Göl-Bir-Der Başkanı Münür Ballı yaptığı yazılı açıklama ile terörü kınayarak, basın bildirisi yayınladı. Terörü lanetlleyerek, altgeçit yanında birlik ve beraberliliği ilan etmek adına basın bildirisi okudu.
Altgeçit yanında sık sık terör örgütüne karşı sloganların atıldığıve okunan basın bildirisiyle birlikte Cemal Gürsel Caddesi ve Cumhuriyet Caddesi üzerinden Gölbaşı Kaymakamlığı önüne gidilerek İstiklal Marşı okuyan yaklaşık 400 kişilik gurup daha sonra dağıldı.
Göl-Bir-Der adına okunan basın açıklaması şöyle:
YÜCE TÜRK MİLLETİ
"Zor günlerden geçiyor ve acı günler yaşıyoruz. Olayları doğru algılamak zorundayız. Diyarbakır’da ve Beytüşşebap’ta verdiğimiz şehitler yüreğimizi yakarken, Hakkâri’den gelen acı haberle de bir kez daha sarsıldık.
Buradanşehitlerimize Allahtan rahmet, ailelerine ve Aziz Türk Milletine başsağlığı, yaralıaskerlerimize de acil şifalar diliyoruz.
Terörist başının yakalanmasıyla bitme noktasına gelen terör sorununun; “Kürt sorunu” olarak tanımlanmasıyla başlayan ve açılım tartışmalarıyla beslenen güdümlü siyaset sonucunda yeniden hortlaması dikkatlerden kaçmamaktadır.
Bu noktada, verilen bunca şehidin ardından klişe açıklamalarla yetinilmemesi, bu terör belasının mutlak surette son bulması ve sorumlularının bulunarak, en ağır şekilde cezalandırılması gerekmektedir.
Eli kanlı teröristlerin kahpece düzenlediği eylemler tüm hızıyla sürerken, siyasilerin Ortadoğu’yu dizayn etme çabasına girmeleri, ülkemizi yönetenlerin, ülkemiz gündeminden ne denli uzak olduğunun açık bir göstergesidir.
Her terör eylemi sonrasında, terörist faaliyetleri kınamak yerine, terörle mücadele eden kurumları eleştirerek, adeta olanlardan güvenlik güçlerimizi sorumlu tutmaya çalışanlar;
Oluk oluk şehit kanı akarken, oturdukları sırça köşklerden barış ve demokrasi naraları atanlar;
Dağdan inen teröristleri davul zurna eşliğinde karşılayanlar;
Ekmeğini yediği, varlığını borçlu olduğu devletin kurumlarını içten içe yıpratanlar;
Terörle mücadele yerine teröristle müzakereye soyunanlar, bulundukları yeri bir kez daha gözden geçirsinler. Birçoğunun kalem tutan ellerine, şehitlerimizin kanları bulaşmıştır.
Bilinmelidir ki, onlarca yıldır bütün insani değerleri ayaklar altına alan, katliamlarıyla kanımızı donduran terör örgütüyle müzakere yapılması, canileri cesaretlendirmekte, destekçilerini umutlandırmakta ve şehitlerimizin ise kemiklerini sızlatmaktadır.
Bizler, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıyız. Atalarımız canlarını ve kanlarını vererek bu toprağı vatan yapmışlar ve bizlere emanet etmişlerdir. Bu cennet vatanın bölünmez bütünlüğünü hedef alan, güvenlik güçlerimizi ve diğer kamu görevlilerini şehit eden, kundaktaki bebeleri dahi katleden, ülkemiz topraklarını bölerek ayrı bir devlet kurmayı hedefleyen ve kendi iradesi ile dağa çıkan örgüt mensuplarının cezalandırılması, öncelikle şehitlerimizin, milletimizin ve vatandaş olarak bizlerin en doğal talebidir.
Bugün gelinen noktada, teröristle müzakere yapanlar, bu yetkiyi bizlerden, bu toprakları kanlarıyla sulayan şehitlerimizden ve onların ailelerinden almamıştır. Terörle mücadele her zeminde ve her zaman, sürekli olarak yürütülmesi gereken çok yönlü bir faaliyet iken, terörle mücadeleye başlamak için Ramazan sonrasına randevu veren anlayışın bir an önce kendine gelmesi gerekmektedir.
Teröre ve teröriste tepki gösterenlerin kandan beslenenler olarak takdim edildiği, askerimize kurşun sıkan ellerin öpüldüğü, milletin meclisinde İmralı’nın sözcülüğünün yapıldığı, hainler konuşurken vatandaşın susturulduğu, Mehmetler toprağa düşerken televizyonlarda dansözlerin oynatıldığı, şehit cenazelerinde “şehitler ölmez” diyenlere soruşturmaların açıldığı ve terörle mücadele eden kurumlarımızın yıpratıldığı bir süreç yaşıyoruz.
İnanıyoruz ki, Türk milleti kendisine oynanan oyunu ve yapılan hainliği de asla unutmayacak; kim olursa olsun, teröriste yardım ve yataklık edenlere hak ettiği cevabı mutlaka verecektir.
Bilinmelidir ki; her şehit haberinden sonra, yetkililerin sığ açıklamaları, artık Türk Milletini tatmin etmemekte ve acımızı dindirmemektedir.
Gölbaşılılar olarak, bu milletin sırtından nemalanıp, bu milletin evlatlarını vuran katilleri, bu katilleri alkışlayan sözde aydınları, sokaktaki vurdumduymazları ve teröriste terörist diyemeyenleri ve tüm destekçilerini lanetliyor ve diyoruz ki “Gün birbirinizle laf savaşına girme günü değildir!” Siyasi parti liderleri ve temsilcileri, gün birlik ve beraberlik günüdür. Gün, terörle ve yandaşları ile mücadele günüdür.
GÖLBAŞILILAR BİRLİĞİ DERNEĞİ |