve bu konu da bir şeyler yapmak isteyen Gölbaşı Belediyesi Eski Başkanı Abdulnaşır Haşlak’ın da , Nasır Haşlak ismiyle 2.bir sosyal medyada ki paylaşımını yadırgıyorum. Sanki bir savaşın içindeymişiz gibi, nasıl bir tahrik, nasıl bir ayrımcılık, nasıl bir kin ve nefret tohumu ekmek…Demiş ki; “SON SAVAŞ... Anlaşımıyormu! Bu referandum değil, Bu yıllardır bu ülkeyi sömürüp kaymağını yiyenlerle son karşılaşmanız... Bu referandum değil, Üniversite kapılarında bacılarınızın başındaki örtüyü çekip indirenlerle, Onları yerlerde sürükleyenlerle son karşılaşmanız... (https://www.facebook.com/nasirhaslak/posts/1295727377188045 sizlerde okuyun) Yapma başkan, etme başkan…Bu ülkede yaşayan her birey bu milletin bir parçasıdır. Yazınızın hepsi uzun diye buraya atmadım ancak okunsun diye adresini verdim. Şimdi, yüzde 55 evet çıksa yüzde 45 hayır ne olacak yani, bu yüzde 45 bu milletin nerdeyse yarısı değil mi,, bunların hepsi senin itham ettiğin, savaş açtığın kişiler ise bize bu ülke de asla huzur yok demektir… Bu yazı aynı zamanda bir suçtur bana göre, belki de soruşturma bile açılabilir. Bu EVET çi, HAYIR cı kampanyası yapanlar için geçerlidir. Lütfen böyle ayrıştırıcı, ötekileştirici, kin ve nefret tohumları ekici sözler sarfedip, yazılar yazmayalım, eylemler yapmayalım. Yazacaksak, isteyeceksek Adalet isteyelim, İlle de adalet, ille de adalet… diyelim bak bu sorunların hepsinin çözüldüğünü göreceğiz…
/// /// ///
Benim her zaman savunduğum ve özlemini duyduğum bir konu var ise, Siyasi Partiler Kanununun değişmesidir. Milletvekillerini halk tespit edecek. Seçecek demiyorum, tespit edecek ve seçimini yapacak. Hele ki adalet siyasetten kesinlikle bağımsız olacak. Adalet bünyesinde hiçbir siyasetçi müdahele edemeyecek şekilde düzenlenmesi en büyük arzumdur. Yani, tam bağımsız bir adalet mekanizması olacak. Bu Türkiye şartlarında ne bu siyasi partiler kanununun ne de adaletin siyasetten arındırılmış düzenlemesinin yapılamayacağını savunan birçok hukukçu da, siyasetçi de var. Ancak, bu benim hayalim. Adalet Mülkün (devletin) temelidir. Adalet olmazsa sen istediğin kadar demokrasiden, istediğin kadar zenginlikten, istediğin kadar hak’tan bahset dur… Adalet olacak…Seçilenlerinde emek verecek şekilde belli kriterleri olacak ki liyakat yerini bulsun. Adalet ve Liyakat bu ülkenin gelişmesini ve bütünlüğünün teminatıdır. Siyasetçilere kriterler getirilsin diyorum. Halka umut veripte, umutlarının yok olmasını sağlayan siyasetçiler cezalandırılmalıdır, bana göre. Yapamayacağı sözleri veripte yapacakmış gibi halkı kandıranlara hiçbirşey yapılmıyor buna katı kurallar getirilmesi lazım. Sosyal hayata faydası olmayan insanları siyasette aktif görev almamaları gerekir bana göre…Ve siyasetçiyi de belirleyen halk olmalıdır. Zaten, belirlediğini halk seçecektir. Bunlar olabilmelidir. Yine aynı şekilde seçim zamanı vaad edip, söz vermediği projeler dışına da kamu yararı mecburiyeti yoksa çıkmamalıdır. Bu da bir suç olmalıdır.Yasalar ile güvence altına alınmalıdır. Buna en somut örnek ilçemizde son günlerde gündemde olup, siyasetin genelinde buna benzer hadiseler yaşanıyor. Nedir ilçemizde gündem de olan… Mogan Gölü kıyısı Atatürk Sahil Parkı’nda göle sıfır şekilde bir cami inşaatı projelendiriliyor. Önceden yani seçim dönemi olsaydı bu inşaat için yeşil alanın yok edilmesinin yanısıra, kıyı kanunu, ,ÖÇKK gibi birçok mevzuatlara takılıp yapılamazdı. Belli ki imar değişikliği yapılarak gerçekleştirilecek… Bunların hepsini geçtim…Şimdi, AK Partili Belediye Başkanı Fatih Duruay, 2014 yılı yerel seçimlerinde deseydi ki, “Mogan Gölü kıyısı, Atatürk Sahil Parkı’na göle sıfır çift minareli cami yaptıracağım..” diye bir söz verip, seçim vaadi olarak kullansaydı inanın bugün seçimi kazanamazdı. Çünkü, dediğim gibi o dönemde muhalefetin söyleyeceği çok haklı gerekçeleri olduğu gibi, halkında imar planlarının bozulması konusunda tepkisi olurdu. Kalmış ki 200 mt.yanında başka bir cami var iken, TOKİ de vatandaşlar cami isterken… Şimdi, bu durumu nasıl yorumlarsanız yorumlayın ancak halkımızında bunları görmesi lazım. Siyasetçiler keyfi olarak bu ve başka inşaat projelerine imza atıyorsa bu tartışmalıdır. Onun için ille de adalet, ille de adalet diyoruz ve adaletin, siyasete kurban edilmemesini diliyor, tüm siyasi ve sosyal dinamikleri ülkemizin bütünlüğü, milletimizin birliği, dirliği için hatta en az 100 yıl sonrasını düşünerek eylem ve söylemini gerçekleştirmesini diliyorum.
Selam ve Saygılarımla Bayram Türkmez 19 Şubat 2016 |
||
|
||
Etiketler: |
|
Bu modül kullanıcı tarafından yönetilir, ister kod girilir ister iframe ile içerik çekilir. Toplamda kullanıcı 5 modül ekleme hakkına sahiptir, bu modül dahil tüm sağdaki modüller manuel olarak sıralanabilir.