|
||
Başkanın başarısızlığı üzerine kurulan siyasi projeler bizleri ayrıştırıyor... | ||
Bayram Türkmez Haberi | ||
![]() |
||
Dünkü yazımda Gölbaşı Belediyesi meclis üyelerinin ne kadar önemli olduğunu belirtmiştim. Hatta, bir belediye başkanı kadar önemli olduğunu da örnekleriyle anlatmıştım. Hiçbir belediye başkanı başarısız olmak için o makama oturmaz. Başkan Fatih Duruay’da başarısız olmak istemez, mutlaka birtakım eserler bırakmak ister. Meclis üyelerinin çalışmaları ya başkanın yükünü alır, ya da yeni yüklerle karşılaştırır. Ben şunu hep merak etmişimdir ve daha önce söylemiştim. Bugüne kadar meclis üyeliği yapanlar çıkıpta diyebilir mi, “Ben şu projeyi, hatta bırakın projeyi taslağı belediye başkanına verdim, anlattım, yerinde gösterip uygulamasını sağladım. Bu projenin temelinde bizim fikirlerimiz vardır” diyen kaç meclis üyesi çıkar. Ben bu konu da maalesef umutsuzum. Gazeteci olarak, hatta seçmen olarak bir yerdeki görevimiz kaynakları ihtiyaçlara göre en iyi şekilde ve yerinde kullanılmasını sağlamaktır. Benimde yazılarımın amacı budur. Bu amacımıza ulaşabilmek için öncelikle “sorunları” tespit etmek gerekiyor. Bu sorunları tespit ettikten sonra “sorun çıkaranları” tespit etmek lazım. Yerelde de baktğımızda siyasete olumsuz etki yapan, birlik ve dirliğimizi bozan sorunları tespit etmiş durumdayız. Daha önce de defalarca yazdım. Nedir bu siyasete etki eden sorunların temelinde Dinsel, Etnik, Hemşehrilik ve Akrabacılık etkileri hem birliğimize dirliğimize zarar verdiği gibi, hem de hizmetlerin yerinde kullanılmasını da, sosyal adaletsizliğe de neden oluyor… Sorun budur. Bu sorunu üretende ilk önce Partiler kanunu, seçim yasası gibi… konular olup, bunların baştan aşağı değişmesi gerekiyor. Yani, siyaset yapacaklara öncelikle delegelikten başlayan, yönetim kurulu başkanı, ilçe başkanı, meclis üyesi adayı, Belediye Başkan Adayı, Milletvekili Adayı…olacak partililere siyasi ve sosyal yaşamda emeklerinin arandığı yasalar çıkıp, güvence altına alınmalıdır. Belediye Başkan Adayları da, Meclis Üyeleri Adayları da Milletvekilleri ön seçimle belirlenmeli, seçilenler en fazla 2 dönem görev yapacak şekilde düzenlemeler olması lazım… Hazır Anayasa gündemdeyken bu konuları sık sık gündeme getirme ihtiyacı hissediyorum. Bizimkisi karınca misalidir… Şimdi, bu kanunlar, yasalar yok diye insanların adalet duygusu da yok değil ya… Herkeste mutlaka olacak ancak Siyaset yapanların adalet duygusu mutlak olacak çünkü birliğimize, dirliğimize, bütünlüğümüze zarar veren her oluşum adalet duygusunun eksikliğinden kaynaklanıyor…Yani, yasalar bize bu yaptırımları vermiyor diye, adaletsiz davranmaya da gerek yok. Madem, milliyetçilikten, ulusalcılıktan, vatanseverlikten, milletseverlikten…bahsedilip savunuluyorsa bunun uygulamalarını da göstermek lazım… Zira, bunların örneğini çok yaşadık. Bakın, Feto Terör Örgütü bugünlere nasıl geldi. 40 yıldan beri her siyasi partiden, her hükümetten yararlanmış, beslenmiş bugünlere gelmiş. Bugün Feto terör örgütü, yarın Çeto terör örgütü… fark etmez hepsi siyasetten besleniyorsa, öncelikle bu siyasette düzenlemeler yapmak lazım ki bu mücadele de başarılı olunsun. Biz ne kadar Gölbaşı’nı anlatsakta, Gölbaşı, Türkiye’nin model bir kentidir, tabiî ki siyasilerimizde, sosyal insanlarımızda…vd. birer model gibidir. Bu konularda el ele verilmezse başarılı olunmaz. Meclis üyelerinden başlayıp, bu terör örgütleriyle mücadele konusuna girmemdeki bağlantı nedir? diye soran olabilir… Bağlantısı şu; Adalet duygusu olmayan siyasetçilerin hırsı, ihtirası, bencilliği…yüzünden halkımız ayrıştırılıyor, çalışmak isteyen başkanlar çalıştırılmıyor, çalışmak