|
||
Anayasa Mahkemesi önemli bir karar aldı... | ||
Bayram Türkmez Haberi | ||
![]() |
||
ANAYASA MAHKEMESİ KANUNİ TEMSİLCİLERİN KUSURSUZ SORUMLULUK HALLERİNE İLİŞKİN HÜKMÜ İPTAL ETMİŞTİR Ali ÇAKMAKCI E. Hesap Uzmanı Bildiğimiz üzere 6183 sayılı AATUHK’nın mükerrer 35. Maddesine 5746 sayılı Kanunun 4. Maddesiyle eklenen hüküm gereğince amme alacağının doğduğu ve ödenmesi gerektiği zamanlarda kanuni temsilci veya teşekkülü idare edenlerin farklı şahıslar olmaları halinde bu şahıslar, amme alacağının ödenmesinden müteselsilen sorumlu tutulmaktadırlar. Kanuni temsilcilerin sorumluluklarına dair 213 sayılı Vergi Usul Kanununda yer alan hükümler, bu maddede düzenlenen sorumluluğu ortadan kaldırmamaktadır. Bu hüküm açıkça amme alacağının doğduğu ve ödenmesi gerektiği zamanlarda kanuni temsilci veya teşekkülü idare edenlerin farklı şahıslar olmaları hâlinde bu şahısların amme alacağının ödenmesinden müteselsilen sorumlu tutulacağını düzenlemektedir. Bahsi geçen hükümle kanuni temsilciliğe ilişkin sorumluluğun devrine rağmen, borca ilişkin sorumluluk devam etmekteydi. Danıştay’a göre 6183 sayılı Kanun, 1 inci maddesinde sayılı vergi dahil tüm amme alacaklarının tahsil usulünü düzenlediğinden, mükerrer 35 inci madde vergi ve buna bağlı alacaklar için uygulanabilir gibi görünse de, Vergi Usul Kanunu'nun 10 uncu maddesinin özel nitelikli bir tahsil hükmü olan ikinci fıkrasınınzımmen veya açık olarak ilga edilmediği için, vergi ve buna bağlı alacaklarda mükerrer 35 inci maddenin uygulanma olanağı bulunmadığı, nitekim Kanunun gerekçesinde de Vergi Usul Kanunu'nun 10 uncu maddesine atıfta bulunularak, mükerrer 35 inci maddenin "diğer amme alacakları" için getirildiği belirtilmekle, paralel bir düzenlemeyle bu ayırıma gidilmiş olduğu, bu durumda, vergi ve buna bağlı alacaklarda kanuni temsilcilerin takibi için uygulanacak madde özel hüküm olan Vergi Usul Kanunu'nun 10 uncu maddesi olup, 6183 sayılı Kanun'un mükerrer 35 inci maddesi ancak diğer amme alacakları için uygulanabileceği ortaya çıkmaktadır. AnayasaMahkemesi, 19/3/2015 Tarihlive E: 2014/144, K: 2015/29 SayılıKararıile 6183 sayılıAmmeAlacaklarınınTahsilUsulüHakkındaKanun'un (AATUHK) KanuniTemsilcilerinSorumluluğubaşlıklımükerrer 35 incimaddesininbeşvealtıncıfıkralarınıniptalinekararverilmiştir. Mezkurmaddeninbeşincifıkrasıileilgiliolarak; VergiUsulKanunu’nunkusuradayalısorumlulukilkesinibenimsemişolduğu, oysailgilikuraldaöngörüleninisekusursuzsorumlulukolduğu,busebeplekanunitemsilcilerinkendilerigörevdeolmadıklarıdönemdegerçekleşenişveeylemlerdensorumlututulduklarıvebudurumun da adaletvehakkaniyetilkeleriilebağlaşmadığı; maddeninaltıncıfıkrasıileilgiliolarak da VergiUsulKanunu’ndakanunitemsilcileriçinkabuledilensorumluluğun, kusuradayalısorumlulukolduğuburadabelirtilensorumluluğunisekusursuzsorumlulukolduğubelirtilmiş, bunagöre VUK 10 uncumaddesiuyarıncakanunitemsilcilerinsorumlututulabilmesiiçinvergilendirmeödevlerininyerinegetirilmişolmamasıgerektiğindenbahsedilmiştir. Yine, kararıngerekçesindeaynımaddiolaya hem VUK hem de AATUHK kurallarınınuygulanmasınınbelirsizlikoluşturacağı, dolayısıylasözkonusudurumunhukukdevletiilkesineaykırıolduğugerekçelerinedayanılmıştır. Birdiğerifadeyle, AnayasaMahkemesikanunitemsilcilerinsorumlututulabilmeleriiçinkusursorumluluğuaramıştır.Sorumluluğudevredenkanunitemsilciammealacağınınödenmemesindekusurubulunursayinesorumlututulabileceğitabiidir.İptal kararı ile kanuni temsilcilerin geriye yönelik sorumluluklarının kalktığı şeklindeki değerlendirmeler hukuken doğru değildir. Yani, bir limited şirket veya anonim şirket kanuni temsilci sıfatınız varsa ve bu sıfata ilişkin görevlerinizden ayrıldıysanız daha sonra ortaya çıkan vergi cezası nedeniyle Maliye Bakanlığı adınıza ödeme emri düzenleyemeyecektir. Böylece, hukuk düzeni kusuru olmayan kanuni temsilcileri korumaya devam edecektir. Mesela, 2013 yılında kanuni temsilcilik görevinden ayrılan kişinin, 2014/Ocak ve Şubat aylarında gerçekleşen sahte belge kullanımı veya düzenlemesine bağlı olarak gerçekleşecek vergi cezalı tarhiyatlarda müteselsil sorumluluğu yoluna gidilemeyecektir. Fakat, bu cezanın oluşmasında kusuru bulunan temsilcilerin yasal açıdan yine sorumlu olmaya devam edeceklerini ifade etmek yerinde olacaktır. Bir diğer ifadeyle, Anayasa Mahkemesi’nin bu iptal kararının, kanuni temsilcilerin geriye yönelik sorumluluklarını ortadan kaldırmadığını, sadece “kusurlu” olmadıkları halde sorumlu tutulmalarını engellediğini ifade etmek gerekmektedir. Anayasa Mahkemesi, iptal kararı için özel tarih belirlememiş olup; bu Kararın Resmi Gazete’de yayımlandığı tarih olan 3 Nisan 2015 tarihinden itibaren hüküm ifade edeceğini belirtmek gerekmektedir. Karar ile şirketi temsil eden kişi veya kişilerin rahat bir nefes alabileceklerini düşünmekteyiz. Aksi takdirde, sınırsız bir sorumluluk şekli hukuk düzeninin koruyabileceği bir durum değildir.
|
||
|
||
Etiketler: |
Bu modül kullanıcı tarafından yönetilir, ister kod girilir ister iframe ile içerik çekilir. Toplamda kullanıcı 5 modül ekleme hakkına sahiptir, bu modül dahil tüm sağdaki modüller manuel olarak sıralanabilir.