isteyen ilçe teşkilat yöneticileri çalıştırılmıyor, meclis üyeleri çalıştırılmıyor… Ortaya atılan fitne, fesatla oluşan kin, nefret… söz ve duyguları siyasiler arasında açık ve gizli rekabete neden oluyor ki, başkanların başarısızlığı üzerine, başarı kurulmaya çalışıyorlar. Bu çirkin rekabetin Gölbaşılılara gelecek hizmetlerin yok olması diye düşünmüyorlar ve ne pahasına olursa olsun başarısız olması bir başarı yöntemi olarak kullanılıyor… Yani, Böl, Parçala, Zayıflat…projesi siyasiler arasında da siyasi bir proje olarak karşımıza çıkıyor… Bu kadar olumsuzluk karşısında yapılabilecek tek şey fabrika ayarlarına dönmek olacaktır…
Ancak, ben halen girişte başladığım meclis üyeleriyle ilgili konuyu anlatamadım. Hepsi birey olarak çok kıymetli, saygın insanlar ancak biz burada yaptıkları siyasette oluşan aksaklıkları anlatmaya çalışıyorum. Dünkü yazımda bazı meclis üyeleri hangi aldığımız kararları takip etmiyormuşuz? gibi mesajlar verip daha geniş bir açıklama bekledİklerini fark ettim. Fazla uzatmadan birkaç konuyu burada yazıyım. Zaten bir gurup meclis üyesi Kent Konseyi konusunda aldıkları kararların halen uygulanmadığını söylemişlerdi. Ben, Türkçe konusunda alınan karar ne oldu, arkasında niye durmuyorsunuz? diye soruyorum. İlçedeki esnafların tabelaların Türkçe isim konulması konusunda teşvik edilip, yabancı isim yazanlar uyarılacaktı. Zaten özel işletmesi olana müdahele etmek zor bir yaptırım yoksa ancak kamu yerlerine konulunca olmuyor. Hele ki Gölbaşı Belediyesi’nin mülkü olan Alparslan Türkeş Parkı içerisindeki çay bahçesi Gölbaşı Esnaflar Odası Başkanlığı’na 600 lira’ya kiralandı. Esnaflar için güzel bir hizmet, Oda başkanını da tebrik ederim ancak “bunun tabela reklamında Bistro niye yazıyor. Türkçe kelime mi kalmadı da Bistro yazıyor” diyerek daha önce de yazdım. Ben zaten Türkçe konusunda hassasım ancak birkaç kere yazdıysam belediye meclis üyelerinin aldıkları kararlara istinaden yazdım. Esnaflara örnek olması gereken oda başkanı İsa Albut'un Türkçe’ye bakışını iyice anladıkta, Belediye Meclisi bu kararı alıpta uygulayamıyorsa saygınlığına da gölge düşmez mi! Birde böyle konuları kira sözleşmelerine yazılması lazım, uymuyorsa kira sözleşmesine feshedilmesi lazım. O yeşil alanda hergeçen gün zaten beton yığını haline dönüyor orasını da mutlaka takip ediyorlardır… Diğer bir belediye meclis kararı var. 15 Temmuz hain saldırısında ilçemizde kamu görevlilerinden çok şehit var, gaziler var… Gölbaşı Belediye meclisi de bu hain saldırıyla ilgili bir karar aldı. Polis Akademisi yolu üzerinde bulunan Şelale Parkı’nın Şehitler Parkı olarak adlandırılıp, içine de bir Şehitler Anıtı yapılması kararlaştırılmıştı. Bu karardan yaklaşık 5 ay geçti halen ortada bir çalışma yok. Bazı meclis üyesi arkadaşlara proje ne aşamada diyorum, hiçbirşey yok. Bu proje ne aşamadadır. İptal edildiyse de çıkıp söylensin ancak alınan bir kararın arkasında durmamak meclisin saygınlığına gölge düşürür. Ve Zübeyde Hanım isminin Seğmenler Mahallesi Kültür Merkezi inşaatı reklamlarında neden geçmediğini söylemiyorum bile... Bunlar kamuoyuna yansıyan konular olduğu için söylüyorum. Bu ülkenin ve milletin birliği, dirliği adına yapılacak her çalışma en büyük hizmettir. Madem ortada bir milli seferberlik çağrısı var her alanda bu milli duyguların yanı sıra, bizleri millet yapan tüm değerleri koruyup, yaşatmalıyız…
Selam ve Saygılarımla Bayram Türkmez 29 Aralık 2016
|
||
|
||
Etiketler: |
|
Bu modül kullanıcı tarafından yönetilir, ister kod girilir ister iframe ile içerik çekilir. Toplamda kullanıcı 5 modül ekleme hakkına sahiptir, bu modül dahil tüm sağdaki modüller manuel olarak sıralanabilir.